TARİH 16 Temmuz 2018
151b OKUNMA     1086 PAYLAŞIM

Vikingler ve Moğolların Olası Bir Savaşında Hangi Millet Galip Gelir?

8. ve 11. yüzyıl arası güçleri zirve yapan Vikingler ve 13. yüzyıl Orta Asya'sında fırtınalar estiren Moğolların karşılaşması tarihsel ve coğrafi olarak biraz zor ama yine de eğlenceli bir tarih sorusu olarak ele alalım biz bu karşılaşmayı.


Askeri teçhizat ve saldırı gücü

tüfeğin icadına kadar moğollarla kim kapışırsa kapışsın moğollar alır. bir ordu en yavaş bileşeni kadar hızlı ilerleyebilir. bu, vikingler dahil orta asya steplerinden gelmeyen tüm ordular için piyadedir. moğol ordusu %100 oranında okçu süvarilerden oluşur.

bunlar at sırtında doğan, kimi kavimlerinde kadınlara evlenmek icin savaşta düşman öldürme sartı koşan ve bu yüzden amazon efsanesinin esas kökeni olan, yapımına 10-15 yıllarını verdikleri yaylarla ateş eden (ki son yüzyıla kadar her türlü ateşli silahtan daha uzun menzillidir bu yaylar), 10'luk ordu düzenini avrupa'dan çok daha önce benimsemiş, bir yandan harzemşahlarla diğer yandan macarlarla kapışacak kadar geniş bir alanı işgal etmiş, subutay ve cebe'nin "hele ne varmış" diye keşif görevine götürdüğü birkaç bin atlıyla avrupa'yı fethetmenin eşiğinden dönen, günlerce savaşıp yemek yemedikleri için atlarının boynuna kesik atıp at kanı karışmış kımız içerek savaşa devam eden, reisleri bugün yaşayan her 10 kişiden birinin dedesi olan, averaj 1. dünya savaşı ordusunun bile yüksek ihtimalle baş edemeyeceği ölüm makineleri.

üstelik cengiz han avrupalılardan farklı olarak asilzadeliğe zerre prim vermiyor. bütün generalleri hakikaten harika generaller oldukları için orada. fethettiği yerlerdeki bilim insanlarını, mühendisleri vs. öldürmeyip ordusuna katıyor. bu sayede bu atlı barbarlar, surlarla örülü yerleşik dünya şehirlerini yerle yeksan eden mancınıklar inşa edebiliyor.

vikingleri kültürel olarak daha çok seviyorum. çünkü bir mitolojileri var (arrow-odd okuyun, çok güzel). moğollar ise yarı-şaman/yarı-dinsiz olduklarından, ve içlerinde bir tane ozan, dengbej, hikayeciyi geçtim, çiftçi bile olmayan, %100'ü savaşçı bir toplum olduklarından bize bıraktıkları kültür askeri taktiklerden ibaret.

ama kimse gelip bana "x moğolları alır" demesin. moğolları moğolların bile alabileceğinden çok emin değilim.


Coğrafi imkânlar

her iki devlet de kendi dönemlerinde düşmanlarına korku salmış, zafer üzerine zafer kazanmış devletlerdir. ne var ki bu iki ordunun karşı karşıya kaldıkları zaman kimin kazanacağını söylemek için karşılaştıkları koşulları değerlendirmek lazım.

vikinglerin en büyük gücü diğer rakiplerinin büyük hantal gemilerine karşılık hızlı küçük kadırgalara sahip olmalarıydı. bu sayede manevra kabiliyetleri çok gelişmiş deniz kuvvetlerine sahiptiler. buna karşılık moğolların hiç bir zaman tekne ya da gemileri olmadı. sadece japonya ve kore seferlerinde gemi kullandılar. o gemiler de çinlilerden kiraladıkları gemilerdi. moğol atlı askerlerini karşıya geçirmek için kullanıldılar. kaptanları ve tayfaları tamamen çinlilerden oluşuyordu. 

vikinglerin bir diğer özelliği ormanları iyi kullanabilmeleriydi. işgal ettikleri iskandinavya, almanya, ingiltere, fransa şehirleri yoğun ormanların içinde kurulmuştu. şehir kapısına gelene kadar viking ordusu kamufle olabilme yeteneğine sahipti. bu sayede baskınlar ansızın gelişir, şehir saldırıya yatağında yakalanırdı. vur kaç taktiği uyguladıkları şehirlerin askeri birlikleri geri çekilen viking ordusunu ormanın içinde kovalarken. sağdan soldan atak yaparak geri çekilen viking ordusu düşmanın bütünlüğünü bozmaya yönelik taktik uygular ve son derece başarılı olurdu. 

moğol ordusunda ise piyade birliği yoktu. yani bütün askerler atlı askerdi. (okçular dahil) orman içinde at sürmek mümkün olmadığı için moğol ordusu savaşlarını geniş düzlüklerde yapardı. zaten bulundukları coğrafya bozkır olduğu için tek bir ağacın bile olmadığı kilometrelerce alan içinde rahat rahat at koşturabiliyorlardı. ordu gücünü atlı askerlerin manevra kabiliyetinden alıyordu. düzenli formasyonda kalması gereken piyade birliklerinin kanatlarına sipahiler ile hızlı baskınlar yaparak düşman ordusunu göbekte sıkıştırmak ve okçular ile merkezi vurmak üzerine kurulu taktik tek bir savaşta bile başarısız olmadı.

bu iki devlet rakiplerinin zayıflıklarından ya da başka tesadüfler sayesinde kazanmadılar bu savaşları. başarılarının arkasında yatan en büyük sebep savaşacakları alanları kendileri seçmeleri, düşmanı buna mecbur bırakmalarıydı. sun-tzu' nun savaş sanatı kitabında da savaşacağın alanı seçmek savaşı kazanmanın en önemli kuralıdır der.

yani bu iki devlet hiçbir şekilde birbirleri ile karşı karşıya gelemezdi. ne vikingler bozkır düzlüklerinde moğol atlılarının karşısına çıkacak kadar salaktı ne de moğollar vikingler ile denizde ya da ormanda karşılaşacak kadar...


Peki, tarihleri birbirine çok da uzak olmayan bu iki millet hiç mi karşı karşıya gelmemiştir?

vikinglerin torunlarıyla moğollar karşılaşmıştır.

9. yüzyılda isveçli vikingler, ticaret yolları üzerindeki bugün ukrayna, belarus, moldova ve rusya'nın bir bölümünü kapsayan kievan rus devletini kurmuştur. rus adı zaten isveççe "kürekçi" demektir. geldikleri bölgeye de aynı isim verilmiştir (bkz: roslagen). bunların bir kısmı istanbul'a gelmiş, bizans imparatorunun yakın koruması olmuştur (bkz: ayasofya'da bulunan 900 yıllık viking yazısı).

cengiz han, dünyanın ebesine atlamaya karar verdiği dönemde (1200'lerin başları) kievan rus'la ticari ilişkiler kurmak için elçi göndermiştir. ancak o dönemlerde şimdiki kadar medeni olmayan iskandinavyalılar bu elçilerin kafalarını kesmiştir. bu cevap moğol yasasına göre savaş ilanıdır. cengiz daha önce aynı hareketi yapan harezmşah devletine yaptığının aynısı uygulamış, tarihin en taşaklı komutanlarından subutay'ı (çin'den macaristan'a kadar yüzlerce savaşa girmiş hiçbirini kaybetmemiştir) kievan rus devletini yok etmeye göndermiştir.

işgal kalka nehri savaşıyla başlar. moğolların karşısında kievan rus, galiçya prensliği, çeşitli rus presnlikleri ve kıpçakların oluşturduğu koalisyon vardır. bu koalisyon moğol ordusunun 4 katı olmasına rağmen neredeyse tümü yok edilmiştir. savaştan sonra kiev knezinin olduğu rus prensleri korkunç bir ölüme kurban gitmiştir. hepsi birbirlerine bağlanıp ahşap bir platformun altına yerleştirilmiştir. moğol generalleri bu platform üzerinde yemek yemiş, içki içmiş ve dans etmiştir:


savaştan sonra son teknolojik teçhizatlara sahip moğol orduları macaristan'a kadar ilerlemiş önlerinde ne varsa - kiev, moskova, ryazan, doğu avrupa, balkanlar vs- yok etmişlerdir. öldürdükleri insan sayısı dünya nüfusunda bariz bir azalma yaratmış. sürülmeyen tarlalar ormanlara dönüşmüş ve küresel soğuma gerçekleşmiştir.

olayın yarattığı etki o kadar büyüktür ki dönemin en güçlü krallarından norveç kralı haakon iv (viking torunu sayılabilir) kendisine kutsal roma germen tahtı teklif edilmesine rağmen korkusundan norveç'ten çıkamamış, teklifi reddetmiştir.

Düşündürücü Bir Tarih Kıyaslaması: Büyük İskender mi, Cengiz Han mı?