EKONOMİ 18 Aralık 2017
26,6b OKUNMA     902 PAYLAŞIM

Yeni Yatırımcıların Fonlarıyla Eski Yatırımcılara Büyük Paraların Vadedildiği Ponzi Oyunu

1920 yılında ilk kez İtalyan iş adamı ve dolandırıcı Charles Ponzi'nin ortaya çıkardığı bu oyunun mantığı eski yatırımcıların yeni yatırımcılar üzerinden kazanması üzerine kurulu. Yeni yatırımcılardan alınan fonlar sayesinde eski yatırımcılara çok büyük paralar kazandırabilen bu oyunun çökme tehlikesi aktif para akışının durması halindeyse kaçınılmaz.
The Wolf of Wall Street


charles ponzi amcamın 1920'li yıllarda ilk kez uyguladığı bu taktik aslında sahte bir yatırım kandırmacasıydı. şöyle ki; 

- gidip bi yatırımcı bulup, ondan bi miktar para alıp, bi ay içinde %20 faizle geri ödeme garantisi vermek,

- daha sonra bu bi ay içinde birkaç yatırımcı daha bulmak ve onları da aynı vaatlerle kandırmak,

- bu arada ilk yatırımcıya hakkaten %20 faizle parasını geri ödemek... ki bu adam asla parayı kabul etmeyip hadi bi ay daha kalsın diyo her zaman.

- e bunun gibi birkaç adam bulduğun zaman büyür sana ponzi numarası.

bu arada yatırımın "çok gizli" bi yatırım olduğunu falan söylemek gerekiyo kurbanlara. zaten çok da finans bilgisi olmayan insanlar seçilmeli. araya birkaç terim de eklenebilir "offshore yatırım" gibi.

Charles Ponzi

yatırımcılar paralarını erken geri çekmesinler diye de uzun vadeli hesap dondurucu fakat yüksek faizli yatırımlar önerilebilir ilerleyen aylarda.

ponzi oyununun en temel özelliği oyunu kuran kişinin elinde hiçbir mal varlığının olmamasıdır. 

şöyle söyleyeyim, diyelim ki bizim için dudak uçuklatacak ama finansal sistemde devede kulak kalacak bir paranız var. örneğin üç yüz bin tl. onun yüz bini ile ofisler açıp elemanlar tutuyorsunuz. diğer iki yüz bini ise hemen bu oyuna bulaşmamış birisine transfer edip şirket için kısa vadeli sermaye olarak kullanıyorsunuz. böylece işleri rayına koymadan ani para çekilişlerinde piyasaya kendinizi güvenilir olarak tanıtma imkanına erişiyorsunuz. sonra ponzi oyunu başlıyor. herkese bankalardan daha yüksek faiz vaat ediyorsunuz. (yoksa adam mal mı parasını güvenilir finansal kuruma vermek yerine size versin) ayırdığınız sermaye ile birkaç yıl güvenilir iş adamı pozisyonuna erişiyorsunuz. sonra size daha çok yatırımcı, daha çok para geliyor. işler tıkırında. belki bir manken ile çıkıyorsunuz, belki de gazetelerin pazar eklerinde nasıl başardım konulu röportajlar veriyorsunuz. hayat size güzel. 

The Wolf of Wall Street

ama olur da bir gün ülkenin makro dengelerinin kötüleşeceği beklentisi oluşursa? 

işte o zaman s.ki tutarsınız. insanlardaki panikle birden kendilerini sizin bürolarınızda kuyruk beklerken bulabilirler. onların paralarını ödemek için yeni yatırımcılara ihtiyacınız var, hadi insanlara %300 faiz önererek yeni kaynak açtınız ve kuyruktaki insanların paralarını ödediniz diyelim. ya %300 vaat ettikleriniz? onların paralarını ödeyebilmek için yeni yatırımcılara %400 faiz önermelisiniz ki diğerlerinin paralarını ödeyesiniz. demek istediğim ülkenin makro dengeleri iyiyken her şey tıkırında, ama bozulduğunda sürdürülemez bir oyuna girişiyorsunuz. bu durumda yapılması gereken en rasyonel şey kaçmaktır. zaten bu oyuna girişen bir insan bu oyunun sonsuza kadar oynanamayacağını bildiği için hem kaçış yolunu önceden hazırlar hem de arkasında borçları karşılığında haczedilmesi muhtemel hiçbir şeyi bırakmaz. bütün yatırımlarını yengesinin, dayısının, amcasının adına yapar.

size bir örnek; rusya'da küçük bir kasabada yaşayan bir banker varmış. klasik ponzi oyununu oynayıp bankalardan daha fazla faiz sunup yatırımcı çekmeye başlamış. işleri o kadar iyileşmiş ki koskoca rusya toprakları içerisinde yüzlerce şubeye erişmiş. ama küresel krizin patlak vermesiyle herkes can havliyle şubelere akın etmiş. yazık mudilerin şirket üstünde haciz emri verebildikleri şeyler şubelerdeki musluklar, avizeler, masalar ve koltuklardan ibaret olmuş.