Türklerle Avrupalı İnsanların Evliliğe Bakış Açısına Dair Gerçekçi Bir Karşılaştırma
avrupalı erkek ve kadın kendi yaşamları üzerinde söz sahibidir, işi vardır, hobileri vardır, bol seyahat etmektedir,en az bir spor ile uğraşmaktadır, kazandığı para ile özgürce yaşama şansı bize göre çok daha fazladır. evliliğe bakışları değişiklik gösterir,avrupalı çiftler birbirlerini sigorta olarak görmez ve birbirlerinin yaşantıları üzerinde mutlak tahakküm kurmaya çalışmazlar,verilen eğitim sonucu bu düşünceler çoğu kez içselleştirilmiştir.
bizde evlilik özellikle istanbul gibi şehirlerde mutluluk getirmez çünkü birlikte yaşamı idame ettirmek için her iki insanın da uzun mesai süreleri çalışması,trafikte,toplu taşımada günün iki üç saatini harcaması karşılığı yapılır,sonuçta kazanılan para ile düş kurmak yerine televizyon seyredip,ekran karşısında sızmak dışında pek fazla aktivite sergilenmez,çoğu kez turşuya döndükleri için çocuk varsa seks hayatları bile ölmüştür denebilir.
bizdeki evlilik tam anlamı ile kapitalizm uğruna gönüllü iki kölenin tom amcanın kulübesinde yaşaması ama bu durumu inkar etmeye çalışmasıdır. üstelik paranın yetmediği durumlarda,birinin işsiz kaldığı,daha da kötüsü kadının terfi edip erkeğin işsiz kaldığı durumlarda stres en kötü seviyesine çıkmaktadır. türk insanının içinden çıktığı ailede çoğu kez huzur yoktur, bol bol tartışma,kavga gürültü vardır. en küçük harcama kalemleri bile ciddi kavgaları tetikleyebilir.
hülasa bu durum elma ile armut'un kıyaslanmasıdır, benzer eğitim ve aile yapılarından gelmeyen avrupa erkeği zaten yasalar ile dehşetli korunan avrupalı bir kadına karşı mutlaka daha saygılı olmak zorundadır yoksa bavulu kapıda görür ve gıkını dahi çıkaramaz. kaldıki sıradan bir avrupalı insanın kendi içersinde barışık olma sakin olma eşiği sıradan bir türkden kat be kat fazladır.