YEME İÇME 23 Ekim 2020
36,8b OKUNMA     681 PAYLAŞIM

Zeytinyağı Neden Pahalı?

Zeytinyağının fiyatını anlamayanlar için basitçe konuyu açıklamaya çalışalım. Zeytinyağı sahiden pahalı mı?

bakalım, zeytinyağı gerçekten pahalı mı? 

marmarabirlik, 2020-2021 üretim yılında bir kilo zeytinin çiftçiye üretim maliyetinin 4,85 türk lirası olduğunu açıkladı. peki, kaç kilo zeytinden bir kilo yağ elde ediliyor? bu; bölgeye, hasat zamanına, zeytinin cinsine vb. diğer değişkenlere göre farklılık gösteriyor. 6 kilo zeytinden 1 kilo yağ elde edildiği de oluyor, 4 kilo zeytinden 1 kilo yağ elde edildiği de.

biz ortalama 5 kilo zeytinden 1 kilo yağ elde edildiğini varsayalım. yine marmarabirlik'in açıkladığı zeytin alım fiyatlarına bakarsak yağlık zeytinin kilosu 5,10 türk lirası. biz bunu da 5 lira kabul edelim. sonuç şu: bir kilo zeytinyağının üreticiye maliyeti yaklaşık 25 lira. üretim maliyeti ile hesaplarsan 24,25 lira. bu rakama zeytinyağı sıkım maliyetini dahil etmedik daha. o da yaklaşık %10'dur. bir de çiftçinin ayakta kalıp üretime devam edebilmesi için kâr etmesi lazım. o rakamı da maliyete eklersen asit seviyesi düşük, kaliteli bir zeytinyağının satış fiyatı 30 liranın altında olmamalıdır.

30 liranın altında aldığın yağ; ya işlenmiş, riviera tipi bir zeytinyağıdır ya da asit seviyesi çok yüksek kalitesiz bir zeytinyağıdır. bunları tüketen zaten zeytinyağı tüketiyorum demesin. 30 liranın altında satılan iyi kalite her zerytinyağı çiftçi için zararına satıştır.

türkiye'deki üretimin genellikle eski yöntemlerle yapılması da maliyeti arttıran bir şey

 dikim yöntemi ve işletmelerin büyüklükleri dev makineler ile toplamaya izin vermiyor. hatta pek çok zeytin yağı el ile toplanan zeytinlerden yapılıyor.

mesela amerika'da devasa bir işletme, bir sürü zeytin ağacını çok sık şekilde dikip ve kullanılacak toplama makinasına uygun şekilde budayıp hasat zamanı çok kısa sürede ve bir kaç personel ile toplama yapabiliyor. bu makineler çok çok büyük toplama kapasitesine sahip ve sadece zeytin değil, başka şeyler de toplamak için kullanılıyorlar. bunun üstüne, adamın topladığı miktar çok yüksek olduğu için hemen yakında kendi sıkım tesisi de oluyor. böylece maliyetler düşüyor.

tabii ki kalite düşüyor işin içine makine girince ama konu maliyet ise bu da bir etken.

üreticiyi anlamak

ilaçsız, gübresiz çevirdiğimiz ürünlerini kullanıp fazlasını sattığımız zeytinliklerimiz var. verilen emeği bilen biri olarak 25'e gitmesi bile beni üzüyor. 3-4 ağacın altını temizleyeyim, patlaklarını keseyim derseniz çapa elinizde yara açıyor hemen. hayvan gibi ot ilacı atanlar bu kadar uğraşmıyor tabii. bu, işin binde biri. toplaması da hiç kolay değil. yevmiyeli işçi masraf. ha, kesinlikle azalsın diyemem; o insanlar da eve ekmek götürecek, keşke herkes hakkını tam olarak alsa. genelde bu döngüde hakkını tam alamayan zeytinlik sahibi oluyor benim gördüğüm. öyle yüzlerce dönüm sahiplerini bilemem gerçi. hele zeytinde kurt olduysa, dip ürün çoksa temelli sıkıntı. dip toplamak hem daha zor hem kalitesi daha düşük, mesela geçen yıl öyleydi. kurt denen hayvan ilaçlıyı da deliyor bu arada, dökülmeyi artırıyor.

örtüleri ağaç ağaç altlarına ser, silk, düşmeyenleri tarakla, çevreye saçılanları topla, örtüdekileri çuvallara doldur yapraklarını ayıkladıktan sonra. dip çoksa sermeden dip toplanır tabi. 15 squat yapınca yoruluyorsunuz, dip toplamak demek tüm gün, toplama bitene dek her gün squat yapmak demek. çevreyi topla, doldur, kalk git orayı da topla, tekrar kalk falan falan. sonra örtü ser ve döngü böyle devam etsin. toplama bitince çuvalları yükle, fabrikada sıktırma sırası bekle, fabrikacı filtreleri temiz tutmuyorsa bir de rengi kararıyor onun için de mücadele etmek lazım. yağ çıkınca bidonlara aktar. 

özet geçmeye çalıştım. işte bu öyküyü bilin ki üreticiyi de anlayın.