İLİŞKİLER 15 Ağustos 2023
11,5b OKUNMA     326 PAYLAŞIM

Tarihteki İlk Servet Avcısı Olduğu Düşünülen Kadın: Minnie Wallace Walkup

19. yüzyılın sonlarında magazin haberlerine konu olan Minnie Wallace'ın hikayesi.

minnie wallace walkup için tarihteki ilk gold digger (servet avcısı) diyebiliriz. hikayesi ise şu şekildedir;

19. yüzyılın sonlarında, magazin haberlerine konu olan minnie wallace, new orleans'lı bir avukatın kızıydı.

1885 yılında, kansas emporia belediye başkanı j.r. walkup ile evlendi. walkup 48, minnie ise henüz 16 yaşındaydı. aradaki muazzam yaş farkına rağmen çoğu kişi bu evliliği onayladı ve çiftin birbirlerine çok yakıştığına inandı.

bir şeyler ters gitti ve walkup evlendikten hemen sonra öldü. yapılan otopsi sonucu walkup'ın zehirlendiği yönündeydi. vücudunda ölümcül düzeyde arsenik tespit edilmişti.

kocasının ölümü üzerine genç kadına yaklaşık 500.000 dolar (bugün neredeyse 16 milyon dolar) miras kalacaktı fakat kocasının ölümünden sorumlu olmakla suçlanıyordu. minnie tutuklandı ve yaşlı kocasını öldürmekle suçlandı. cinayet davasının her aşaması kansas ve ötesinde manşetlere taşındı. dava, günün en önemli konusu olarak gazetelerin ön sayfalarında yer aldı.

bugün, ölen kişinin vücudunda arsenik bulunması cinayet işlendiğinin açık bir kanıtı olabilirdi. ancak 1800'lerin sonlarında işler biraz karışıktı. arsenik, insanların kıyafetlerinden, oturma odalarındaki duvar kağıtlarına kadar her yerdeydi. ve bilindiği üzere eroin, kokain ve daha fazlasıyla kendilerini tedavi etmeye çalışan viktorya dönemi insanları da arseniği sağlık amacıyla kullanmaya çalışıyordu.

minnie savunmasında, ölen kocasının evli oldukları birkaç hafta boyunca sözde "afrodizyak" olarak bilerek arsenik hapları aldığını iddia etmişti. savunma, ayrıca merhum belediye başkanının frengi hastası olduğunu ve bu rahatsızlığını tedavi etmek için bu maddeyi kullandığına dair kanıtlar da sunmuştu.

bunların her ikisi de arseniğin bilinen kullanımları olduğundan, jüri minnie'nin ifadesine inanmayı seçti ve genç kadın sansasyonel bir şekilde beraat etti.

minnie özgürlüğüne kavuşmuştu. ileriki yıllarda, özellikle de tanıdığı erkeklerin ölümleri onun ünlü biri olarak kalmasını sağlayacaktı.

minnie wallace'ın ilk kocasının ölümü ve ardından kansas gazetelerinde sürekli yer almasına neden olan dava, hikayesinin en ünlü kısmı olmaya devam etti. katil zanlısı kadın, daha sonra başka şüpheli ölümlerle de ilişkilendirildi ve pek çok kişi hala j.r. walkup'ın ölümünde parmağı olduğuna inanıyordu.

1897 yılında zengin bir kereste tüccarı olan "john b. ketcham", minnie'nin ölen kocasından kalan mirasla satın aldığı chicago'daki evinde ölü bulundu ve yeniden manşetlere taşındı.

minnie, ketcham ile iki ay önce gizlice evlendiklerini, ancak ilişkilerini gizli tuttuklarını ve karısı olarak onun mirasından pay alma hakkına sahip olduğunu iddia etti. ketcham'ın erkek kardeşi, minnie'nin mirastan pay almasını engellemek için yasal bir mücadele başlatmıştı. artık bayan ketcham olarak anılan minnie yaklaşık 200.000 dolar pay aldı ve hiçbir kabahati olmadığı tespit edildi.

ancak minnie'nin manşetlere taşınan aşk hayatı sona ermekten çok uzaktı ve ne yazık ki son perdesi yıkıcı bir hal alacaktı.

chicago'lu zengin bir finansçı olan başka bir yaşlı adam "de lancy h. louderbeck".

louderbeck evliydi. minnie ile bir baloda tanıştı ve ona aşık oldu. takip eden yıllarda louderbeck'in minnie'e milyonlarca dolar verdiği ve karısını terk ettiği söyleniyor. ancak louderbeck'in saplantılı aşkı, minnie'ın ingiliz subayıyla evlendiğini bildiren bir telgraf göndermesiyle altüst oldu. kalbi kırılan louderbeck intihar ederek öldü.

gazeteler minnie'nin sonunda ingiliz kocasıyla gerçek aşkı bulmuş olabileceğini yazdı. minnie hayatı boyunca servet avcısı olmakla suçlansa da en sonunda trajik bir figür olarak kabul gördü.