EĞİTİM 6 Temmuz 2018
29,6b OKUNMA     868 PAYLAŞIM

YouTube Varken Sınavlara Hazırlık İçin Özel Kurslara Gitmek Ne Denli Mantıklı?

Ekşi Sözlük yazarları, her çeşit eğitim videolarının hemen hepsinin ücretsiz bir platform olan YouTube'da yer almasına rağmen KPSS, üniversite hazırlık sınavı gibi daha nice sınav için kursa para ödemenin mantığını sorguluyor.
iStock


özellikle üniversite sınavı için konuşacak olursak; sınava, hem kendim hem kardeşim hazırlanırken youtube'dan çok fazla ders videosu izlemişizdir. hatta 'hocalara geldik' diye bi kanal var; o dönem baya işime yaramıştı. ayrıca bu kanal, mesela kendi sitelerinde testler yayınlıyor ve sonra video çözümlerini falan yapıyordu. ortalama bir dershane ve okullarda hocalar bok gibi olunca gayet işe yarar bir şey. tek eksiği kafana takılan ekstra bir şey olunca soramıyorsun ama bazı ders videolarında yorum olarak bırakınca hocalar geri dönüş yapıp cevaplıyordu. 

belki yanlış düşünüyorum bilemiyorum ama bence meb'in bu şekilde videoları felan olmalı, örnek çözümlü test videoları felan atmalılar. insan düşününce bu bir öğrenci eğitimi için ne kadar yeterli olabilir gibi bir fikir geliyor aklına ama her şekilde meb'in şu anki saçma salak işleyişinden iyidir. 40 dk'lık derste anca 20 dk'lık ders işliyorduk. düşünsene müfredatta olan bir konudan öğrenci soru sorunca hocanın bilmiyorum demesi ne acı. gerçekten merkezi bir yerde falan değilse türkiye'deki hocaların ve özel kurs hocalarının(iyi olanlar tabii var ama onlarda baya yüksekten uçuyor. mesela ankara'da iyi bir özel kurs son sene için minimum 8k dan falan başlıyor.) yüzde 70'den çoğu kötü.

eskidendi bence o git sana hoca anlatsın. şimdi piyano çalmak istiyorum yazıyorsun youtube piyano ders 1 tak başlıyorsun , kodlama öğrenmek istiyorsun yazıyorsun c programlama ders1 tak izliyorsun, calculus dizilerde yakınsaklık yazıyorsun tak izliyorsun, ingilizce pratik yapmak istiyorsun , bağlanıyorsun wakie tarzı sitelere öğreniyorsun tak diye yani tak tak tak.

ama senin çocuğun para verince anlama gereksinimi hissediyorsa başka bir şey, ama bence öğrenmek isteyen öğrenir, öğrenmek istemeyen de dersaneye gidip baba bizim hoça hiçbir şey bilmiyor der..

hem özel kurs hem de youtube ile sınava hazırlandım, açılın uleyn.

bu yöntemle istediği bölümü kazanmış birisi olarak şunu söylemek istiyorum: okul/dersane derslerinin tek avantajı çözemediğin sorularda hocalardan destek almaktır. devlet okulunda yaptığım gözlemlerde 40 dakikalık dersin 10-15 dakikası yoklamayla, geç kalan öğrencinin sınıfa dalmasıyla, son dakikalarda öğrencilerin çanta toplama telaşıyla ziyan oluyor, verim düşüyor. evde çalışmanın avantajı derse başlama saatini ve çalışma süreni senin belirlemen. internetteki dökümanlar, videolar vs. bu sınavlar için fazlasıyla yeterli. evde çalışarak yolda kaybettiğiniz vakti de ders sürenize ekleyebilirsiniz. okul/dersane benim için zaman kaybından başka bir şey değildi. çözemediğim soruları arkadaşlarımla paylaştım çoğunu da anladım. tabii evde çalışmanın altın kuralı self disiplindir zira üzerinizde öğretmen otoritesi olmayınca işi salıverebiliyorsunuz.

gelelim karşı argümanlara

1- ona bakarsan ders kitaplarından da çalışılarak da kazanılabilir:

pek tabii ki olur; ancak internetteki anlatımı ders kitabından öğrenmeyle karşılaştırmak saflıktır. zira internette bunu anlamanı ve daha çok hit kazanmayı amaçlayan kanlı canlı bir eğitmen vardır. yüzlerce anlatım farklılığı, gerizekalı değilsen, konuyu anlamanı sağlayacaktır. kitabın hatta okuldaki öğretmenin eksikliğini youtube'daki binlerce video'dan istediğini seçip aynı videoyu defalarca oynatarak giderebilirsin. bu, soru sormaya çekindiğin öğretmenin anlattığından da bin kat daha etkilidir. youtube'un verdiği imkan hiçbir okulda veya dershanede yok.

2-sosyalleşme ve rekabet: 

pardon ama okulda da bunu gayet tabi yapabilir öğrenci? son senede okul, yayınevleriyle anlaşarak seri denemeler yapabilir ki; hali hazırda uygulanan bir şey zaten. para vermeye bahane aramayın gençler. herkes sizin kadar varlıklı değil.

3- dershane/kurs ortamı

görmesek anlatılanlara inanacağız. kadromuz şu kadar iyi, diye 10 bin lira isteyen dershane sanırsın ki mit'den walter lewin'i falan getiriyor. bunların yalan olduğunu siz de biliyorsunuz. çoğu dershanede milli eğitimden öğretmenler çalışıyor. yani okuldaki performanstan pek de bir farkı olmuyor. en azından ben pek bir fark görmedim. "dershanede öğretmen öğrenci etkileşimi var, öğretmen öğrenci seviyesine iniyor" gibi savunmalar da bana göre boş iddialar; çünkü öğretmen, ne olursa olsun kendine verilen süre içerisinde o dersi vermek zorundadır. hal böyleyken 20 dakikalık videoya odaklanıp pratik yapmayan öğrencinin, tembelliğine dershanede çare bulması yine mümkün değil. en iyi hocayla dahi mümkün değil. istikrarlı öğrenci de zaten eksikliğini dershaneyle değil internetteki farklı kaynaklarla gideriyor. dershanelerin tek artısı rekabetçi bir ortam yaratmak(rekabetinizi sevsinler, öyle ortam mortam demeyin kıytırık deneme sınavları işte...) olduğu iddiası belki kabul edilebilir; ancak bu rekabetçi ortam her zaman öğrenci üzerinde motive edici ve başarıyı arttırıcı bir etki yaratmıyor; aksine yıkıcı bir etki de yaratabiliyor. 

lafı uzatmadan, öğrencinin kitap, soru bankası, deneme vs. alıp çalışması ve youtube'daki videoları takip etmesi; okulların da seri denemeler yapması öğrencilerin dershaneler bağımlılığını büyük ölçüde azaltacaktır. böyle bir disiplinden yoksun öğrencinin, hangi yolla olursa olsun, başarılı olması hayaldir.

Bu içerik de ilginizi çekebilir