Voldemort, Hortkuluk Yaptığı Hufflepuff Kupası ve Slytherin Madalyonunu Nasıl Ele Geçirdi?
Uyarı: Kitap serisi hakkında spoiler içerir.
tom riddle, hogwarts’tan sınıf başkanı, ardından öğrenci başkanı ve okula hizmet ödülüyle oldukça parlak bir genç olarak mezun olur. onu tanıyan herkesin beklentisi büyüktür. çünkü fybs’lerinden bu kadar yüksek puanlar alan, etkileyici, karizmatik ve çalışkan genç adamın gelecekte sihir bakanı olma ihtimali gayet somuttur. o kadar akıllı, o kadar etkileyicidir.
ne var ki aniden borgin&burkes isimli ikinci el antika dükkanında işe başlar. herkes için (en başta da iksir profesörü slughorn için) şaşkınlık ve biraz da hayalkırıklığı kaynağı olur. çünkü dediğim gibi, her şeyden tam not alan örnek bir öğrencinin bunu yapmasını kimse beklememektedir. ama bilinmeyen şudur ki; tom riddle çoktan bir işten reddedildiği için borgin&burkes’te çalışmaya başlamıştır. reddedildiği iş ise hogwarts’taki karanlık sanatlara karşı savunma hocalığıdır.
mezun olur olmaz, henüz sadece 18 yaşındayken müdür armando dippet’ten bu işi ister (o hocanın emekli olacağını öğreniyor kerata) ancak dippet ona çok genç olduğunu ve ileride bunu düşüneceğini söyler. tom büyük bir hayalkırıklığı ile okuldan ayrılır.
(şimdi buraya bir parantez açmak lazım. tom riddle için hogwarts bir okuldan çok bir yuvaydı. aynen harry gibi sahiplenildiğini hissettiği yegane yerdi. ayrıca harry’nin ayrıcalıklarına da sahip değildi ilk geldiğinde. cebinde parası ve ona hayran olan tonla insan yoktu, yetimhanede büyümüştü (hoş dursleyler de pek iyi sayılmaz).)
bunun üzerine tom borgin&burkes’te işe girer. bu dükkanı özellikle sırlar odası kitabından hatırlayabiliriz. genelde kara büyü eşyaları, lanetli objeler, antika değeri olan bin yıllık sihirli ürünler el değiştirir. tom’un amacı, hogwarts’ın kurucularına ait olduğu iddia edilen nesneler hakkında bilgi edinmekti zaten. o bunların peşindeydi. ayrıca çarpıcı görüntüsü ve manipülatif kişiliğiyle borgin’in müşterilerini çok rahat parmağında çevirebiliyordu.
gelelim hepzibah smith’e
bu kadın yalnız, yaşlı, akrabasız ama süsten püsten pek hoşlanan deli gibi zengin bir kadındır. hobi olarak cincüce zırhı falan satar borgin’e. ayrıca orada çalışmaya başladığından beri tom’a pek düşkündür. tom da flörtöz ama alçakgönüllü tavırlarıyla kadını mest eder, ona çiçekler getirir. (iş ahlakından ödün vermez ama :))
asıl can alıcı nokta ise şu: hepzibah smith, helga hufflepuff’ın soyundan gelmektedir. tıpkı tom’un slytherin soyundan olması gibi. ancak genç adamın aksine bu acınası ihtiyar hepzibah'ın serveti ve yadigarı boldur. işte bir gün bu hepzibah tom’a sahip olduğu en en en kıymetli iki antikayı göstermeye karar verir. ilki hufflepuff’ın kupasıdır. hepzibah bunu patronuna söylememesini yoksa bunu almak için kendisini darlayacağından şikayet eder. tom gördükleriyle şoke olur ama metanetini korur, çünkü sonunda bunca zaman borgin’de çalışmasına değecek bir şey bulmuştur.
ama daha da önemlisi, slytherin’in madalyonudur. eski, bir o kadar da kıymetli, işlemeli, muhteşem bir parçadır. hepzibah tom’a bu madalyonu nereden bulduğunu anlatır... hepzibah bu madalyonu yine borgin’den satın almıştır. borgin’e satan kişi ise pejmürde görünümlü, yoksul, karnı burnunda hamile bir kadındır. borgin bu kadar kıymetli bir madalyon için ona yalnızca 12 galleon teklif edince bile havalara uçmuştur genç kadın.
bu hamile kadının annesi olduğunu anlaması uzun sürmez tom’un. slytherin’in madalyonunu incelemesi için verir hepzibah. öfkeden o kadar sıkı tutar ki eklemleri bembeyaz olur, asla bırakmayacak gibidir. hatta hepzibah kısa bir an onun gözlerinde kırmızı bir ışıltı gördüğünü söyler. sonra ışık oyunu zanneder. tom teşekkür eder ve eşyaların harika olduğunu söyler.
hepzibah’ın ev cini olan hokey adlı zavallı gidip bunları tekrar eski yerlerine kaldırır. üzerine gizleme büyüleri yapar. ertesi gün de ev cininin sıcak kakaosuna “yanlışlıkla” zehir karıştırmasıyla ölü bulunur.
lakin kimsenin bilmediği antika eşyaları ise artık yoktur. madalyon gerçek sahibine geri dönmüştür. kupa ise sadece faizidir...