Atom Çarpıştırıcısına Kafasını Sokup Hayatta Kalan Bilim İnsanı: Anatoli Bugorski
1978 rusyası'nda, yani sovyetler birliği'nde yaşayan ve rusya'nın protvino kasabasındaki u-70 senkrotron adlı parçacık hızlandırıcısında çalışan bir bilim insanıdır anatoli bugorski. o dönem başına gelen bu olay marvel sinematik evreni'nde geçseydi kesinlikle bir süper kahraman olmuştu. tabii ki gerçekler her zaman böyle eğlenceli ve renkli olamıyor. neyse, biz konuya dönelim.
anatoli bugorski her zamanki gibi sabah kalkıp işe gitti ve çalıştığı parçacık hızlandırıcı kurumunda. sabah kahvesini içtikten sonra parçacık hızlandırıcıda bir sorun çıktı ve kendisi bunu kontrol etmeye gitti. makinenin hala çalıştığını gösteren uyarı ışığı bozulmuştu ve kendisi bunun farkında bile değildi; kafasını parçacık hızlandırıcının içi soktu, sonrası malum. ışık hızına ulaşmış parçacıklar kafasının arkasından girdi ve gözünün iki santim altından çıktı. o anı şu sözlerle anlatmış: “bir ışık gördüm, bin güneş'ten daha daha parlaktı ve hiç canım yanmadı.”
şimdi, şöyle bir ara bilgi verelim: aynı ışık etkisini ay'a çıkan apollo astronotları da vermiş, tabii o zaman ne olduğunu anlamamışlar. proton radyasyonu gerçekten nadir bir canavardır. güneş rüzgarı ve kozmik ışınlardan gelen protonlar dünya'nın atmosferi ve manyetik alanı tarafından durdurulur ve bize zarar vermesi engellenir. hatta biz bu durdurma işlemini kuzey ışıkları olarak dünya'dan 'aaa ne güzel' diye izleriz.
hemen konuya dönelim. tabii olayın üstüne kendisini hemen hastaneye götürmüşler ve kafasında geçen parçacığın anatoli bugorski üzerinde, yani kafasında 200.000 rad'lık bir radyasyon bıraktığını görmüşler. bu sayıyı anlamanız için şöyle bir örnek verecek olursak kavramanız belki daha kolay olur:
(sv (sievert) = gy (gray): canlı dokunun maruz kaldığı radyasyonun etkisini gösteren doz eşdeğeri. 1 gy = 1 sv = 100 rad yani 200.000 rad = 2000 sv
0-0,25 sv: gözlenebilir hasar oluşmaz. (bu, genelde röntgen cihazlarında kullanılan doza eşdeğerdir.)
0,25-0,5 sv: kanda geçici hafif değişiklikler ile gecikmiş değişiklikler olabilir.
0,5-1 sv: mide bulantısı, kusma ve normal yaşam süresinde bir kısalma olabilir.
1-2 sv: 24 saat içinde bulantı, kusma belirtisiz bir süreden sonra saç dökülmesi, ishal ve kan tablosunda orta derecede değişiklikler gözlenir.
2-4 sv: 1-2 saat içinde mide bulantısı, kusma, iç kanama, ağız ve boğazda ciddi bir yangıyla beraber kan tablosunda değişiklikler, saç dökülmesi, ishal ve %50 oranda ölüm gözlenir.
4-6 sv: 1 saat içinde bulantı, kusma, saç dökülmesi çeşitli yangı ve iç kanama, kan tablosunda ciddi değişiklikler %80-%100 araasında ölüm gözlenir.
bu verileri de öğrendikten sonra hikayemize geri dönelim. doktorlar hastaneye yatan anatoli bugorski'nin yüzünün sol tarafında şişlikler ve kızarıklar gözlemlediler ve ışının girdiği ve çıktı yerlerde eritemler oluştuğunu fark ettiler. bu eritemlerin oluştuğu yerlerde dokular bozulup erimeye başladı, hatta beyninin görülebildiği bile söylenir. böyle semptomların sonucunda doktorların öngörüsü kısa bir sürede öleceği üzerineydi fakat anatoli bugorski bilinmeyen bir nedenden dolayı yaşamaya devam etmişti; yüzünün sol kısmı felç olmuş, arada sırada sinirsel sara benzeri nöbetler geçirmesine karşın başka bir fiziksel eksiklik yaşamamış. işte 1942 doğumlu bu garip adam bu günlerde hala yaşamaktadır.