KÜLTÜR 23 Mart 2017
153b OKUNMA     931 PAYLAŞIM

Ülkemize Has, İlginç Geleneklerden Biri: Cenaze Evinin Yemek Dağıtması

Mutlaka bir cenaze evinde tanık olmuşsunuzdur bu duruma. Sözlük yazarları da tartışmışlar.


genelde cenaze sahiplerinin dağıtmadığı yemeklerdir...

babam öldüğünde ben ve bütün kardeşlerim hastanedeydik. yakın akrabalar veya haberi duyanlar da geldi. sonra cenaze morga indirildi. biz dışarı çıktık. baktık ki mahallede boş bir dükkan vardı. orası tutulmuş, sandalyeler gönderilmiş. erkekler için taziye evi olarak hazırlanmış. hatta semaver falan da hazırlanmış.

kadınlar bizim eve gitmiş. evi temizleyip, çeki düzen vermiş. kadınlar için hazırlık yapılmış. tabi cenaze işlemleri ile ilgili biri belediyeye gitmiş, diğeri hastane içinde koşturmaya başlamış. biz döndük dükkana taziyeleri kabul etmek için. aradan bir saat geçmedi öğle yemeği olarak pide ayran geldi. abim sipariş vermiş diye düşünürken, gelip bana kaç para tuttu, zorlama kendini para var bende dedi. o ara sorduk ki, bir akraba söylemiş. sonraki 3 gün boyunca öğle, akşam yemekleri için birileri gelip, söz vermeyin kimseye ben hazırlattım zaten dedi. evde de durum aynıydı. gelenler yemek getiriyor, yapıyor veya organize edip taziye evinden getirtiyordu.

cenaze zamanı dostlar kendini belli ediyor. sessizce, belli etmeden tüm işleri yapıyorlar zaten...

önceden cenaze evine yemek götürülürdü sebebi de, cenaze evinde ateş yakılmaz geleneği idi. hatta çay bile pişirilmezdi komşular demliklerle çay getirirlerdi. taziyeye gidenler de mutlaka paketle çay veya şeker götürürlerdi. 

zamanla bu gelenek cenaze sahibinin bir yükümlülüğüne dönüştü. insanlar acısını mı yaşasın millete yemek yetiştirmek için mi uğraşsın. aynı zamanda büyük de bir maddi külfet. cenazede yemek vermek için kredi çeken cenaze sahibi bilirim. düğünümüz de cenazemiz de gösterişe dönüştü.

cenaze sahibi sadece üç, yedi ve kırk mevlidinde yemek verir. bazıları elli iki mevlidini de yapar. ben çocukken cenaze evlerine komşular kahvaltıya kadar götürürlerdi. çayı bile demleyip verirlerdi. cenaze evinde ocak, ateş yakılmaz diye. 40 gün televizyon, radyo açılmaz. kırkı çıkmamışsa henüz ve komşulardan biri de söz, düğün, nişan yapacaksa gelip cenaze evinden izin ister, onlar acılıyken eğlence yapmayı ayıp gördükleri için. cenaze sahibi de "ölüm de allah'ın emri, evlilik de allah'ın emri" der izin verirdi.

eskiden,mahallemizde cenaze olduğunda saygıdan televizyon açmazdık.acınız acımızdır mesajı verir.cenaze sahiplerini sabaha kadar yalnız bırakmazdık.
şimdi, pide ayran verilmediği için mırıldanan bir kitle olduk.
nereden nereye

bugun bir akrabamizin cenazesi vardi. sanki bir kutlama yapiliyormuscasina cenazede pide-ayran-tatli ve cikolata dagitildi.

cenazeden sonra birkac gece cenaze evinde kadinlar okuma yaparlar. bu aksam okumadan sonra kadinlara dagitilan seyleri sayiyorum; kulotlu corap, cikolata, topkek, meyve suyu, lokum, kuru kahve.

gosteris icin daha neler yapilacak bilmiyorum

önceleri komşuların getirdiği yemekler ikram edilirken şimdi genelde kıymalı pide ve ayranla yerine getirilen saçma bir adet. hele bazi arsız akrabalariniz varsa sabah kahvaltıda bile koşa koşa cenaze evine gelirler. mantık da "orası cenaze evi nasilsa yemek vardir."

neyse sinirlendim bak durup dururken.

anadolu halkı arasında çok yaygın bir adet. böyle bir adet bana saçma geliyor anlatmaya kalkınca da "vay sen geleneğimize mi karşı geliyorsun, kolukomşuya rezil mi olalım, rahmetli adına hayır yapmayalım mı felan filan" gibi cümeleler ile hücum ediyorlar.

gelenek var gelenek var, böyle gelenek mi olur arkadaş, gelenek dediğin güzel kültürel faatliyetlerin devam ettirilmesidir. bu tamamen adam kekleme. kasap et derdinde koyun can derdinde, sırf yemek için cenazeye gelenleri biliyorum.

komşulara, çevreye rezil mi olalım? niye rezil olasın kardeşim, zaten normal zamanda toplumsal hayatta nasılsan seni hep öyle bilecekler öyle anacaklar. asıl komşuların senin için yemek vermesi, dağıtması lazım. kötü gününde yanında olmalı.

rahmetlinin son hayrını yapmayalım mı? yap kardeşim yap da adam gitmiş artık, ne yaptıysa bu dünyada kendisi için yaptı zaten. mezarda "aa bu arkadaşın ardından yemek veriyorlar şimdi, hadi şunu es geçelim" mi diyecekler? rahmetli arkasından bıraktıkları ile sevabını almaya devam eder zaten, hayırlı evlat bırakmak gibi, okul, camii, çeşme, köprü vs vs gibi şeyler bırakarak da kendisine sevap gider ve hayrı devam eder zaten.

kısacası saçmadır, gereksizdir, cenaze sahibini zor durumda bırakmaktadır.

cenaze evinde toplanan uzak-yakın akrabalara, eşe dosta, konu komşuya yemek vermektir.

çoğu zaman ev yemeği de değil, pide-ayran şeklindedir. üstelik artık, belediyeler bu organizasyonu üstlenmeye başlamıştır.

bu insanlar genellikle akşama kadar süren cenaze öncesi başsağlığı dilenmesi, cenaze töreni ve defin işlemleri süresince bir şey yemezler.

yapılan ikram, acı günde yalnız bırakmayan dostları aç bırakmamak içindir.

taziye çadırı ile birlikte ülkeyi ele geçiren saçma sapan doğu adetlerinden biri.

ölü evinde yemek kaynamaz diye komşular tencere tencere yemek taşımıştı anneannemin cenazesi sırasında. şimdi bakıyorum çadırlar, yemek servisleri, mevlit için ses sistemleri derken tam parti havasında geçiyor cenazeler.