SEYAHAT 26 Mart 2016
40,2b OKUNMA     1207 PAYLAŞIM

Yeni Başlayanlar İçin İzmir

İzmir tabi ki sadece boyoz, çiğdem ve gevrekten ibaret değil.

Nereleri gezelim?

-izmir yazları hamam gibi olur kışları da kutup gibi o yüzden yazın gidiyorsanız yanınızda sık sık değiştirmek üzere bol miktarda tişört, kışın gidiyorsanız -inanılması güç ama- atkı, bere, eldiven gibi alet edevat götürün (baharda gidiyorsanız bilmiyorum, henüz baharda görmek nasip olmadı).

-alsancak'ı sokak sokak gezin, dönün dolaşın bir daha gezin.

-kordon'da bi yukarı bi aşağı turlayın durun, dönün dolaşın bir daha turlayın, yorulunca sahilde bir yerde oturup yiyin için, sonra yine turlayın.

-konak meydanı'ndaki kocaman kamu binalarını görünce şaşırmayın, saat kulesi'nin minicikliği karşısında hayal kırıklığına uğramayın, zira detaylı bakınca ne kadar estetik ve güzel olduğu farkediliyor. ayrıca meydandaki cami dedikleri şeye bakıp sadece* içinizden gülün, zira o da detaylı incelendikte hoş bir eser gerçekten.

-konak pier'i bir alışveriş merkezi gibi değil, yeniden yaşatılmış başarılı bir tarihi eser olarak düşünün ve o zihniyetle gezin, sonra oturup has kahve evi'nde güne karşı, gün batımına karşı ya da güzel bir izmir akşamına karşı birşeyler için.

-kemeraltı'nı bir de siz gezin, ben enteresan birşey göremedim, görürseniz bana haber verin.

-izmir tarafı mı güzel karşıyaka mı güzel tartışmasına girmeyin, karşıyaka'yı da güzel güzel gezin, orayı da beğenin. çarşıda dolaşırken kendinizi bir an bakırköy'de zannederseniz yaya trafiğine dalmış araçların plakasına bakarak lokasyonunuz konusunda emin olun.

-o iskeleden bu iskeleye, vapur, arabalı vapur, motor ne bulursanız binin, oradan oraya gezin, körfeze dalgın dalgın bakın.

-tarihi asansör konak'tan yürüme mesafesinde, ama binaların arasından zor seçilebiliyor, mutlaka gidin görün. dario moreno sokağı'ndan geçerken deniz ve mehtap'ı söyleyen on milyonuncu kişi olmaktan çekinmeyin, söyleyin. sonra asansöre binip yukarı çıkın, rüzgarı içinize çekin, manzarayı belleğinize yerleştirin, cafe'de oturup birşeyler yiyin için, mümkünse, yeteneğiniz varsa bir şiir yazın. oradan çıkınca sakın çevreyi gezip görmeye heveslenmeyin çünkü çevrede tarihi doku diye birşey bırakmamışlar sağolsunlar, paşa paşa aşağı inip geri dönün.

-hızınızı alamaz da benim gibi salaklık edip oradan da üçkuyular üzerinden balçova'ya yürüyün ya da adam gibi birşeye binip gidin ve teleferik'e ulaşın. o minik sevimli ulaşım aracı ile yamaçtan yükselirken körfeze aşık olun. sonra tepede çamlıkta ciğerlerinizi bir kere daha temizleyip birşeyler yiyip için.

-kültürpark'ı illa ki ziyaret edin, fuar dönemi olması şart değil, gezin gözünüz gönlünüz yeşil görsün, kafa dinleyin, yürüyüş yapın, ya da bişey yapmayın sadece dolanın ama illa ki içinde bulunan müzeyi gezin. hatta oradan çıkınca bir de lunapark'a gidip dönmedolaba binin, izmir'e bir de dönmedolaptan bakın. etrafta bangır bangır çalan müziği duymamazlıktan gelin, siz dilinize sezen aksu'nun lunaparkını yerleştirin.

-efes oteli şu aralar metruk bir bina, görünce şaşırıp üzülmeyin, görmeden şaşırıp üzülün, yazık olmuş cidden.

-kent merkezine sağa sola arabanızı parketmeyin zira trafik ekipleri istanbul'daki gibi bezmiş değiller, canla başla araba toplayıp götürüyorlar. zaten izmir kent merkezini gezmek için gelmişseniz boşu boşuna izmir'e özel aracınızla gelmeyin, yaya olarak da pekala gezilebiliyor zevkle.

-egs park'ın adı ege park olmuş şaşırmayın, gitmeyin de zaten gerek yok, izmir'de çarşı kültürü hala güçlü, gidin çarşı pazar dolaşın ömrünüzü alışveriş merkezlerinin sahte havasında çürütmeyin.

-kumru denen şeye orada kumru demiyorlar sanki, kömürde sandviç diyorlar ben anlayamadım, zaten yemem de bi dolu sosis sucuk siz de yemeyin, ya da canınız çekiyorsa yiyin ama cidden sağlıklı birşey olduğu söylenemez, lezzetli tabi orası başka :)

-çöp şiş için topçu'ya yönlendiriliyorsunuz, evet lezzetli gibi ama ortam pek doğal değil, bir yapaylık var, zira bana çöp şiş denince aklıma hep selçuk tarafındaki yol üstü tesisler* gelir aklıma, oralar olmalıymış gibi gelir çöp şiş yenecek yer.

-birşeyler yenilip içilecek mekan sayısı fazla olmadığından kaliteli ve güzel mekan sayısı da yeterli değil ve oralar da çok çabuk doluveriyor o yüzden ya erkenden gidilip uzunca süre vakit geçirilecek ya da geç kalınıp kapıdan dönülecek, tercih sizin :)

-izmir'i başka şehirlerle kıyaslamayın, hiçbir yeri hiçbir yerle kıyaslamayın aslında...

-zira bir yeri severseniz orası dünyanın en güzel yeridir, bir yeri sevmezseniz orası dünyanın en güzel yeri değildir, unutmayın

-izmir'i sevin.

Nerde, ne yiyelim?

Bir İzmir efsanesi: Boyoz

izmir'e geldik nerede ne yiyeceğiz diye soruyor olabilirsiniz. hemen kısa ve güzel bir izmir gurme turu. şimdi izmir her ne kadar zeytinyağlı memleketi, ege yemekleri, otlar bilimum şey aklınıza geldiyse de bunlardan çok bahsedemeyeceğim. çünkü ben bunları genelde evde yiyorum*. anneannem yapıyor, enfes de yapıyor. bu yüzden genelde dışarı çıktığınızda nerelere gidersiniz, nereden ne almanız gerekir gibi şeylerden bahsedeceğim. şimdi izmir, ege memleketi, deniz kıyısı falan olsa da kebabın da güzeli, baklavanın da güzeli bu şehirdedir. sıralamayı aklıma geldiği şekilde yapıyorum.

baklava: ağam baklavacısı ve öz karagöz baklavacısı parsayı toplar. klasik cevizli veya fıstıklı baklavaların yanı sıra ağam'ın şöbiyeti, öz karagöz'ün kuş gözü enfestir. benim tavsiye edebileceğim ağam baklavacısı'nın şubesi bornova meydan'da hemen bankaların oradaki yerde. öz karagöz ise alsancak'ta talatpaşa bulvarı'nda, ortalara yakın.

kebap: ilk başta altın kapı'yı tavsiye etmemek olmaz. her ne kadar bir miktar pahalı olsa da iskenderin şahanesi burada yapılır. ayrıca manisa kebap yapan yerlerden favorim olan yer kapandıktan sonra en güzel manisa kebaplardan birini de burada yiyebilirsiniz. altın kapı, alsancak'ta kıbrıs şehitleri'nde, dönerciler sokağı'nda.

bira patates: tabi ki kordon. biraz daha spesifik olmak gerekirse gündoğdu meydanı'ndan denize baktığınızda sağınızda kalan yerlere daha çok gençler, solunuzda kalan yerlere ise her yaştan insan gider. sağ tarafta popcorn vardır güzeldir. solda ise favorim venezia'dır. gerçi o kesimde gidebileceğiniz pek çok yer var. beriden başlayacak olursak, gündoğdu meydanındaki eko pub. dolphingirl'e selam çakacak olursak, hiç gitmediğim halde o tavsiye ettiği için gene gündoğdu meydanı'nda kalyon. kordon tarafında ise ilk sol sunset. daha ileride alinda, melanie güzel yerlerdir. bir de sirena var tabi değinmek gereken, orası da şık. ben zamanında bir tatsızlık yaşadım, eskisi kadar hazzetmiyorum. ayrıca rocksever canlılardansanız gazi kadınlar sokağı ve muzaffer izgü sokağı'ndaki pek çok yer ilginizi çekebilir. roi başta olmak üzere, birkaç yer var oralarda. unutmadan, konak pier'de eskiden north shields vardı. north shields olduğunda değil de konak pier'in en ucunda olduğundan enfes bir manzara sunduğu için tavsiye ederim. pek tabi biranızı alıp kordon'da çimlere de yayılabilirsiniz. ucuza içmek istiyorsanız kıbrıs şehitleri'nde dönerciler sokağı'nın arkasında bir sokak var, orada keş diye bir yerde şişe efes 3,5 mu ne. ama kadın-erkek oranı bütün izmir'in en aşağı seviyesinde.

rakı: rakı yapmak için restoran vs. çok olsa da birkaç tane geçeyim. öncelikle kordon'daki balık pişiricisi pek şahane. illa balık yemeniz gerekmiyor, zira ben nefret ederim. salatası enfes, mezeleri şahane, kalamarı müthiş. eh muhabbet de size kalmış. eğer fasıl isterseniz gene alsancak'ta topçu'nun yakınlarında babıali diye bir yer var. bir kere gittim biraz dip dibee ama gene eğlenceli. yine de izmir'de rakı her zaman açık havada ve muhabbet eşliğinde güzeldir, kordon'da bazen gezici fasıl ekibi var onlar sizi buluyor zaten. urla iskele'de bir restoran var mezesiyle vs. gayet şahane. ayrıca cüzdanınıza güveniyorsanız çeşme dalyan'a gidebilirsiniz pek tabi.

restoran: güzel bir öğlen/akşam yemeği yiyelim derseniz alternatifi bol bir yer. üsttekilere ek olarak fransız kültür'ün bahçesindeki la cigale güzel bir yer. hala duruyor mu bilmiyorum ama plevne bulvarı'nın orada reci's de hoş bir alternatif. bornova'ya yolunuz düşerse gusto, elit veya bornova forum'daki fahiş ama güzel restoranlar olan tike ve kitchenette şık yerlerdir. bunun dışında bornova metro'nun yakınında ege üniversitesi'ne ait lokal var. dışarıya bir açıp bir kapatıyorlardı ama artık açık sanırım. ayrıca kebap kısmında belirtmeyi unutmuşum izmir menşeyli kırçiçeği de gayet lezzetli bir yerdir, o da alsancak kıbrıs şehitleri'nde. ayrıca bornova'nın biraz uzağındaki çiçekliköy ve kardeş köyü yakaköy'de pek güzel bahçeli restoranlar var. aklıma geldikçe ekliyorum, alsancak'ta gül sokak'ta pizza venedik de çok güzel bir yerdir. asansör restoran bir ara kapalıydı açıldı mı bilmiyorum, orasının da manzarası şahanedir. yazın alaçatı'da güzel olan yerler var, ama cehennem gibi kalabalık oluyor.

kumru: kumrunun güzeli çeşme'de yapılır. yine de karşıyaka'daki kumrucuların da eğer çeşme'ye gidemiyorsanız öyle pek bir eksiği yoktur. kumru ekmeği özellikle yazın kahvaltıda enfes bir şeydir. favorim beyaz peynir, sucuk ve domatesli olanıdır. ama dışarıda yiyorsanız pek tabi yengen yiyeceksiniz. çeşme'de yengen'i güzel yapan yerler, ılıca'da kumrucu hüseyin ve kumrucu erol vardır. kumrucu şevki de vardır ama o artık işi bir miktar daha ticarete dökmüş vaziyette. kumrucu hüseyin'in kumrusu diğerlerinden değişiktir ve belli damak tadlarına göre daha güzeldir, ama biraz serttir. kumrucu hüseyin ayrıca çok güzel de lokma yapar.

boyoz, midye vs. izmir'in pek çok seyyarından rahatlıkla boyoz ve midye alabilirisiniz. geneli şahanedir. boyoz her daim biraz kurudur, yapacak bir şey yoktur. asıl boyoz da çeşme'de yenir.

tatlı ve pasta: pasta dendi mi akla reyhan gelmelidir. reyhan'ın pastaları pastanın evriminde gelinmiş en son aşamadır, tartışma da kabul etmem. reyhan aynı zamanda en şahane vişneli cheesecakeleri de yapıyor. gerçi kare cheesecake'e geçtikten sonra ve abidik bir reçel dökmeye başladıktan sonra biraz bozuldu ama yine de türünün en iyilerinden. çikolata krokanlı pasta zevkten dört köşe edecek kadar enfes, incili pasta ağzınız yüzünüzü krema içinde bırakabileceğiniz kadar leziz, tiramisu imana getirecek kadar şahanedir. aynı zamanda zamanında giderseniz, çilek şantisi de gerek sunuş gerek tat olarak şirk inancını körükleyecek nitelikte. bir arkadaş da sundae'ini tavsiye ediyor ama ona sıra gelmedi pek. ayrıca ekleri de enfes. tatlı için kazandibi veya aşure diyorsanız özsüt, krem karamel veya kaymaklı ekmek diyorsanız bolulu hasan usta şahanedir. ayrıca kırçiçeği'nde sakızlı muhallebi de enfes.

kahvaltı: iki yerde kahvaltıyı şahane yapabilirsiniz. birini çok bilmiyorum güzelbahçe altınoluk taraflarındaki kahvaltıcılar hem denize yakın hem güzelmiş. yalnız bornova'nın yaklaşık 10 km uzağındaki çiçekliköy ve yakaköy'deki köy kahvaltıları enfestir. beni ayda bir izmir'e geldiğimde bir sabah köyüm kahvaltı evi'nde görebilirsiniz*. tabi aşağıda çamaltı restoran, seymenler kahvaltı evi gibi yerler de var. biz buna alıştık. bal kaymağından tutun, efsane peynirlerine, köy ekmeğinden çemenine, ceviz reçelinden sucuklu yumurtasına vs. vs. kısaca mükemmel.

diğer: gene keş denilen yerin orada ciğerimi ye diye edirne usulü ciğeri güzel yapan bir yer var. gerçi ben yemedim ama yiyen arkadaşlar memnun. sonracığıma bütçe takılmak istiyorsanız kıbrıs şehitlerindeki coco loco, gene bir izmir markası olan pizza pizza, kıbrıs şehitleri'nin sonlarına doğru pidematik güzel yerlerdir, doyurur. bornova'da küçük park'ta yanılmıyorsam adı universite 2 fırın meşhurdur. en güzeli de yeni çıkmış kaşarlı poğaçasıdır. hayvanat bir arkadaşla gittiğimizde arkadaş sordu kaç poğaça yersin diye dört dedim arkadaş da adama dönüp abi bize 20 kaşarlı dedi. o derece hayvanat bir arkadaş ve o derece şahane bir yer. ayrıca küçük park'ın yakınlarında takılınacak yerler çoktur. bir de aynalı büfe var. yıllar oldu yemeyeli ama zamanında öyle bol bir karışık yapardı ki o paraya içinde et olduğundan şüphelenir, kaşarın kaşar olduğuna inanmazdınız. bu tarz malzemesi şüpheli ama tadı leziz yerler arasında konak meydanı'ndaki tavuk dönerciler ve alsancak cami'nin karşısındaki tavuk dönerciler örnek gösterilebilir. zamanında inanılmaz ucuzdu. ayranın 150bin olduğu devirde yarım ekmek tavuk döner ayranı 250bine satarlardı konak'takiler (sene en fazla 2000).

burada bilinmesi gereken izmir'de yaşanan her dakikanın değerli olduğu, izmir'i gezmenin sadece sağa sola bakınıp yemek yiyip "köymüş lan burası" diyerek gitmek olmadığıdır. böyle diyenlere zaten bir daha gelmeyecekleri için mutlulukla güle güle diyor şehrimizi yaşamaya devam ediyoruz. şehri yaşadıktan sonra ne olacak kordon'da gezerken gevrekçiden al bir gevrek, bak keyfine. denk gelirse çay servisi yapan amcalar da dolaşıyor, otur bankına izmir'de hayatın ne derece muhteşem olduğunun farkına var.

sonsöz: ben şu anda bu entryi ankara'dan yazıyorum, bunları hatırlaması benim için biraz sıkıntılı oldu.

edit: bilmediğim yerler de pek tabi var. bu yüzden ekleme yapıyorum*.

-nalca-

simdi ayip ettin iste:)

baklaca: ucyol ozhacilar iyi bir alternatiftir.

-nahiyyeaa-

...bir de ege nin yanındaki lokal ( yeşil köşk ) hala açık ve öğrenciye indirim yapıyolar uzun süredir...