tüp ligasyonu ya da halk arasındaki adıyla yumurtalıkları bağlatmak; kadınlarda yumurtalıklara giden yolun cerrahi yöntemler ile bağlanması yoluyla uygulanan bir doğum kontrol yöntemidir. fallopian tüp kesiliyor ya da bloke ediliyor ve bu sayede spermle yumurta buluşamıyor. sanılanın aksine, yüzde yüz koruma sağlayan bir doğum kontrol yöntemi olmadığını da eklemek gerek. (100 kadından 1'den azı hamile kalıyor.)

tüp ligasyonu, doğurganlık özelliğini zaten %80 yitirmiş ve bünyesi kalan %20'lik ihtimal için denenen neredeyse tüm yöntemlere öyle ya da böyle tepki veren bir kadının uygulayabileceği en etkili doğum kontrol şeklidir. hastanede yatmayı gerektirmez, 4-5 saat içinde taburcu edilir hasta. psikolojik etkilerini saymazsak fiziksel hiçbir yan etkisi de yoktur. 

tüplerin, istenildiğinde geri açılabileceğine dair yöntemlerle bağlanabileceğini iddia eden rivayetler olsa da yoktur böyle bir şey. geri dönüşü olmayan bir işlemdir. en iyi ihtimalle tüp bebek ihtimali zorlanabilir, o kadar.

bir kadın olarak, ülkemizdeki uygulanış şekli itibarıyla benim için travmatiktir tüp ligasyonu. bu işlem için imzalanması gereken onam formunda; evliyse, kadının eşinin imzası da gereklidir. bu da ülkemizdeki kadının kendi bedeni üzerinde yalnızca kendisinin karar veremediği durumlardan biri. 

bizzat kendi apandisitimden ben sorumluysam neden tüplerim üzerindeki sorumluluk da yalnızca bana ait değil? kaldı ki doğum kontrol yöntemlerinden neredeyse bihaber toplumumuzda; ertesi gün hapının, kürtajların, hatta geri çekmenin doğum kontrol yöntemi olarak kullanıldığı sevgili toplumumuzda tüp ligasyonu doğurmaktan, arka arkaya kısa aralıklarla gebelik yaşayan bir kadının gayet doğal olarak isteyebileceği bir şeydir; ne eşinin, ne de bir başkasının rızası gerekmeden kendi başına isteyebileceği bir şeydir.

Spiral Taktıran Bir Kadının Gözünden Bu Doğum Kontrol Yöntemine Dair Her Şey