Başarılı Teknik Direktör Mauricio Pochettino Neden Tottenham'dan Kovuldu?
pochettino'nun kovulması, 20-30 yıl sonra bile hatırlanacak ve büyük ihtimalle tottenham'ın düşüşünün miladı olarak kabul edilecek bir olay.
öncelikle koyu arsenal taraftarıyım, yani ezeli düşmanımızın kendi topuğuna sıktığı bu hareketi sevinçle biraz da empati duygumdan ötürü buruk karşıladım. uzun yıllar üst sıralara tırmanmaya çalışan fakat bunu gerçekleştiremeyen, bu yolda aldığı oyunculara cezbedici teklifler ve ortamlar sağlayamadığı için elinde tutamayan ve yıldız oyuncuların tercih etmediği bir takımdı bu tottenham. ancak harry redknapp ile başlayan kısmi istikrardan sonra istenilen alınamayınca kısa süreli iki td yerine adını bu kulübün efsaneleri adına yazdıran pochettino takımın başına geldi. o tarihten sonra da tottenham sempatisi baş göstermeye başladı. gerek pochettino'nun oynattığı göze hoş gelen futbol gerekse de altyapıdan çıkardığı ve transfer edilen, kendini gösterememiş futbolcuları birer yıldız haline getirmesi bu sempatinin büyümesinde en büyük etkenlerden biriydi. birkaç sezon sonra tottenham üstte bahsettiğim sıkıntıları aşmış yıldız oyuncular transfer edebilen (bkz: moussa sissoko)(bkz: lucas moura)(bkz: davinson sánchez) ve parlattığı oyuncuları madrid, juventus, barcelona gibi takımlara kaptırmamaya başladı.
bu peri masalı gibi gözüken olaylar esnasında takım ne kadar güllük gülistanlık gözükse de aç gözlü tottenham yönetimi ille de kupa ille de kupa diye tutturması ve üç transfer sezonunda pochettino'ya bütçe ayırmamaları yönetimle arasına mesafe girmesine sebep olmuştur. zaten premier lig'e baktığımızda başarılı olan takımların yönetimler ingiliz değildir zira ingilizler hiçlikten bir iki adım sonrasını başardıklarında kendilerini zirvede görürler, böyle de bir kibre sahipler. neyse efendim bu transfersiz geçen dönemler sonrasında 18/19 sezonunda yaşanan sakatlıklar sonrasında pochettino'nun elinde oynatacak adam akıllı futbolcu kalmadı bu yüzden altyapıdan mecburi oyuncuları oynatmak zorunda kaldı. bu tersliklere rağmen tottenham tarihinde yakaladığı en büyük başarı olan şampiyonlar ligi finaline gerçekten hak ederek çıktılar ve şans bir penaltı sonrasında liverpool'un skora yatmasıyla kupayı müzelerine götüremediler.
bu kötü başlayıp harika biten sezon sonrası kadrosuna tanguy ndombélé,ryan sessegnon,giovani lo celso gibi tottenham'ın en büyük sıkıntısı ve nicelik olarak yeterli olmadığı orta sahaya yapılacak en iyi transferleri yaptılar. işte kaderin cilvesi mi yoksa şansızlık mı denir bilinmez ama tottenham sezon başladığından beri bir türlü belini doğrultamadı. ancak her ne olursa olsun sizi bir yerden alıp zirveye çıkartan bir adamı daha henüz ligin üçte biri bile bitmemişken göndermek tek kelime ile vefasızlıktır.
pochettino bundan sonra istediği her türlü takımı çalıştırabilir. real madrid zaten kendisini zidane sonrası için düşünüyordu senelerce önce olmayınca başkasını seçtiler şu an onlarda pek iyi gidiyor sayılmaz o yüzden bu bir seçenek. sürekli eleştirilen valverde yerine barcelona başka bir seçenek. ama benim isteğim tabi ki tottenham'dan da intikam almak ve çok daha iyi bir ortamda çalışmak için arsenal'a gelmesini canı gönülden isterim. tottenham ise bundan sonra öyle her adını duyurmuş hoca ile başarıya ulaşamaz. çünkü mevcut oyuncuların bu seviyelere kendilerinin cabasının yanında pochettino'nun yeteneği ve onlara verdiği görevler vardı. tavsiyem julian nagelsmann olabilir ama o da bundesliga'dan çıkacağını sanmıyorum.
pochettino'nun kovulmasını claudio ranieri ile bir tutmak oldukça yanlıştır
Ranieri: İtalyan teknik adam, 2015/16 sezonunda Leicester City'yi Premier Lig şampiyonu yapma başarısı göstermiş fakat 16/17 sezonunda alınan başarısız sonuçlar sebebiyle 24 Şubat 2017 tarihinde görevinden ayrılmıştır.
birincisi, ranieri'nin kovulması leicester'ın hemen şampiyon olduğu senenin sonrasında yaşadığı küme düşme korkusundan kaynaklanmıştı, leicester, ranieri kovulana kadar potanın birkaç basamak üstünde geziyordu. ikincisi, leicester city'nin şampiyonluğu her ne kadar muhteşem bir hikaye de olsa, bundan onlarca sene sonra konuşulacak da olsa, o sezonun getirdiği olağanüstü şartlarla beraber gelmiş tesadüfi bir başarıydı. tesadüfi derken küçümsediğim anlaşılmasın, bu gözlerin gördüğü en absürt başarı hikayelerinden biridir ancak sürdürülebilir bir durum değildi.
pochettino ise beş sezon boyunca bu takımı ilmek ilmek işleyerek, normalde orta sıra oyuncusu olarak kaybolup gidebilecek kişileri en üst seviye futbolcu haline getirerek, belirli bir futbol anlayışı oturtarak, kısacası planlı bir şekilde şampiyonlar ligi finali gördü ve tottenham hotspur'u, ingiltere futbolundan bahsederken herkesin diline pelesenk olmuş top 6'in bir parçası haline getirdi.
bu noktada pochettino'nun kovulması tottenham yönetiminin çok net bir şekilde aptallığıdır. 5-6 sene önce everton ile aynı seviyede olan takımın adı en üstte anılıyorsa en çok bu arkadaşın payı vardır. bu sezonki düşüş, seneye belirli futbolcuları göndererek ve yeni bir yapı kurarak rahatlıkla yeniden yukarıya dönüş hikayesine çevrilebilirdi, her ne kadar puan ve oyun olarak çok yetersiz kalsa da, tottenham'ın bu sezon şampiyonluk sonrası leicester city gibi küme düşme durumu yoktu, en kötü ihtimalle avrupa dışında kalırdı bu takım...
takımın durumunda sorunu hocada aramak saçmalık
bu kadro geçen sene cl’de final oynayarak miadını doldurdu. en büyük yanlış; kulüple ilgili hevesini yitirmiş oyuncularla yolları ayırıp yeni bir kadro yapılanmasına gitmek gerekirken, kadronun en kilit oyuncusunu ayrılmak istemesine rağmen kulüpte tutmak oldu. sonuç hüsran ve daha vahimi bundan sonra gelecek hocaya da -mourinho olsa dahi- daha fazla yük olmaktan başka bir şey olmayacak ve ne yazık ki spurs seviye düşecek.
bu arada hoca ile ilgili bir not: gönül madrid’de görmek ister fakat yolu münih’e uzanırsa, kendisi ingilizceyi pink floyd dinleyerek öğrenmiş, bi rammstein da deneyebilir.
bir şampiyonlar ligi finali oynattı diye her saçmalığa okey olalım, vefa gösterelim?
bu adam cl finali oynattı ama nasıl? manchester city'i ezilerek ve şanslarının yardımıyla elediler, ajax'a ezilerek ve şanslarının yardımıyla elediler. futbolun adaleti olsaydı eğer bu maçlarda eleneceklerdi ama futbol şansları hep yanlarındaydı. bu şanslarını gören klopp finalde liverpool'a sadece tottenham'a en ufak bir şans verdirmeyen, sıkıcı ve tamamen rakibi bozmaya yönelik oyun oynattırarak, pozisyon bile vermeden tottenham'ı yenmiştir.
bu sene? bu sene o şans yok işte, takım dökülüyor. futbolcular altlarını oyuyormuş, olabilir belki de. çünkü bu futbolcular da farkında kendisinin td olmadığının ve şans ile geçen sene final oynadıklarının.