SİNEMA 27 Aralık 2023
18,7b OKUNMA     408 PAYLAŞIM

Yeni Yıl Akşamı İzlenirse Maksimum Verim Alınacak En İyi 10 Yılbaşı Filmi

En iyi yılbaşı filmleri nelerdir? Yılbaşı filmleri önerileri? Aile veya arkadaşlarınızla izlemelik bir sürü güzel yılbaşı filmi, buyrun.

Phantom Thread (2017)

daniel day lewis giderken adeta kadınlara selam olsun demiş. bir yanda hayatını ve mesleğini borçlu olduğu annesi, diğer tarafta hayat yoldaşı, menajeri, iş ortağı kız kardeşi ve aşkı alma. filmde, bir adamın var olabilmesi için kadınlara ne kadar ihtiyaç duyduğunun, onlarsız bir hiç olduğunun altı çizilirken, daniel day lewis oyunculuğu ile centilmenliğin, vicky krieps ise pasif direnişin kitabını yazıyor.

film içerdiği tüm absürdlüklere, garipliklere rağmen tüm zarafetiyle bir şiir gibi sihirli bir müzik eşliğinde insanın kalbine işliyor.

Klaus (2019)

ne disney ne pixar ne de dreamworks yapımı olmasına rağmen gayet başarılı bir iş çıkarılmış animasyondur. netflix'i bu konuda tebrik ettim.

film santa klaus figürünün çıkışını anlatıyor ve bunu hiçbir detayı atlamadan ('hohoho' gülüşünden tutun uçan geyiklere, uslu bir çocuk olma şartından tutun çocuklar uyurken hediyelerin verilmesine kadar her şey) yapıyor. sadece bu da değil, bencillik ve özgecilik kavramlarını da çok güzel yansıtmış bu film bizlere.

çok güzel, içinizi ısıtacak bir animasyondu. çokça değer verdiğim biriyle de beraber izleyince daha da bir sevdim. favori listemde yerini aldı bile.

Sleepless in Seattle (1993)

romantik komedi filmlerinin içinde en tatlılarından birisi.

bazı filmler evdeymiş gibi hissettirir. aşırı heyecan yaratmaz ama sıkmaz da. bilindik olmanın verdiği rahatlıkla iyi hissedersin. bu film de öyle işte. sakin ve mutlu.

meg ryan'ın tepkileri acayip tatlı.

Ghostbusters 2 (1989)

ilki 25 ile 30 milyon dolar arası bir bütçeyle çekilip 295 milyon dolar hasılat yapmasıyla ticari açıdan büyük başarı elde etmesi, ghostbusters 2 adına 30 ile 40 milyon dolar arası bütçe ayrılmasını sağlamıştır.

aradan geçen 5 yılda ilerleyen teknoloji ve artan bütçe sayesinde görsel efektleri selefinden kat kat daha iyidir. ama ghostbusters 2 hasılat olarak 215 milyon dolar yaparak ilkinin finansal olarak gerisinde kalmıştır. yine de bu iki filmi karşılaştırdığınız zaman her ne kadar imdb puanları aksini söylemesine rağmen, ben ikinci filmi daha çok severim. çünkü buradaki kötü adam vigo daha unutulmaz bir karakterdir ve bu filmi genel anlamda daha komik bulurum. özellikle hakimin elektrikli sandalyeye gönderdiği ikizilerin hayalet olarak mahkeme salonunu basışları, titanic'in new york'a yanaşması, belediye başkanının dün gece fiorello la guardia ile konuştum demesi ve hayalet avcıları'nın özgürlük heykelini canlandırarak yürütmeleri falan beni gülmekten yerlere yatırmıştır.

yani kısacası ghostbusters 2 başarılı bir devam filmidir, hatta kült bir yapım olduğunu bile pekala söyleyebilirim....

Hannah and Her Sisters (1986)

woody allen'ın, bittiğinde kocaman bir huzurla hayata devam etmenizi sağlayacak filmlerinden biri daha... herkes (bkz: annie hall)'cu fakat ben ısrarla hannah and her sisters diyorum; daha bir sıcak, daha bir samimi, daha bir sürükleyici ve akılda yer eden sahnelere fazlasıyla yer veren bir film.

Mini spoiler.

bu filmin adı geçtiğinde aklıma gelecek olan ilk sahne ise kesinlikle, woody allen'ın intihardan neden ve nasıl vazgeçtiğini anlattığı kısım sanırım. daha doğrusu hayata nasıl geri bağlandığını açıkladığı sahne. şöyle diyor kendisi:

"...ya tanrı yoksa ve yaşayacağın tek hayat bundan ibaretse ne olacak? bu tecrübenin bir parçası olmak istemez misin? boş versene, her şey de can sıkıcı değil ki. o an karar verdim: asla almayacağım cevapları arayarak hayatımı mahvetmek yerine, biteceği güne kadar yaşamın tadını çıkaracaktım. peki ya sonrası? kim bilir? belki vardır bir şeyler. kimse bilmiyor ki. "belki" hayata tutunmak için yeterli bir dayanak olmasa da, elimizdekilerin en iyisi."

200 Cigarettes (1999)

acayip kalabalık bir kadrosu olan bağımsız bir film, tamamen bir yılbaşı partisi ve o partiye gidecek insanlar üzerine kurulu hikayeler anlatan, ufak bir de elvis costello alt teması içeren, eğlenceli bir film.

About Time (2013)

bu film hakkında kimse teknik olaylardan bahsetmez. kimse kameranın açısından bahsetmez. hiç kimsenin umurunda değil yönetmenin sinematografisi. kimse oyuncuları performansları üzerine birbiriyle ayrı düşecek yorumda bulunmaz.

bu film sadece etkiliyor. babasıyla hiç bir şekilde konuşmayan, konuşamayan insanları etkiliyor. yaşamak istediği aşkı görebildiği bu filmi sessizce izliyor insan sadece. ah çekiyor. zamanda yolculuk yapabilme umuduyla ah çekmiyor ama, bir gün, hiç konuşmadığımız baba denilen karakter göçüp gittikten sonra onunla anılarını bu şekilde canlandıramayacak oluşundan dolayı üzülüyor. çok az şey yapsanız bile ister istemez aklınıza yer ediyor durduk yere. bu film bunları düşündürüyor insana. nick cave dinletiyor.

School of Rock (2003)

jack black'in bir okulda öğretmen olması, rock ile uzaktan yakından alakası olmayan, kendi çaplarında çello, keman, flüt filan çalan öğrencilere, tarihiyle birlikte detaylı rock eğitimi vermesini konu alan film.

idolum olan jack black'ten gerçekten de güzel bir film. acayip eğleniliyor.

American Splendor (2003)

bana hep 'umut sarıkaya amerika'da yaşasa nasıl olurdu' sorusunun cevabı gibi gelmiş olan film. biliyorum tam örtüşmüyor ama yine de fena benzetme değil. diye düşünüyorum. açıkçası. ordinary life is pretty complex stuff. dostum, bunu ancak çeken bilir. o hasta dosyalarından birini çekip aldığında gördüğü 'mesleği: memur' notu filmin bütün momentumunu aldığı yer. güzel hikaye özetle. samimi. soğuk. sıcak. ordinary life işte.

La La Land (2016)

listemde uzun zamandır bulunup izlemeyi ertelediğim bir filmdi bu güne kadar. meğer ne kadar güzelmiş. güzel olduğu belliydi aslında da çok dokunaklı bir sonu var. boğazım düğümlendi, gözlerim bulutlandı.

hayatı bu kadar ciddiye almamızı gerektiren hayallerimiz veya tercihlerimiz olmasa keşke. çoğu durumdan memnun, mutlu veya uyumlu olabilecek halde yaşayabilsek. duygularımızın kararlarımızı yönetmesine izin verebilsek.