İLİŞKİLER 5 Nisan 2018
183b OKUNMA     852 PAYLAŞIM

Tedavisinin Farkındalık ile Mümkün Olduğu Psikolojik Problem: Bastırılmış Cinsellik

Bastırılmış cinsellik kısaca kişinin, kendi cinselliğini ifade etmesinin bir şekilde engellenmesi durumudur. Detaylıca incelemek gerekirse...

kişinin kendisinin yada kendi gibi olan yakın çevresinin farkına varamayacağı, ancak cinselliği bastırılmamış sağlıklı bireylerce kolaylıkla fark edilebilecek bir psikolojik problem kaynağıdır bastırılmış cinsellik. 

2 aşamalıdır 

öncelikle cinselliği, cinsel organları, anne-babasının cinsellik yaşıyor olduğunu keşfettiği 2-6 yaşlar arası dönemde baskı gören, ayıp, günah, çek elini, çık odadan, sus bakiim'lerle engellenen erken çocukluk dönemi ve sonrasında gerçek anlamda cinselliğin keşfedildiği, mastürbasyonun, aktif seks hayatının başladığı ergenlik dönemi. yine bu dönem günah'larla, ayıp'larla, yasak'larla, elalem ne derlerle harcanıp geçiverir, bir daha geri gelmesi mümkün olmayan, insan ömründe bir kez yaşanan o "delikanlılık" denen dönemi yaşayamadan, bastıra bastıra, deyim yerindeyse ot gibi yaşanır, bu dönem sonrasında da muhtemelen kendi gibi bir geçmişten gelen biriyle evlenilir.

din kavramı bu gibi yetiştirme tarzlarında en başta gelen etken olmakla beraber, cinselliğin bastırılması için aşırı dindar bir aileden gelmek çok da şart değildir, zira (örneğin türkiye'de) dinden temellenen toplumsal kurallar da en azından dinin kendisi kadar etkilidir.

sonuç olarak

asosyal, gergin, sinirli, kolay parlayan, eleştiriye tahammülü olmayan, cinselliğini yaşayanlara nefret dolu, en alakasız obje ve durumlarla cinselliği bağdaştırabilen, çocuğunu da kendi gibi yetiştirme çabasında bir yetişkin olur. bu sinirli yetişkinimiz, kızlı erkekli sosyalleşen, arkadaşlıklar kuran, birlikte yiyip içip gülüp eğlenebilen sağlıklı bireylere kin ve nefretle bakar, onların da tıpkı kendisi gibi sürekli cinsellik düşündükleri sanrısına kapılır. çünkü kendi algısında kızların ve erkeklerin cinsellik düşünmeden bir arada bulunabilmesi kavramının içi boştur. ve hoşlanmadığı bu durumdan kaçınmak için çabalar. zihninin derinliklerindeki ezikliği daha da bastırdıkça, bunun dışarıya yansıması yükselen bir ego, kendiyle manasız biçimde gurur duyma şeklinde ortaya çıkar.

ancak en tehlikelisi de bu cinselliği bastırılmış dostumuzun eline yetki verilmesidir. çünkü sahip olacağı yetki, onun ezilmiş, bastırılmış yanını besleyecek, hükmedebildiği kitlelerin oranı doğrultusunda kendisini daha güçlü, daha erekte hissedecektir. alkışlayanı çok oldukça, yükselen egosu artık hadsizliğe varacaktır.

elindeki yetki ve gücün onu yiyip bitirmesi çok kolaydır, zira bir süre sonra engellenemez biçimde sahip olduğu yetkilere bağımlı hale gelecek, kendisini sorgulayan, eleştiren, karşıt görüş bildiren herkesi, kendi yakını dahi olsa, bilinçaltında potansiyel düşman olarak kabul edecek, insanları siyahlar ve beyazlar (kendi gibi düşünenler - düşünmeyenler) olarak zihninde ayıracak, onların da bunun farkına varması için, onları kendi içinde bölebilmek için manipülasyonlar yapacaktır. hayatında ilk kez sahip olduğu o kudretin ellerinden kayıp gitmemesi için her yolu mübah kabul edecektir.

bu durumun tedavisi farkındalık 'la başlar, ancak ilk ve en zor aşamadır farkındalık. zira kendisinin hatalı olabileceğini, normal olanın o olmadığını kabul edebilmesi, çetin psikoterapiler gerektirir. geçmiş olsun...

bastırılmış cinselliğin dışa vurumu insanların uğraştığı işlerde görülür

örneğin cinselliğini bastıran bir ressamın tablolarında cinselliğin izleri görülebilir, tabii adam gidip de seks falan çizmez, bu bastırmaya ters düşer, onun aksine cinselliği kendisi farkında olmadan temsil eden şeyler çizer, veya ne bileyim, ressam elindeki fırçayı, yazar kalemini, asker silahını, william wallace kılıcını, manav salatalıklarını kendi penisi olarak görebilir (fallik obje), ve seksüel enerjisini onunla boşaltabilir. veyahut, kişi bilinçaltı tarafından cinsel birleşme olarak algılanan dans etmek gibi aktivitelere yönelebilir, bu aktivitelerden hangilerinin cinsel birleşme olduğu kişiye göre değişir diye düşünüyorum. şimdiye kadar anlattıklarım kendi inancımdır, teoridir, bir de gerçek vardır ki, o da şudur: bastırma genelde 'tecavüz' olarak dışarı çıkar, tecavüzden kastım cinsel değil, şiddet/öfke yansıtmak anlamında, 'rape' değil 'violence' yani (seksi bastıran adam niye rape yapsın zaten). bunun yanında da ister istemez rüyalanırlar. tabii bu dediklerim bilinçli olarak bastıran (supresyon) kişi için geçerlidir.

din, vicdan, travma, bilincinden bağımsız soyut bir organ tarafından bastıranlar(represyon) ise olayın trajik boyutunu temsil ederler. ama bizim toplumdaki baskı cinsellikle değil de sosyal cinsellikle ilgili. yoksa hepsi günde 8 kere mastürbasyon yapıyor, rüyalarında sevişiyor, cinselliği bastıran adam bunları yapmaz, yapamaz. represyonlu adama mastürbasyon dediğinizde bile anksiyete yaşar, ya da en azından mastürbasyon sonrası suçluluk duygusu hisseder(gerçi var bu tipler). ben dahil çoğu insanda olan örümcek fobisi gibi düşünün(bizde represyon yok ya çok uzağız aslında konuya), korkuyoruz ama neden olduğunu bilmiyoruz. 

bizim ülkede şu şekillerde görülüyor bu represyon

-seksten utanmak
-erken boşalma
-sekse gereğinden fazla değer vermek
-suçluluk duygusu
-tiksinti(şiddetli represyonlarda görülüyor daha çok. kadınlarda görülmesi daha olası, çünkü onların represyon için daha fazla nedeni var)
-karşı cinsle iletişimden kaçınmak
-başka işlerle aşırı uğraşmak(supresyonda anlattığım gibi)
-bakımsızlık(cinsel ilgi çekmemek için. genelde kadınlarda görülüyor, başörtüsünün genelde amacı budur mesela, "seks mi, o ne" duruşudur)
-vajinismus

bizdeki bu represyon öyle aşırı yerleşmiş bir represyon değil. seks yapa yapa kırılıyor, ya da evlilik safe zone zaten.

çözmek için ne yapıyoruz peki?

önümüze gelenle yatıp bokunu çıkarmıyoruz tabii ki, demek istediğimiz bu değil. güvenilir bir fuck buddy ediniyoruz ve karşılıklı olarak birbirimizi eğitiyoruz.

tek sorun seksin tabu olarak görülmesi değil, seksin tabulaştırılırken bir yandan da yüceltilmesi. bizim erkeklerden beklenilen başarı, gerdekte aileye gösterilmesi beklenen kan, penislerinin yüceltilmesi, amcalara gösterilmesi, fotoğraflarının çerçeveletip oturma odalarına asılması büyük bir sorun. adamlar ilk seksten ciddi ciddi korkuyor, başarısızlıktan, çükünün kü'çük' olmasından korkuyor. sonra başaramıyorlar zaten erken boşalıyorlar.

 freud'la bitiriyorum

"...bu türkler, cinsel hazza her şeyden fazla değer veriyorlardı ve cinsel bozukluklarla karşılaştıklarında garip bir şekilde ölüm korkusu karşısında duydukları kabullenmişlikle çelişen bir umutsuzluğa kapılıyorlardı."