Yakın Gelecekte Gökyüzünde İnsansız Yolcu Uçağı Görebilecek miyiz?
üretilecek teknolojiye sahip olunsa bile, kullanılmaya başlaması yakın gelecekte pek mümkün görünmeyen uçaktır insansız yolcu uçağı. ama illaki işimizi elimizden alacak bir gün bu otomasyon, buna şüphe yok. 20 sene önce ekşi sözlük'e girmek için katlanılan zahmeti düşünün. dial up'la bağlan, 56k'nın yavaşlığını içinde hisset vs. taibi sözlük'e girmek için bilgisayarın ayağına gidiyorduk bir de. şimdi elimizdeki telefonla beş saniyede sözlüğe girip, sonraki dakikada entry yazıp çıkabiliyoruz. bu yüzden, önünde sonunda pilotsuz yolcu uçakları da yapılacak ve semada süzülecek gelecekte.
davulun sesi uzaktan hoş geliyor tabii. yerde tutarsın üç beş pilot, arıza durumunda onlar halleder :) ne kafalar var, şaşırmıyorum ama artık.
airbus, otonom kalkış denemesini başarıyla gerçekleştirdi. ama bunun anlamı, çok yakında pilotsuz yolcu uçaklarına geçiş olacak demek değildir. bu, sadece geçiş aşamalarından biridir. kalkışın başarıyla yapılması çok bir şey ifade etmez. önemli olan, bu uçak pistte kalkış için koştururken v1 süratinden 1 kt önce motorlardan biri durduğunda tayyarenin götü başı dağıtmadan pist orta hattını muhafaza ederek durabilmesidir. ya da uçak indikten sonra loss of braking durumunda pist sonundan uçmamasıdır. arıza durumunda yapılması gereken anlık müdahaleleri başarılı bir şekilde binlerce kez hatasız bir şekilde tekrarlayabilirse bu uçak, o zaman kullanıma girebilir belki. uçak üreticileri çok dikkatli olmak zorundalar. 737 max'te olduğu gibi bir amatörlük yapmaları demek, pilotsuz yolcu uçağı serüveninin başlamadan bi 50 sene rötar yemesi demek olur. kimse böyle bir uçağa binmez yani. ben şahsen binmem.
bunun yanında, pilotsuz yolcu uçağı hayalinin hiç gerçekleşmeme durumu da var, ufak da olsa. insanlar binmek istemeyebilirler en basitinden. ama ben çok olası görmüyorum bunu. ellerinde muazzam bir devlet desteği ve nakit akışı bulunduran uçak üreticileri (boeing-airbus) ve gider kalemlerini düşürmek için hiç bir fırsatı kaçırmayacak olan aç gözlü havayolu şirketleri, bir kaç yıllık algı kampanyası ile küresel bir bilinç oluşturup insanları, farkında bile olmadan, ikna etme yoluna gidebilirler.
bahsetmek istediğim başka bir konu da; bu uçak ne kadar otomasyonla donatılırsa donatılsın, isterse pilotsuz uzaya çıksın, uçuşun herhangi bir safhasında uçağın vereceği komutlar ya da acil durumda vereceği bütün tepkiler, uçağın bilgisayarlarına kodlanmış olacak. bu kodları da mühendisler yazacak. uçak bu kodları mükemmel bir şekilde uygulasa dahi, uçağın yapabileceği her şey insan hayal gücüyle sınırlı. insanın hayal edemediği, daha önce hiç gerçekleşmemiş bir arıza durumunda ise otomasyon çuvallayacaktır. 15 ocak 2009 us airways 1549, hudson nehri, sully.. kafada bir şeyler canlandı mı? daha önce hiç bir uçak böyle bir durumla karşılaşmamıştı. bundan dolayı, böyle bir durumda ne yapılacağı hakkında spesifik bir rehber de yoktu kimsenin elinde. evet, suya iniş, çift motor arızası gibi durumlar için checklist vardı, ama bu checklistlerin hiç biri bu kadar düşük bir irtifada, zamanın çok kısıtlı olduğu bir durumda ne yapılması gerektiğini yazacak şekilde hazırlanmamıştı. neden? cevabı yukarıda verdim. hayal gücü. böyle bir durumu kimse düşünememişti.
ve bu mucizenin sonunda ne oldu biliyor musunuz? kaptan sully'nin uçağı suya indirdiği andaki flap konfigürasyonu, sürat ve burun açısı dahi örnek alınarak yeni bir checklist yapıldı airbus tarafından. sadece bu durum için spesifik yapıldı, yanlışınız olmasın. o kadar uçağı tasarla, üret, test et, sat ama yine de o kadar mühendisinin aklına gelmeyecek bir acil durum ortaya çıksın. ve o durumda da pilot, sen bu durumu düşünemediğin için kendi tecrübesine dayanarak doğaçlama yapıp uçağı kurtarsın. sonra sen al bu adamın yaptığını birebir checkliste koy.
anlamamız gereken şu; bir uçak pilotun hatasından dolayı düşebilir. ama düşen sadece o uçak olacaktır, çünkü diğer pilotlar o pilotun yaptığı hatayı yapmayacaktır. ama hata pilotun değil de mühendisin olursa, o uçağa hangi pilotu koyarsanız koyun, isterseniz pilot koymayın, yine de düşer. (bkz: boeing 737 max) kurtarılırsa da pilot tarafından kurtarılır.
çok uzatmadan, şahsi fikrimi söyleyip yazıyı bitireyim. yolcu uçaklarında en az bir tane pilot bulunmaya devam edecektir diye düşünüyorum. pilotsuz uçak ise kargo taşımacılığında kullanılır muhtemelen.
unutmadan şunu da ekleyim. otomatik inişe autoland denir, uçağın autoland yapabilmesi için inilecek meydanda bazı sistemlerin kurulu ve iniş anında çalışıyor olması gerekir. bu yüzden pilotsuz yolcu uçakları bu sistemlerin kurulu olmadığı meydanlara autoland yapamaz, haliyle de buraya uçamaz. tabi sistemler kurulur, çalıştırılır ama bu da zaman ve para demek. fakir bir afrika ülkesi, "ben o sisteme para harcamam, pilotlu uçak gönderin, beni ilgilendirmez" diyebilir. hiç bir şirket de "aman banane o zaman ben uçmam oraya" demez. bu işin bir de kalkış boyutu var tabi. ona da autodeparture diyelim (:p)tahminimce autoland için kullanılan sistem (ils) autodeparture için de kullanılacaktır, aksi takdirde autodeparture ekipmanını dünyadaki yüzlerce meydana kurmak vs zaman ve para alır, ki bu da pilotsuz uçağın servise girişini biraz daha iteler. ve yine yukarıda dediğim gibi, bu sistemlerin kurulu olmadığı meydanlara bu uçaklar uçamaz.