SİYASET 26 Mayıs 2021
140b OKUNMA     1156 PAYLAŞIM

Türkiye'deki Yöneticiler Neden Genellikle Karadeniz'den Çıkıyor?

Ülkemizdeki üst düzey yönetici ve siyasetçiler arasında Karadeniz kökenli oranının neden yüksek olduğuna dair teori ve akıl yürütmeleri derledik ve son sözü size bıraktık.

türkiye'yi neden rize-trabzon yönetiyor sorunsalının nedenini izah edeyim

yalnız ilkin söyleyeyim, yarı laz kökenliyim.

birçok benzer konuda olduğu gibi, bir değere sonradan dahil olanlar, zorla benimsetilenler, o değerleri herkesten, hatta o değerleri inşa eden veya ilk kez sahiplenen topluluklardan dahi daha çok içselleştirerek muhafaza etme dürtüsü edinirler. bunun nedeni, geçmişteki travmatik empozisyonun kültürde oluşturduğu ters tepkili bir koruma güdüsüdür.

tarihleri boyunca farklı hristiyan mezheplerine angaje olan pontus (yunan) ve laz (güney kafkasyalı) gibi doğu karadeniz'in otokton sayılabilecek halkları, malum fethin (1461) akabinde gerçekleşen islamlaştırma politikaları sonucunda peyderpey müslüman hale getirilerek bu değerleri benimsemişler ve yıllardır müslüman olan türklerden bile daha koyu renkte bir muhafazakarlık gömleği giymişlerdir.

Otokton: Yerli, bir bölgenin yerlisi.
1461: Trabzon'un fethi.

bugün bir kuşak öncesindeki dedeleri dahi romeika (rumca) konuşan, birkaç yüzyıl önce hristiyan ibadetleri gerçekleştiren, bizzat şahit olduğum şekilde hâlâ hristiyan adetlerini farkında olmadan yaşamaya devam eden köylerden çıkan trabzonlu siyasetçilerin veya günümüzde hâlâ lazca konuşabilmekte olan rizeli oligarkların türkiye'yi yönetmelerinin nedeni, müslümanlığı ve milliyetçiliği büyük bir dayatmayla kavramış olmaları dolayısıyla türklerden bile daha kuvvetli bir şekilde özümsemeleri ve buna istinaden, cehalet içerisinde yüzen bir topluma daha güçlü bir hamasetle pazarlayabiliyor olmalarıdır.

bu denklemi, zamanında türklerin araplar tarafından uğradığı talkan ve curcan katliamlarıyla (710) kuteybe gibi panislamist araplarca islam'ı kabul etmeye zorlanmaları ve bu yüzden islam korumacılığını, islam'ın kurucusu olan sami araplarından bile teslim alarak yüzlerce yıldır yeşil sancağı taşımaları olgusuna benzetebilirsiniz.

karadenizli biri olarak, bölge insanı hakkındaki gözlemlerim 

1. hırslı ve inatçıdırlar: bir şeyi elde etmek için çok çalışırlar, didinirler. eğer elde edemeyeceklerini anlarsalar her türlü yola başvururlar.

2. özgüven sahibidirler: bu özgüven okumuş-okumamış, hepsinde vardır. çoğu zaman bu özgüven arsızlık seviyesine kadar gider. cahil cesareti denilen kavrama sıklıkla denk gelirsiniz.

3. cesaretlidirler: özellikle ticarette müthiş cesaret sahibidirler. cebinde 100 bin lira varken bir milyonluk iş yaparlar. batmaktan korkmazlar. borç almaktan korkmaz, nasıl öderim diye hesap etmezler. bakarız bir çaresine kafasındadırlar.

4. lobi: hani o hep imrendiğimiz yahudi lobisi var ya, işte karadenizliler bunu çok iyi uygular. bana göre en önemli neden bu. dernekleşme, birlik olma ve beraber hareket etme güdüsü çok iyidir. özellikle siyasette oy gücü her şeydir. bu her ne kadar geri kalmışlığın ve bireyselleşememenin göstergesi olsa da türkiye de her zaman işe yarar.

5. hemşehricilik: aslında lobi başlığı altında irdelenebilir ama buradaki hemşehricilik olayı ayrı bir vakadır. herhangi bir kurumda karadenizli yönetici varsa eğer, kapıdaki bekçi köpeğine kadar kendi memleketinin sokak köpeğini bulur oraya getirir. yedi kat kan düşmanı bile olsa ona torpil yapar, menfaat sağlar. basit bir bireysel suç olayında bile hemen toplanıp beraber hareket ederler. kolay kolay içlerinden kimseyi ezdirmezler.

6. ticari disiplin: karadenizli esnaf ticarette babasına bile iltimas geçmez. dost veya akraba fark etmez, en yakın arkadaşına bile aynı ticari disiplini gösterir. üç beş kuruş aşağıya mal satmaz. herkese nasıl kazık atarsa onlara da aynısını atar.

7. çözüm odaklıdırlar: pratik zeka dediğimiz olay birçoğunda vardır.elleri her işe yatkındır. özellikle içinden çıkılmaz durumlarda her yöntemi denerler ve çözmeye çalışırlar. bu yüzden birçok işletmede aranan eleman olup, ustabaşı, şef ya da yönetici konumuna yükselirler.

8. cimridirler: diğer bölge insanlarına göre daha cimridirler. harcama yaparken kılı kırk yararlar. para, harcarken kazanılır lafını her karadenizlinin ağzından duyarsınız.

9. aile: aile yapısı olarak hala eski düzen aile yapısında bir yaşamları vardır. ailede herkes bir işin ucundan tutar. üretkendirler. mesela bir lokanta mı işletiliyor, küçücük çocuk bile orada bir şeyler yapar, katkı sağlar. tek çocuk ya da iki çocuk olayı çok azdır. ortalama 3-4 çocuk yaparlar. bu da özellikle aile şirketlerinde ve küçük ticari işletmelerde cesareti ve güveni tesis eder.

bizim gibi ülkelerde iki şey çok önemlidir: para ve nüfus. bu ikisi kimdeyse, o her zaman güçlüdür. karadenizliler yukarıda saydığım özellikler dışında, ellerinde bulundurdukları para ve nüfus gücü sebebiyle ülke yönetiminde bir adım daha öndeler.