Avustralya Hükümetinin Sosyal Ayrımcılığa Sahne Olan Garip Pandemi Önlemleri

Avustralya'nın ekonomik merkezi Sidney'deki pandemi sürecinin pek de iyi yönetilmediğini gösteren bir durum özeti.
Avustralya Hükümetinin Sosyal Ayrımcılığa Sahne Olan Garip Pandemi Önlemleri
iStock

sidney... eyalet (bkz: yeni güney galler) başbakanı birecikliyan (gladys berejiklian) önderliğinde (liberaller) salgın sürecinin yönetiminde adeta destan (!) yazmakta olduğu kent.

alışıldık üzere suç – kabahat – özür lügatlarınde yok. haziran ortası gibi yeni salgın dalgası başladığında önlemleri geciktirip goygoya, “halkı özgür bırakıyoruz” propagandasına devam ettiler. salgın alıp başını gidince (doğudaki zengin mahalleleri odaklıydı başlarda) hafif önlemlerle poz kesmeyi sürdürdüler. vakalar işçi – göçmen yoğunluklu batı – güney batı mahallelerine sıçrayınca pozları bozuldu. kısıtlamaları (o bölgeler odağında) arttırıp kollukları devriyeye yollamaya başladılar.

ortaya çıkan fecaatin sorumluluğunu ise tabii ki üstlerine almayıp, yaptıkları yanlışları gündemden kaçırıp dikkatleri başka yerlere çektiler. şimdilerde ise “bu salgın dalgasının önüne geçilemeyeceğini kabullenmeliyiz” diye algı ayarlarıyla oynuyorlar. bir de, patronlar daha işgücü yitirmesin için kısıtlamaları (belli yerlerde) hafifletmek/kaldırmak adına uzmanların, bilim insanlarının kimi uyarılarını kulak ardı etmeye mesai harcıyorlar. işverenlerin lobiciliğine uygun takvim yapıyorlar.

akıp giden bu çalkantılı günlerden tarihe ise şöyle izler kalıyor

1. doğudaki zengin mahallelerinde vatandaş kumsalda güneşlenip denize girerken, batı mahallelerinde halk dışarda kalmasın diye basketbol potalarını söküyorlar.

çelişkilere ışık tutan bir yayın: tale of two cities

şekil 1a:


2. çifte standarda bir örnek: batı mahallelerinden parramatta'da vaka sayıları daha düşük, aşılanma oranı daha yüksek olmasına karşın burası “endişe verici mahalle” (bkz: local government area of concern) kabul edilip ek kısıtlara maruz kalıyor. sidney kent merkezi ise daha yüksek vaka sayılarına, daha düşük aşılanma oranına karşın “endişe verici mahalle” kapsamında değil. buraların sakinleri daha az kısıtlanıp daha özgür hareket edebiliyor.

şekil 2a:


3. batı mahallelerindeki lübnanlı göçmen toplumundan bir uyarı: “toplum üyelerimiz başka yerlerdeki gibi kumsalda maskesiz güneşlenmiyorlardı. yetkililerin söylemlerine uygun, piknik, gezi, koşu yapmıyorlardı. bunun yerine -açık havada- sevdiklerini toprağa veriyorlardı. aşılarını olmuş, sosyal mesafeye uyarak yaş tutuyorlardı. buna karşın görevliler tarafından itilip kakıldılar. son hadiselerde dört kişi cenaze merasimleri sırasında -açık havada- tutuklandı.”

şekil 3a:


4. bu rezaletler, çifte standard, arsızlık utanmazlık, bilhassa ucu bucağı olmayan seyahat yasaklarıyla birlikte göçmen toplumlarınca tartışılıyor, değerlendiriliyor. son dönemde “yeter be” deyip memleketine dönme kararı alan göçmenleri de işittik, gördük.

ilginçtir, bu haberleri, liberal hükümetin yandaşları tuhaf bir sevinçle karşılıyor. “beğenmiyorlarsa s… gitsinler” naralarıyla (bkz: love it or bugger off).

şimdi tabii, bunların kafa benim kestirebildiğim kadarıyla trump'çılara yakın. böyle değişik bir muhayyileleri var. orada kapılar demir perde inmiş gibi kapanacak. göçmenler kovulacak (yahut belki tümden köle olacak). her türlü üretim öz kaynaklarıyla avustralya'da yapılacak. dışardan ne mal, ne insan gelecek. ama bunu liberal ve sermayeci hükümetler yapacak. bu esnada maden cevherleri, şaraplar, sığır/koyun etleri, tarım ürünleri, bulunmaz hint kumaşı gibi kapışılacak, tam gaz yurt dışına gidip çil çil para bırakacak. çalışan kesim ise yüksek ücretleri almayı sürdürecek.

şekil 4a: