Yurttaş Kane'deki (Citizen Kane) Ünlü Rosebud Kelimesi Ne Anlama Geliyor?
Neydi bu rosebud?
rosebud yurttaş kane'de, kane'nin ölmeden önce aklına gelen ve mırıldandığı kelime. ingilizce gül goncası demektir.
İlk akla gelen
rosebud, charles foster kane'in ölmeden önce mırıldandığı son kelimedir.
bu kelimenin anlamını araştıran bir gazeteci; kane'in arkadaşları, çalışanları ve eski sevgilileriyle görüşür. duyduğu öyküler kane'in yaşamındaki sır perdesini aralar, ama yine de rosebud'ın anlamını bulamaz.
oysa rosebud, kane'in çocukken üzerinde kaydığı kızağının adıdır. onun çocukluğuna olan özlemini, o günlerdeki saf mutluluğunu sembolize eder.
Detaylandıralım
rosebud... kane'in, bu kelimeyi ilk kez söylediği an karısının onu terk ettiği zamana denk gelir. karısından ayrıldığı sırada şöyle bir diyalog geçer:
(susan kapıdan çıkmak üzeredir)
- (kane üzgün bir şekilde) gidemezsin...
- (susan'ın yüz ifadesi değişir, kane'i üzgün görmenin şaşkınlığını ve bu şaşkınlığı onun ayrılık kararını almasının verdiğini düşünerek yarı bi haz içine girer)... hmmm.
- gidemezsin... bunu bana yapamazsın.
- (sinirlenir) hmm... anlıyorum... demek bu olanların hepsi yine seninle ilgili, benim gitme kararım, seni terk edişim...
bu diyalogda kane'in susan'ı değil susan tarafından sevilmeyi istediği ya da genel olarak alırsak egoizimin pençesinde olduğu sonucuna varabiliriz. birini sevme eksikliğini heykellerle, ve haşmetli xanaduyla saklamaya çalışır.
kane, bu kelimeyi, kar efekti verilmiş cam süs eşyası elllerinde iken söyler. kar efetki, ailesinden ayrıldığı karlı günü temsil etmektedir. rosebud sevebilme eksikliğinin temsilidir. ailesi ile ayrıldığı anda yaşanan diyaloglarda kane'in annesine çok düşkün olduğu, "sen de gel", "sen niye gelmiyorsun" gibi ağlamaklı repliklerle güçlendirilmiştir. çocukluğundaki kızağın markası ve aynı zamanda (argoda) annesinin rahmi anlamına gelen rosebud, onun hayatı boyunca sevebildiği tek kişi olan annesine özlemi ve de özellikle "sevebilme" isteği özlemini simgeler.