Anadolu Efes Koçu Erdem Can'ın Kovulması Doğru muydu, Yanlış mı?

Efes, kötü gidişata artık daha fazla dayanamayarak koç Erdem Can'ın görevine son verdi. Belki de geç alınmış bu kararı irdeleyelim.
Anadolu Efes Koçu Erdem Can'ın Kovulması Doğru muydu, Yanlış mı?

Makul şekilde düşünelim

erdem can'ın görevine son verilmesini uzun vadede yanlış bir karar olarak görüyorum fakat bu kararı alanları da anlayabiliyorum.

efes sezon başında çaylak bir koca giderek görece risk almış gibi görünebilir ancak unutulmamalı ki efes yönetimi xavi pascual and pablo laso gibi elit koçlarla da görüştü ama onları ikna edemedi. daha iki sene önce şampiyon olmuş ve o çekirdekten bazı önemli oyuncuları hala kadroda olan takımın bu koçları heyecanlandıramamış olması asıl kritik nokta. kaldı ki efes organizasyon olarak da avrupa'nın en rahat kulüplerinden birisi. bütün bu artılara rağmen, pablo laso bayern gibi daha alt seviyede olan bir kulübü inşa etmeyi uygun buldu. bence bunun sebebi bu kadronun uyumlu olmadığının ve kısa vadede başarılı olmasının zor olduğunun çok açık olması. uyumdan kastım clyburn'un takımdaki rolü ve sezon başındaki sıkıntılı uzun rotasyonu. kaldı ki yönetimin orta vadede bütçeyi azaltmak istediği de biliniyor. bütün bu verilerle birlikte erdem can bence doğru bir hamleydi. fakat yazın kampta yaşanan olaydan sonra ("sen beni ergin ataman mı sanıyorsun?") üzerine anlamsız bir baskı kuruldu. bu tarz baskıları aşmanın yolu sahada kazanmaktır. maalesef orada da önüne sakatlıklar ve uyumsuz kadronun getirdiği zorlukları çıktı. bunları mazeret olarak söylemiyorum, ben efes taraftarıyım ve benim için önemli olan isimler değil takımım. fakat ben gerçekten de koçun şanssız olduğunu düşünüyorum.

Sen beni Ergin Ataman mı sanıyorsun?


az önce bahsettiğim bütün negatif olaylara rağmen bir de sporun ve rekabetin getirdiği gerçekler var

efes'in kadrosu ne olursa olsun önemli yıldızlarla dolu ve avrupa'nın en pahalı takımları arasında. ben bir taraftar olarak sezon başında play off yapmanın yeterli olacağını, play in yapamamanın ise kabul edilemez olduğunu düşündüğümü yazmıştım. efes şu anda lig tablosunda sadece alba ve asvel'in önünde ki bu takımların euroleague'deki konumları ve algıları ortada. bu tablo tek başına sakatlıklarla ve takım uyumsuzluğuyla açıklanamaz, o kadar da değil maalesef.

iç1eride kazanılan virtus ve barcelona maçlarından sonra erdem can bundan sonra her maç bizim için artık final demişti. monaco maçı bence bu süreçte en can yakan maçlardan biri oldu ama en azından son topa kaldı. fakat dün akşam kaunas'ta takımın maça başladığı konsantrasyon hiç de finale çıkan bir takım görüntüsünde değildi. kolay top kayıpları, fiziksellikten uzak hemen sinen bir hücum ve defans ile maça başladı efes. bu durum da doğal olarak koca yazıyor. 31 ocak zalgiris maçını salonda takip ettim. maç öncesinde konuştuğum litvanyalı taraftarlar maçın 50-50 olduğunu, saha avantajından dolayı zalgiris'in belki 51-49 önde olduğunu söylüyorlardı. salonda olan hiç kimse maçın ilk beş dakikasında olanlara inanamadı. hatta bir ara öyle bir noktaya geldi ki maçı kahkaha atarak izlediler.

erdem can zor ve riskli bir görevi kabul etti sezon başında ama bence kendisini euroleague seviyesinde kanıtlaması için de olabilecek en doğru yerdeydi. ve maalesef başarısız oldu. ben hala iyi bir koç olduğunu, en azından potansiyelinin yüksek olduğunu düşünüyorum fakat bazen işler istediğiniz gibi gitmez. yolu açık olsun, her şeye rağmen ben koçtan razıyım. uzun vadede kendi kadrosunu ve felsefesini kurabildiği bir efes'i izlemeyi gerçekten çok isterdim. umarım tekrar bu seviyede bir şans daha bulabilir. ve belki bir gün bizler de biraz daha sabırlı olmayı öğrenip, kendi ülkemizin değerlerini bu kadar çabuk yok etmek arzusunu yenebiliriz.


Son söz

geçmişte san antonio spurs takımında gregg popovich’in asistan koçluğunu yapan chicago bulls baş antrenörü jim boylen bu görevdeki ilk sezonunda oyuncular ile sert tartışmalar yaşamaktaydı. oyuncuları cezalandırmak için sert eleştirilerde bulunuyor ve ekstra antremanlar koyuyordu. öyle ki oyuncular en sonunda antrenmanı boykot etti ve koça karşı isyan bayrağını çekti. boylen ise bu metodu popovich’ten san antonio spurs yıllarında gördüğünü söylerek kendisini izah etmeye çalıştı. ismi açıklanmayan oyuncunun cevabı ise çok netti: “burası spurs değil, sen de popovich değilsin.” kaynak

erdem hocayı seviyor ve yeteneğine çok güveniyorum. ama geçmişteki takım ve antrenörlerinden fazla etkilendiğini düşünüyorum. bence tarz olarak üzerine şu an için bol gelecek bir gömlek giyerek bu işe başladı. çok daha mütevazi olabilirdi. daha kötüsü bu durum bazı fahiş hatalara yol açtı. bir tanesi ergin ataman polemiği mesela. yine de kariyerinin başlarında olduğu unutulmamalı. umarım hoca hatasından ders çıkartır ve türk basketbolunu yüceltmeye devam eder.