EKONOMİ 20 Kasım 2017
100b OKUNMA     976 PAYLAŞIM

Türkiye Şartlarında Asgari Ücretin 2 Bin TL'ye Yükseltilmesinin Hiçbir Şeyi Değiştirmeyecek Olması

Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun açıklamasına göre asgari ücret 2 bin 20 Tl olarak belirlendi. Türkiye ekonomisi göz önünde bulunarak değerlendirildiğinde bu ücret hayatımızda güçlü ve radikal bir değişim yaratır mı?
iStock


asgari ücretin 2.000 tl olması hiçbir işe yaramayacak olan eylemdir. asgari ücretin daha önce %30 oranında artırılması hiçbir sorunu çözemediği gibi, şimdi tekrar %26'lık bir oranda artırılması da hiçbir şeye fayda sağlamayacaktır. nedenlerine gelecek olursak,

1) zaten yüksek olan kayıtdışı ekonomi oranını yükseltecektir.

bu da sgk'ya ödenen primleri düşürerek, sgk'nın açığını artıracaktır. bu açık da takdir edersiniz ki devlet tarafından karşılanmaktadır. demirel tarafından 1992'de seçim vaadi olarak verilen erken emeklilik önerisinden beri sgk'nın bütçesi açık vermektedir. farkında olmasanız da, çoğumuz maaşlarımızla, harcamalarımızla 35-40 yaşında emekli olan onlarca kişinin emekli maaşını ödemekteyiz.

2) kayıtdışılığı azaltmak isteyen devlet, sgk primlerine teşvik verebilir, böylece işsizlik önlenebilir. önlenebilir önlenmesine ama bu da bütçeye ek yük bindirecektir. 

zaten kgf ile 250 milyar liralık yüke kefil olmuş devlet bütçesi bu yükü kaldıramaz. bu durum da yeni vergiler olarak geri dönecektir. mesela benzinin litresi 1 seneye kalmadan 7 lirayı çok rahat bulur. bu da maliyet enflasyonu yaratır.

3) enflasyon demişken, en basit deyimiyle para arzının artması evet enflasyonu sabit üretimde artırır. 

ütopik bir durum olacak ama bir an için işsizlik oranının sabit kaldığını ve toplam para arzının da sabit kaldığını düşünün. olaya para arzı olarak baktığınızda, asgari ücretlilerin elindeki para miktarı artacak ve bu artış işveren tarafından karşılanacaktır. elindeki para miktarı azalan işveren yatırım yapacaksa, ertelemeyi tercih edecektir.

arkadaşlar enflasyon dediğiniz şey bir sepet üzerinden hesaplanır. para arzı sabit tutularak, işverenden asgari ücretliye yapılacak olan transfer ise tüketime karşı olan talebin kimyasını değiştirir. mevcut durumda enflasyon sepetinde gıdanın ağırlığı yaklaşık olarak %20'ydi. aşırı zengin kesimde bu oran mesela daha düşüktür. fakat asgari ücretlinin gider dengesinde ise daha yüksektir. bu durumda enflasyon asgari ücretlinin artan geliri sonrasında, asgari ücretlinin harcama kalemlerinde talep enflasyonu yaratırken, üst gelir grubu mallarında herhangi bir artış yaratmaz hatta düşüş bile yaratabilir.

4) beyaz yaka, artan asgari ücret ile birlikte enflasyonun sonucu olarak bu işten en büyük zararı alacak gruptur. 

chp'nin seçim vaadi olarak kullanması siyaseten mantıksız değildir. ağırlıklı kendi oy tabanı olan nitelikli beyaz yakalı kitlenin tek alternatifi olduğu sürece mecburen yeni kitle kazanmak adına böyle manevralar yapacaktır. akp'nin atatürkçü olması gibi bunun da bir siyasi getirisi olmayacaktır kanımca. beyaz yakanın büyük kesimi senelik enflasyon oranında zam almamaktadır. bu yüzden bu işten en büyük zararı onlar yaşayacaktır. artan asgari ücret sonucu artması beklenen gıda enflasyonu, bu kesimin gelirleri içindeki gıda harcamalarının payını artırarak hayat standartlarını düşürecektir.

5) yaşanan alım gücü değişikliği sonrası dış ticarette farklı etkiler yaşanacak.

senelik enflasyon oranında seyyanen zam alan beyaz yakalılarda ve enflasyon farkı alan memurlarda bu artış kısa süreli bir satın alma gücü kaybına yol açsa da, artan enflasyon sonucu tekrar alım güçleri eski seviyesine dönecektir. buradan da anlaşılacağı gibi, büyük kısmı hane halkı tarafından yapılan harcamalardan etkilenen talep enflasyonu önce asgari ücretlide birikecek, daha sonra kademe kademe daha yüksek ücret alan kesimlere doğru ilerleyecektir. toplam talep enflasyonuna olan etkisi giderek şekil değiştirmekle beraber, bunun dış ticaret açığına olan yansımalarının etkisi farklı olacaktır.

şöyle ki, asgari ücretlide biriken ek gelirin harcamaya evrilmemesi için tasarrufa yönelmesi gerekir fakat asgari ücretli zaten zor geçinirken tasarruf yapacak hali yoktur. kümülatif bir şekilde bu durum orta ve orta-üst maaşlı sınıfa yansıdığında harcamaların mahiyeti değişir. türkiye'de üretim pek yapılamadığından dolayı da, bu talep artışı ithal mallara olan talebi beraberinde de cari açığı artırır. ha bu belki, asgari ücretli tasarruf edemese de üst gelirliler tasarruf edebilir denerek eleştirilebilir fakat ithal mallar üzerindeki vergi yükü günbegün artmaktayken bu kesimin de harcama yapmaktan vazgeçeceğine ihtimal vermiyorum.

6) farklı ağırlıklarda olmakla beraber hemen hepsi zammın yapıldığı tarihten 2-3 sene içerisinde gerçekleşecektir ki bu duruma fed politikaları sonucu kurun gideceği seviye dahil edilmemiştir. 

ha her sene enflasyon oranında zam alan bir beyaz yakalı olarak, artı konut kredisi ödediğimi de dikkate alacak olursam ben desteklerim asgari ücretin artmasını. enflasyon oranı artacağından dolayı, alacağım enflasyon zammı artacak ve ödediğim konut kredisinin taksitleri düşecektir. şu an en büyük harcama masrafım da bu olduğu için, diğer harcamalarımı etkileyecek enflasyon oranı benim için ikinci planda kalmaktadır.

7) artan asgari ücret yabancı yatırımı etkileyecek.

türkiye maalesef nitelikli emek sahibi bir ülke değildir. bizi en cazip kılan şey avrupa'ya olan yakınlığımızdan dolayı düşük navlun fiyatları ve düşük asgari ücrettir. yabancı doğrudan yatırım da, yerel istihdam da ne yazık ki bu temel üzerinden ilerlemektedir. dolayısıyla artacak olan asgari ücret bu yöndeki olası yatırım şanslarını da etkileyecektir. ha enflasyon yükseldikten sonra bunun etkisi 1-2 seneye kaybolur ama zaten yapılan zammın etkisi de bu süreçte kaybolup gidecektir.

Türkiye Ekonomisi Son Zamanlarda Nasıl Cari Fazla Verebiliyor?