Basit Bir Doğa Olayı Olan Rüzgarın Aslında Toplumların Hayatını Şekillendiren Bir Güç Olması
yaklaşık 12 yıldır aynı evde yaşıyorum. ankara'daki bu evin çevresi türkiye şehir merkezi standartlarına göre yeşil. 12 yıl önce sıradan bir sabah kuş cıvıltılarına uyanıp balkona çıktığımda, hem kendime gelmeye çalışırken hem de bahar polenlerinin alerjimi tetiklemesine küfrederken, karşımdaki ağaçta şahane bir "cins" kuş gördüm. beni uyandıran güzel ses bundan çıkıyormuş. "oha kafes kuşu kaçmış, yazık sahibine, üzülmüştür" derken biraz daha ayılmam ve alerjinin yarattığı gözyaşlarını temizlememle ağacın tamamının bu kuşlarla dolu olduğunu gördüm. bir baktım yandaki ağaç da bunlarla dolu. bir anda her tarafı (aynı) cins kuşlar sarmış, aylardır buralarda görmediğim mavi yeşil desenler sessiz ağaçlarımı dillendirmişti.
bu kuşlar 2 hafta kadar takılıp gittiler. ertesi sene aynı tarihte, aynı tatlılık ve kalabalıkla, aynı huzurla uyandırdılar beni. aşağı yukarı yılın aynı dönemine denk gelen bu 2 haftalık şenlik yıllarca devam etti. göç yolu gibi bir yerde olmalıydı benim ev.
bu yıl gelmediler.
sebebini öğrenince daha çok özleyeceğimi öngörüyorum ama en azından kendilerine bir yol bulmuş olmalılar. sebebi biraz karışık. ama bunlar gelmeyince ağaca rodrigues ismini koydum: hint okyanusundaki bir adanın ismi.
hindistan'da yağdığını duyduğunuz meşhur muson yağmurları adını aslında muson rüzgarından alır. muson "mevsim" demek çünkü bu rüzgar mevsimsel bir çevrim gösteriyor. bazı mevsimlerde (nisan-eylül arası) güney afrika'dan hindistan'a doğru esiyor, diğer mevsimlerde (kasım-şubat) ters dönüp hindistan'dan güney afrika'ya doğru esiyor. bu çevrimdeki tutarlılığın milattan sonra 45-47 yıllarında keşfedildiği düşünülüyor ve bu tutarlılık afrika-hindistan deniz ticarinin tarihteki belkemiğini oluşturuyor. bu rüzgarlar sayesinde gemiler rüzgarın hangi tarihte hangi yöne eseceğini çok iyi biliyor, hızlı ve daha da önemlisi tutarlı tarihlerde seyahat ediyorlardı. eskiden bir geminin limandan kalkması için tarih öngörüsü yapmak epey zor bir işmiş ve genelde birkaç haftalık aralıklarla belirtilirmiş. bu rüzgar sayesinde doğrudan "gün" hassasiyetinde seyahat planları yapılabiliyormuş ve bu özellikle ticarette inanılmaz bir avantaj.
m.s. 700'de ciddi bir muson ticaret ağının olduğu düşünülüyor ama esas patlamayı 1000-1200 yılları arasında yaşıyor. sonra moğolların hayvan gibi bir alan fethetmesi ile (ve inanmayabilirsiniz ama moğollar fethettikleri yerlerde ticarete, dine falan öyle çok karışmazlardı) kara ticareti ucuzlaşınca popülaritesini kaybediyor. ardından (moğolların dağılmasıyla) tekrar 14. 15. yüzyıllarda coşuyor bu ticaret. endonezya'yı diğer pek çok yerle birlikte müslüman yapan da bu ticaret ağı.
hadi tarihte böyleydi, ticareti etkiliyordu, bugün? bugün somali'li korsanların saldırı dönemleri ile muson rüzgarları arasında korelasyon bulunuyor.
muson rüzgarları gibi yerel rüzgarlar dünya'da çok. yerel rüzgarları, dolayısıyla bütün hava koşullarını şekillendiren büyük bir sistem daha var: jet streams.
jet stream'ler havacılıkta deli gibi kullanıldığı gibi, hava tahminlerinde de çok önemli. tutarlı hava akımlarının jet streamlerin yere olan etkisiyle oluştuğu düşünülüyor. yıllar önce bir belgeselde izlemiştim, amerikanın bir yerindeki bir kasabaya stadyum yapıyorlar, açılıştan sonra bir hortum (ya da rüzgar?) stadyumun direklerinden soldakini alıp götürüyor. adamlar yeniden yapıyor, 3 sene sonra aynı hortum aynı direği götürüyor. tekrar yapıyorlar, tekrar gidiyor. ısrarla aynı direk. en sonunda herifler yapmaktan vazgeçiyor direği oraya. (kaynağı bulamadım bir türlü, affola)
detayına çok girmeyeceğim ama kritik bir nokta var, bazen bunların üzerinde hava akımı gerçekleşirken jet streamlerin kuzey ve güney taraflarındaki sıcaklık farkının az olmasından dolayı hava kütlesi bir bölgenin üzerinde sabit/çakılı durabiliyor. örneğin ingiltere'nin havasını çok etkileyen bir durum bu.
bu jet stream'lerin yapısını etkileyen temel şeylerden birisi coriolis kuvveti. ancak son zamanlarda jet stream'lerin başı başka bir şeyle belada.
gökbilimciler güneş'in ışığını yansıtarak parlayan şeylerin, ışığın ne kadarını yansıttığını ifade etmek için albedo terimini kullanırlar. örneğin venüs'ün atmosferi o kadar kalın ki, güneş'ten gelen ışığın çok büyük kısmını yansıtır, bu yüzden bembeyaz görürüz gökyüzünde, bu yüzden güzellik tanrıçasıdır kendisi. zaten albedo sözcüğü latince "beyaz" anlamına gelen albus'tan gelir. (etimolojik kuzen: albino)
dünya'nın da bir albedo'su var tabii, üzerine düşen ışığın bir kısmını yansıtıyor. bu yansıtma işinin çoğunu kuzey kutuplarındaki buzullardan yapıyor. okyanusların ısı kapasitesi yüksektir, buzullar ise yüksek albedo sahibi, yani iyi yansıtıcıdır. kutuplardaki buzullar sayesinde, ışık yüzeyden yansır, böylece buzun altında kalan okyanus da çok ısınmaz. ancak buzullar erimeye başladıkça yansıtıcılık azalır, buzul eriyince okyanus ısınır, okyanus ısındıkça buzul daha da çok erir, böylece bir pozitif geribesleme döngüsü başlar.
buzullar eridikçe, kuzey kutbundaki hava sıcaklığı değiştiğinden, jet stream'lerin kuzeyindeki hava ile güneyindeki hava arasındaki sıcaklık farkı azalır, sıcaklık farkı az olunca ne oluyordu? ingiltere'nin başına sıkça gelen gibi, hava kütlesi belli bölgelerde çakılı kalıyordu. 2014'ten itibaren bu etki net biçimde gözlenmeye başladı ve bunun özellikle orta amerikada tarımı etkileyeceği düşünülüyor.
çakılı kalan havaya bağlı etkiler değişebiliyor. arada bir bu ingiltere'de "güzel havanın çakılı kalması" ile adamların dünya'sını bambaşka yaparken, bazen kar-buza sebebiyet verecek hava çakılı kalabiliyor, bu yüzden örneğin daha uzun süreli kış yaşanabiliyor. jet stream'ler ile buzulların ilişkisi hakkında jennifer francis meşhur bir biliminsanı ve ingiltere'de kendisiyle yapılan bir röportajı şuradan izleyebilirsiniz. 2:45'te adam "weather blocking" olayının detayını soruyor ilginizi çekerse. (burada block'un sebebini büyük dalgaya bağlıyor ama büyük dalgaya sebep olan da düşük sıcaklık farkı) komik bir şekilde bu buzulların jet stream'leri etkilemesi olayına santa's revenge ismini veriyorlar.
kimileri buzulların erimesinin aslında jet streamlerdeki dalgalanmayı artırdığını ve bloklamayı azalttığını iddia ediyor.
ama ortada bir blocking olayı var ve herkes bundan emin: örneğin 2010'da rusya ve pakistan'ı epey etkileyen bir blok hakkında haber.
şimdi şu tabloya bir bakalım : (ara: 2015 ankara yağmuru)
özetle türkiye'nin üzerinde şu anda bir "block" olması muhtemel. maalesef bu konuda güncel çalışma veya habere rastlayamıyorum. ancak mersin'de bile havanın uzun süredir bulutlu ve kapalı kalmasının başka bir açıklaması yok gibi. öte yandan tarım ve denizciliğin sözüm ona önem verildiği ülkede bu bilgiye ulaşamamam benim ayıbım mı bilemedim. konu hakkında sözlük meteorologları yardım eli uzatsa tadından yenmez.
2012'deki block batı ülkelerini çok etkileyince adamların medyasında bilgi bulmak mümkün tabii. kuş göç yollarını etkilediği de bildirilmiş.
muhtemelen benim sessiz ağacıma misafir olan kuşlar bu sezonluk bir göç yolu değişikliğine karar verdiler. block'un etrafından dolanıyorlar.
bazen bomboş duran ağaca bakıp, 13. yüzyılda "neden buradan artık pamuk taşıyan bir ticaret gemisi geçmiyor?" diye üzülen bir ada görüyorum, alerjinin yarattığı gözyaşlarını temizliyorum.