Babanın Söylediği Yıllar Geçse de Unutulmayan Sözler

Sözlük yazarlarının yıllar geçmiş olsa da unutmadığı; halen hayatına bir yön veren, hatta duygusallaştıran, babalarının söylediği unutulmaz sözler.
Babanın Söylediği Yıllar Geçse de Unutulmayan Sözler
iStock.com / EpicStockMedia

babam 7 yaşındayken babası ölmüş. annesi de kısa bir süre sonra başka bir adamla evlenip onun yanına taşınmış. bir gün okuldan evine geldiğinde kapıyı kapalı bulmuş babam. camdan tırmanıp eşyalarını almış ve yuva diyebileceği tek yerden böylece sürülmüş.

hayatı yurtlarda ya da amcalarının yanında geçmiş. aile nedir bilmemiş pek. kimsenin evladı olmamış. ama kızkardeşime ve bana muhteşem bir baba olmuştu, yattığı yerde dinlensin...

1.75 boyunda 56 kilo bir adamdı, mide geliştirememiş ki zavallı, çabucak doyardı. yine de, evimizin bir geleneği olarak, yemeğin en güzel yerleri kardeşime ve bana verilirken şaka yollu şöyle derdi:

"biz küçükken yemeğin iyi tarafı büyüklere verilirdi. biz büyüdük, şimdi de çocuklara veriliyor. şu yemeğin iyi tarafından yemek nasip olmayacak bu gidişle."

vefatından yaklaşık 40 dk. veya 1 saat önce söylediği "belki evin barkın yok, belki evlenmedin beni dinlemedin, belki çok paran da yok, ama benim oğlum hayırlı evlattır. hakkını helal et oğlum, allah senden razı olsun" cümlesidir.

- valla ben sağlığım için sigarayı bırakmadım..taş gibi adamım. sana biraz daha fazla para göndereyim diye bıraktım. sen gelmiş sigara içiyosun.. aferim.

1 yılı aşkın süredir babayla sadece telefonda görüşülmüştür. yaşı gereği kamera vs.. kullanımı da mümkün değildir.

bir pazartesi akşamı "evlat kurbanda geliyorsun değil mi? bak paran yoksa biletini ben alayım, kaç para olursa olsun" şeklinde bir telefon konuşması geçer.

zaten bayramda gitmek üzere planlar yapan şahsım hemen bileti alır, salı akşamı müjde verilir.

çarşamba sabahı telefon çalar, ölüm haberi alınır...

işte o yüzden "evlat kurbanda geliyorsun değil mi? bak paran yoksa biletini ben alayım, kaç para olursa olsun" sözü asla unutulmayacak olandır.

daha ortaokulda mıyım neyim, o sıralar bmw kullanıyor, hevesliyim benim olacak diye.

"size iyi bir eğitimden başka hiçbir şey bırakmayacağım"

o zamanlar bir bok anlamamıştım, şimdi anlıyorum. meğer paraları karılarla yiyip ailemi göt gibi ortada bırakacağım demek istiyormuş yavşak.

lisedeyken karneyi getirdim, şöyle bi göz gezdirdi kaça geçtin dedi.

resmen kendi hevesimizle okuduk anasını satıyım.

+ ya okudum da baba, dili çok ağırdı pek bi şey anlamadım.
- haklısın oğlum. bunları yazanlar bu kadar cahil bir neslin yetişeceğini ön görememiş kabahat onların.

- nerede bu kadın ya bir dakika durmuyor evde.
+ baba komşuya gitti ne yapsın akşama kadar evde mi oturacak?

on dakika sonra;

- bak hâlâ gelmedi! çayı bile kendimiz demliyoruz!
+ tamam baba tamam!

tam çayı içecekken kapı anahtarla açılır ve anne içeri girer ve babam bombayı patlatır:

- hanım ben de tam diyordum ki anneniz olmayınca çay bile içilmiyor bu evde nerede kaldın yahu?

kötü alışkanlıklarla ilgili;

''hiç elma yememiş birinin canı asla elma çekmez.''

bugün problemlerimi çözme politikamı belirleyen bir sözü vardı;

-oğlum, bağırırsan duyarlar. konuşursan dinlerler.

" oglum korkaklar hiçbirşeye sahip olamazlar, olsalar da tadını çıkartamazlar. korkma..."

yıl 2000. lise 1 deki sevgilimin eski manitası ve arkadasları tarafından tartaklandıktan sonra.

her zaman söylediği cümledir.
"bu hayatta ya kömür ol ya da ateş ol.asla maşa olma.yakan ol,yanan ol asla bunu biri istediği için yapma."