oxford'a nasıl girilir? kolay mı?

lisans ve yüksek lisans prosedürleri birbirinden farklı: lisans için başvuruyu kolejlere, yüksek lisans için ise departmanlara yapıyorsun. lisans öğrencileri başvurdukları kolejden kabul almadan üniversiteye kabul edilemezken yüksek lisans öğrencileri eğer departmanlardan kabul alırlarsa mutlaka bir kolej onları kabul etmek zorunda. süreçler ve giriş gereksinimleri kolay değil; fakat imkansız da değil!

kolej? departman? bunlar ne? bizim üniversitelerde fakülteler var

departmanlar fakültelerle aynı diyebiliriz; kendi alanlarında uzmanlaşan yapılar, dikey eksene yerleştirelim. yatay eksene de kolejleri koyalım: her öğrencinin bir koleji ve bir departmanı olmak zorunda. örneğin 1 numaralı öğrenci st. catherine's college ve business school'da mba yapabilir, 2 numaralı öğrenci st. catherine's college ve hukuk fakültesinde hukuk okuyabilir, 3 numaralı öğrenci christ church college ve business school'da mba yapabilir, 4 numaralı öğrenci christ church college ve tıp fakültesinde tıp okuyabilir. xy eksenine kolejleri ve departmanları koyup öğrencileri yerleştirebilirsin.

kolejler ne işe yarıyor, birbirlerinden farkları ne?

kolejler basitçe sosyal çevreniz ve üyesi olduğunuz yapı: kolejde kalıyorsunuz, kolejde yemek yiyorsunuz, kolej kütüphanesini kullanıyorsunuz, orada sosyalleşiyorsunuz gibi. ama sadece bu kadar da değil; kolejinizin profesörlerinden tutorial alabiliyorsunuz, kolejden finansal yardım alabiliyorsunuz... anlatması çok kolay değil, ama ciddi bir aidiyet var; örneğin insanlar birbiriyle tanışınca önce "ne okuyorsun" diye sormazlar, "hangi kolejdensin" diye sorarlar.

kolejlerin her biri kendi iç işlerinde bağımsız, ayrıca hangi öğrenciyi kabul edip etmeyeceklerine de kendileri karar veriyor. bu yüzden her birinin farklı kültürleri ve farklı kuralları var; ayrıca önem verdikleri alanlar da farklı. örneğin bir kolej müzik yeteneğine çok önem veriyorsa çocukluğundan beri korolarda piyano çalmış bir öğrenciyi kabul etme şansı daha yüksek oluyor :) ayrıca bazı kolejler dersler konusunda çok sıkıyken bazıları sosyal hayat ve extracurricular(ders programı dışı) aktivitelere çok önem veriyor.

dersler ağır mı? dönem nasıl geçiyor?

oxford'da bir sene üç dönemden oluşuyor: michaelmas, hilary ve trinity. her dönem sekiz hafta sürüyor, okuduğun bölüme ve lisans/yüksek lisans durumuna göre her dönem sonunda ya da sadece yıl sonunda (ya da sadece son yılın sonunda!) sınavlara giriyorsun. sekiz haftalık dönem oldukça yoğun geçiyor; çok fazla okumak, çok fazla yazmak, çok fazla tartışmak, çok fazla çalışmak zorundasın. sınıf/amfi yapısına ek olarak tutorial ve debating de sistemin yapı taşlarından: tutoriallarda (öğrenci diliyle tute) 3-4 kişilik bir öğrenci grubunun bir tutor'u oluyor, bu tutor size bir konu veriyor ve bu konuyla ilgili essay yazıyorsunuz. daha sonra grubun önünde tutor sizin essayınızı eleştiriyor, acımadan eleştiriyor, ve üç sene boyunca essayleriniz bu şekilde eleştirildikçe sonunda belirli bir seviyeye geliyorsunuz :) debating ise, adı üstünde tartışma, fakat türkiye'deki "tartışma" bunun yanında kavga olarak kalıyor; çünkü oxford'da karşınızdakini dinlemek, saygılı olmak, ve mantıklı argümanlarla tartışmak zorundasınız.

sosyal imkanlar nasıl?

harika! hem kolejler özelinde, hem de üniversite genelinde binlerce öğrenci kulübü var ve büyük kısmı çok aktif biçimde çalışıyorlar. kolejlerde lisans öğrencileri için jcr (junior common room) ve yüksek lisans öğrencileri için mcr (middle common room) isimli yapılar var, bunlar hem gerçekten fiziksel olarak üyelerinin kullanımına açık birer oda, hem de sosyal olarak inanılmaz aktif yapılar.

üniversitede spor çok ciddiye alınıyor, kolejler arası ligler/turnuvalar pek çok sporda var ve rekabet oldukça ciddi! ayrıca üniversite takımı üyelerinin (oxford blues) havalarından geçilmiyor!

trivial bilgi?

dört şey: 

oxford union: dünya çapında bir debating society. her hafta dünyaca ünlü isimler buraya gelip gidiyorlar, konuşuyorlar, tartışıyorlar. muazzam. 

formal dinners: her kolejin belirli aralıklarla (haftada bir gün ya da haftada iki gün gibi) formal dinner'ları oluyor. kolejlerin yemek salonlarında, formal dress code (yemek ceketi ve papyon vs. uzun elbise, ya da takım elbise vs. kokteyl elbisesi), güzel yemek, güzel şarap. 

balolar: kolejler belirli aralıklarla (en fazla yılda bir) balolar düzenliyor, baloların biletleri öğrenci bütçeleri için ucuz sayılmasa da (yemekli biletler £300'u bulabiliyor) atmosfer büyüleyici, ve coldplay'i canlı dinleyip emma watson'la ya da david cameron'la sohbet etme şansın olabilir :) 

formal clothes: subfusc olarak isimlendirilmiş akademik kıyafeti okula kabul, mezuniyet gibi törenlerde ve sınavlarda, evet sınavlarda! giymek zorundasın. ayrıca sınavlarda yakana taktığın karanfilin renginin de anlamı var: ilk sınav beyaz karanfil, ortadaki sınavlar pembe karanfil, son sınav kırmızı karanfil.

türkler var mı?

var, yirmi bin kişilik okulda muhtemelen 50-100 tane türk vardır. ben geçen sene 20-25 tanesini tanıdım, ama turkish society'ye gitseydim daha fazlasıyla tanışabilirdim.

Bu içerik de ilginizi çekebilir