SAVUNMA SANAYİİ 12 Mart 2020
32,9b OKUNMA     516 PAYLAŞIM

Türk SİHA'larının İdlib'de Vurduğu Rus Hava Savunma Sistemi: Pantsir-S1

Ruslara ait kısa ve orta menzilli karadan havaya füze ve uçaksavar topçu sistemi Pantsir-S1'lerden iki tanesi, geçtiğimiz haftalardaki İdlib çatışmaları esnasında TSK'ya ait SİHA'lar tarafından vurulmuştu. Gelin, bu hava savunma sistemlerini biraz yakından tanıyalım.

genelde kamaz-6560 model bir kamyon üzerine bindirilmiş olarak görülen ama gerektiğinde man marka başka bir kamyona, bir gemiye ve hatta tek başına bir noktaya sabit olarak dahi konumlandırılabilen bir hava savunma sistemi pantsir-s1.

geçen haftalarda idlib çatışması sırasında bunlarda iki tanesini vurduğumuz haberi herkesi şaşırttı

açıkçası ben de haberi duyunca önce inanamadım ama bu şaşkınlığımın sebebi ne iflah olmaz bir rus silah sevicisi ne de rusların yenilmez bir hava savunma cephaneliği olduğuna dair yıkılmaz bir inanca sahip olmam. şaşkınlığımın asıl sebebi, çoğu kişinin savaş denen karmaşa içindeki bazı makineleri, figürleri ve olayları müthiş bir seviyede abartma sevdasına düşmesi. bunun dozu kaçırılırsa işin rengi değişiyor ve bir noktadan sonra ortaya çıkabilecek başarısızlık durumlarında mazallah stalingrad'da ölen babasının hikayesini 1945 haziran'ında duyan alman çocuğuna dönme riskimiz çok fazla, o anda hissedilebilecek yıkım çok farklı bir şey. o nedenle bu başarıya sevinmek mantıklı ama unutulmamalı ki su uyur düşman uyumaz, çalışmaya devam...


şimdi söylemeliyim ki pantsir s-1 sistemi (nato kod adıyla sa-22 greyhound) ölümsüz ve geçilmez bir sistem değil

kökeni daha eskilere, 1970'lerde ortaya çıkan 2k22 tunguska'ya dayanan bu sistem daha önceden de imha edildi. şu görüntüde gördüğünüz gibi durağan haldeyken;


ve bu görüntüde gördüğünüz gibi yine durmuş vaziyetteyken de patlatıldı bunlar. 


bu iki işi yapan israilliler ve bizden farkları bu iki imha gerçekleşirken görüntüdeki pantsir sistemleri kapalıydı. gelgelelim bizim vurduklarımız aktif durumdaydı, çalışıyorlardı ama buraya bir tık koyalım çünkü bir sistemin çalışması onun tamamen aktif halde olduğunun kanıtlamıyor. neden böyle dedim, birazdan anlatacağım.

israillilerin bu iki videosu hakkında yazmak istediklerim var. öncelikle bunlar propaganda videoları ve suriye'de çekilen görüntüler. israilliler yoğun bir elektronik karıştırma ile pantsir'i tamamen körleştirip imha ettiklerini iddia etmiş ancak ruslar (muhtemelen potansiyel pantsir müşterilerini ürkütmemek için) böyle bir şey olmadığını, bu iki sistemin tamamen personel hatasından dolayı imha edildiğini söylemişler ama nedense pantsir'in sürekli yeni versiyonlarını çıkartıyorlar. ilk görüntüdeki pantsir çalışmıyor ve aktif değil. muhtemelen israillilerin anti-radyasyon füzelerinden korunmak için ya özellikle kapalı tutulmuş ya da mürettebatı çalıştırmaya fırsat bulamamış. israil hava kuvvetleri'nin yapmayı pek bir sevdiği baskın tarzı bir saldırı neticesinde vurulması bence çok daha akla yatkın bir seçenek.

ikinci görüntüdeki pantsir ise kendisine mühimmat ikmali yapılırken vuruluyor, zaten arkasındaki füze ikmali yapan kamyonu görmek mümkün. bu arada ikinci görüntü üzerinde oynanmış manipülatif bir görüntü ve 2 farklı video kesilerek üretilen bir propaganda videosu. videonun ilk kısmında görüntüyü çeken iha'ya atış yapan farklı bir batarya ama vurulan pantsir dediğim gibi en savunmasız anında, mermi ikmali yapılırken vurulan başka bir hedef. ruslar bu görüntüdeki pantsir mürettebatının tamamen suriyelilerden oluştuğunu ve pantsir'in mühimmatını gelişigüzel harcadıkları için beklenildiğinden erken mühimmat ikmaline ihtiyaç duyduklarını ve bu nedenle kolay hedef olduklarını iddia etmiş.

pantsir, sistemi üzerinde arama ve hedef takip radarı olan, 12 füzeye ve birkaç bin mermi taşıyan çift namlulu otomatik bir topa sahip orta-alçak irtifa hava savunma sistemidir. bunun görevi koruduğu yere çok yaklaşan hava unsurlarını vurmak ve menzili ile ateş gücüne baktığımızda son çare gibi bir şey. en gelişmiş modellerinin menzili 36 km'ye çıksa da en etkili oldukları efektif alanın 25 km genişliğinde ve hemen hemen 3-4 bin metre max yükselik olduğu söylenmekte. hep söylüyorum, bir bölgenin standart hava savunma sistemi tek bir bataryaya bağlı bırakılmaz. ideal durumda çok katmanlı ve birbirini örten sistemlerden oluşan kompleks bir yapı kurulur. bu yapılar da genelde önemli bölgelerin etrafında kurulur ki bir çatışma zamanında buralar korunabilsin. mesela elektrik santralleri ya da havaalanları bu bölgelere güzel birer örnektir. işte pantsir'in asıl kullanım amacı da bu kısımları koruyan ana hava savunma sistemlerine destek olmaktır. yani pantsir'in kendisi ana savunma hattı değildir. bu makine temelide bir destek unsurudur.


rusların, suriye'de kurduğu hava savunma sistemleri özellikle 2 bölgede yoğunlaşmış durumda: hmeymim hava üssü ve tartus donanma üssü

buralar rusların suriye operasyonlarını yönettiği 2 ana üs. bu bölgelere 3 katmanlı bir hava savunma sistemi kurmuşlar. ilk katman uzun menzilli s-400 ve s-200 sistemlerinden oluşmakta. ikinci katman s-300fm fort-m ve buk-m2e sistemleri. buk sistemini hatırlayacaksınız, ukrayna üzerinden geçen malezya havayollarının mh17 uçuş numaralı uçağını düşüren sistem. son katmansa osa-akm ve s-125 pechora-2m shorad sistemlerinden oluşmakta. ayrıca bu sistemlerin etrafında çok sayıda pantsir sisteminin konuşlandığı bilinmekte. bu sistemlerin ruslar ve kısmen de suriyeliler kontrolünde olduğu biliniyor. bunların yanında suriyelilerin doğrudan kendi işlettikleri sistemler de var ama o sistemler farklı bölgelerde konuşlu ve bu iki bölgeye oranla çok zayıf kalıyor.

rusların kurduğu ve işlettiği suriye hava savunma sisteminin koalisyon (amerika, fransa, ingiltere ve israil) saldırıları karşısında yaşadığı zaafiyet çok defalar ortaya kondu. bunun farklı nedenleri var. suriyeli personelin çalıştığı sistemlerdeki eğitim eksikliği önemli bir sorun. bunun yanısıra rusların başlangıçta hava savunma sistemleri açısından olaya çok önem vermemesi ama gittikçe artan koalisyon saldırıları ile birlikte ışid'in iha kullanarak yaptığı bazı saldırılar rusların giderek daha fazla sayıda hava savunma sistemini bölgeye getirmesine yolaçtı. gerçi bu sistemler bölgeye geldi ama bu defa da rusların doğrudan amerikalılar ve israilliler ile bir çatışma yaşamaktan kaçınması ve kendi üslerine yapılan saldırılar dışında siğer suriye hedeflerine yapılan saldırıları çok önemsememesi rus hava savunma sistemlerinin geneli konusunda kocaman soru işaretleri doğurdu.


gelgelelim bu gibi konularda hemen karara vermek ya da tek ya da birkaç saldırıya bakarak karar vermek yanlış 

çünkü işin içinde enteresan detaylar var. mesela suriye içindeki hava savunma sistemlerinin sayısı, yoğunlaştığı yerler, bunların komutasının kimde olduğu ciddi bir problem. bunun yanısıra bu sistemlerin karşısına çıkan hedeflerin değişkenliği de çok ayrı bir problem. mesela shayrat hava üssüne yapılan saldırıda üsse 59 tomahawk füzesi atıldı ama farklı bir kimyasal silah tesisine dronelarla saldırılar yapıldı. bazı bölgelere doğrudan elektronik karıştırma uçaklarının katıldığı ve uçaklardan bırakılan seyir füzelerinin kullanıldığı akınlar yapıldı. yani suriye hava sahası içinden çıkılmaz bir curcuna halinde. bu saldırılarda s-200, s-125 gibi sovyet döneminden kalan eski sistemlerin nispeten etkisiz olduğu ama s-300, s-400, buk ve özellikle tor sistemlerinin feci efektif çalıştığına yönelik bilgiler okuyabiliyoruz. mesela tor sistemlerinin %80 isabetle çalıştığına dair acayip bir oran sıklıkla yazılmış ki bir hava savunma sistemi için inanılmaz bir başarı oranı bu. ama rusların nedense s-400'lerini kullanmaktan ciddi olarak kaçındığını ve çoğu durumda daha alt sistemler olan s-200, tor ya da buk'ları ağırlıkla kullandığını yazmış kaynaklar. ilginç durumlar bunlar, etraflıca incelenmesi lazım. ama dedikodulara da bakarsak s-400'lerin özellikle suriye'nin güneyinde f-35 falan (elbette israil af'ye ait) hasarladıkları da söyleniyor ki teyide muhtaç bilgiler bunlar çünkü propaganda çok ağır bir durumda devam ediyor her iki tarafta.

gelgelelim savaş demek para demek. tor sistemi %80'lik bir vuruş yüzdesi sağlasa da tor sisteminin bu başarısı aynı zaman da aşırı bir maliyet anlamına geliyor. pantsir ile kıyaslarsak tor çok pahalı. en gelişmiş tor aynı anda en fazla 4 hedef izleyebiliyor ama suriye'deki tor'ların çoğu tek hedef ya da 2 hedef takip edebilen eski modeller ama füze maliyetleri pantsir ile kıyaslayınca çok pahalı. dolayısıyla bir drone'a ya da birkaç bin dolarlık bir seyir füzesine kocaman bir tor füzesi yollamak rusya'yı ekonomik anlamda zorluyor. bu nedenle pantsir gibi bir sisteme bel bağlamak durumundalar.


pantsir'lerin ilk modellerinin ciddi anlamda başarısız olduğu ve sürekli farklı alt modellerin suriye'ye yollandığını biliyoruz

bu konuda açık açık yazılan çok şey var. odaklanılan sorunlar elektronik karıştırmaya karşı dayanıksız oldukları, hedef takip radarının sorunlu olduğu, çok yavaş hedefleri izlemede radarının başarısız kaldığı, füzeleri hedefe ilerleten radarının karıştırılmaya müsait olduğundan füzelerin ciddi şekilde ıskaladığı ve bu nedenle mürettebatın aşırı mühimmat harcamaya eğilimli olup buna rağmen hedef vuruş oranının çok düşük olması başlıca bahsedilen konular. tor için %80'lik bir hedef vuruş yüzdesinden bahsedenler pantsir için %20'lik bir orandan bahsediyorlar ki bu cidden berbat bir başarı yüzdesi. sıklıkla dile getirilen güvenilmez radarlarından ötürü pantsir mürettebatlarının tek ya da iki füze göndererek imha edebilecekleri bir hedefe salvo halinde füze ateşleme eğiliminde olması ve bu nedenle beklenenden çok daha kısa bir sürede mühimmatsız kalmaları çok önemli bir problem çünkü çoğu pantsir bataryasının da mühimmatsız kaldıkları bu andan sonra vurulduğunu biliyoruz.

gerçi pantsir'i bu olayda tek başına suçlamak biraz haksızlık olacak çünkü işin temelinde hava savunma sistemlerinin bir zaafiyeti var. o da ecnebicesi saturation attack denilen taktik. bu eski sovyet taktiği kabaca şöyle; diyelim ki bir noktayı vurmak istiyorsunuz ama burası atıyorum her birinde 5 füze olan 5 batarya tarafından korunuyor. yani size yönelecek 25 tane füze var. siz bu hedefe vuruş yüzdesi %95+ olan pahalı 10 tane füze atıp düşmanın sizi ıskalamasını umabilir ya da hedef vurma oranı %75 olan ama daha ucuz 30 tane füze atıp 25 tanesi düşürülse bile 5 tanesinin hedefi vurmasını umabilirsiniz. maliyet ve başarı oranı açısından ikinci seçenek daha makuldür. yani hedefe çok fazla sayıda ama ucuz mühimmat atmak bir çözümdür. işte işin özü bu ve bu taktik özellikle suriye'deki rus hava savunma sistemlerine karşı sıklıkla kullanıldı. israilliler klasik seyir füzelerinin arasına elektronik karıştırma özelliğine sahip füzeler de ekledi ve bu şekilde saturation attack taktiğini bir adım öteye falan da taşıdılar ki bu çok ciddi seviyede bir durum. çünkü pantsir sisteminin elektronik karşı tedbir özelliği olsa da bir batarya en fazla 12 füze taşıyabiliyor ve kendisine yönelen yoğun bir saldırıda, üzerine üstlük baskılayıcı bir elektronik karıştırma varsa elindeki mühimmat çok çabuk tükeneceğinden imha olmaması gibi bir şansı yok.

bizim vurduğumuz pantsir'lere gelirsek 

öncelikle basına verilen görüntülerde pantsir'lerin çalıştığı görülmekte ama neden atış yapmadıklarını net olarak bilmiyoruz. belki elektronik olarak karıştırıldılar belki de atış yapacak mühimmatları kalmadı. sistemlere kimin komuta ettiğini bilmiyoruz. bunları komutası suriye'li mürettebatta ise dile getirilen ciddi eğitim ve moral eksikleri sonucu atış yapamamış olabilirler. 


gelgelelim neticede ne olursa olsun ellerinin altındaki sistem neredeyse kendi kendine atış yapabilecek seviyede gelişmiş. bu durumda imha edildiklerine göre ya mühimmatsız kaldılar ya da yönetimlerinde bir sorun var. ayrıca bir pantsir bataryası genelde 4-6 tane pantsir ile bunların bağlı olduğu tek bir komuta aracından oluşmakta. bu durumda bir aracın bağımsız atış yapabilmesi gibi bir durum yok, etkili bir savunma için koordineli çalışılması lazım. bu durum sizi yanıltmasın, bir pantsir tek başına da atış yapabilir ama en etkili organizasyonları bu 4-6'lı batarya sitemi. bizim vurduklarımız belki de tek başlarına "hadi git şurayı koru!" diye gönderilen araçlar. neyse, oralarını net bilemiyoruz ama bizim son dönemde üretilen savunma sanayii ürünleri ile bu 2 hedefi imha edebilmemiz cidden gurur duyulacak bir başarı. fakat daha en başta dediğim gibi pantsir, rus hava savunma cephaneliğinin belki de en dipteki üyelerinden biri. diğer sistemleri çok daha tehlikeli durumda.

işin genel çerçevesi bu

konsept olarak giderek yoğunlaşan bir iha/siha kullanım ortamında pantsir tarzı sistemlerin ileride karşımıza çok daha fazla çıkacağı muhakkak çünkü hava tehdidi çok değişken bir boyutta ilerliyor. pantsir bu işin daha başlangıcı fakat suriye gibi bir ortamın silah sanayiinde başı çeken amerikalılar ve ruslara ciddi dersler verdiği de ortada. şu anda pantsir'in bir sonraki adımı mutlaka tsarım aşamasındadır. yapmamız gereken mümkün olduğunca ayaklarımızın yere basmasını sağlayıp savunma çalışmalarımıza mümkün olduğunca gereksiz propagandadan uzak, sakince devam etmek olmalı.

Türkiye Neden Rusya'dan Satın Aldığı, S-400 Benzeri Bir Savunma Sistemini Kendi Üretmiyor?