Beatles'ın Davulcusu Ringo Starr, Gerçekten de Kötü Bir Davulcu muydu?

ringo starr, hakkında kamyon dolusu yalan söylenen ve devamlı suçlanan nefis bir insandır

bir kere, john lennon'ın "beatles'taki en iyi davulcu bile değil" lafının şaka olduğunu anlamayanlara sesleniyorum. yahu madem bu kadar kötü davulcu, ringo white album kaydedilirken grup içi gerilimden kavgadan bıkıp, taşı tarağı toplayıp çekip gittiğinde, neden davula o grup içindeki en iyi davulcu geçmedi de, herif geri gelsin diye haftalarca yunanistan'da peter sellers'la tatile çıkmış adama onlarca telgraf yollandı. hatta geri geldiği gün george bütün stüdyoyu welcome home yazan çiçeklerle donatmış... ne kötü davulcuymuş yav.

pete best'ten kötü davulcu olduğunu söyleyenler var o daha fena. george martin'in pete best'li beatles demo için geldiğinde ilk düşündüğü davulcunun değişmesi olmuş. gitmiş bunu da brian epstein'a söylemiş. çevredeki en yetenekli davulcu olarak da ringo alınmış gruba. ancak ringo'ya ilk başta deli diye bakmış george martin orası da gerçek, ilk please please me çalarken tek eliyle davul çalarken diğer eliyle perküsyon çalmaya çalışırken görüldüğü için aklı konusunda şüpheler oluşmuş.

bu adamdan önce davulcular hiçbir zaman televizyonda gözükmezken, sahnede en arkada karanlıkta çalarken, ed sullivan show'da ringo ayısı 1 metrelik platform kurdurtup tepesine yerleştirmiştir setini. al sana davulcu diye.

neredeyse mükemmel tempoya sahiptir bu kötü davulcu denilen insan. beatles 1960'ların sonunda şarkılarla deney yapmaya başladığında şarkıları kesip, belli yerlerini bir daha kaydediyor bu yolla bazı şarkıları 50 kere yeniden söylüyordu. ringo hiçbir zaman ritm kaçırmamıştır.

bu şanslı yeteneksiz adam tek davul solosunu abbey road'un sonunda, the end'de atar. sevmez çünkü davul solosunu. ancak o attığı tek soloda koyun bakalım yanına bir metronom, görün bu kulaksız-yeteneksiz adamın ritm duygusunu.

ringo'dan daha yetenekli olduğu söylenen ve yakışıklı olduğu için kıskanılarak gruptan atıldığı yalanı dolaşan pete best 4/4'lükten başka ritm bilmezken ringo beatles kariyeri boyunca ne kadar alışılmadık ritm varsa çalmış ve grubun yaratıcılığını uçsuz bucaksız yerlere götürmüştür. here comes the sun örneğinde olduğu üzere, tek şarkıda 3 ayrı ritm çalar bu hayvan adam.

bir de bazı şarkıları çalamadığı için davulu başkalarının çaldığı yalanı var. oha diyorum. bütün beatles şarkılarının sadece 4'ünde bu adam yoktur. hemen sayalım; white album sırasında kavgadan gürültüden bıktığı için dellenmiş ayrılmış gruptan, back in the ussr ve dear prudence'ta davulları paul çalmıştır. bakmışlar ringo'suz olmuyor, adama yalvarmışlardır dönsün diye. the ballad of john and yoko'da davulları yine paul çalmıştır çünkü ringo film çekimlerine gitmiştir. son olarak 1962'de, love me do'da andy white tek şarkılık davulun başına geçmiştir, ringo perküsyon çalmıştır, o da george martin'in isteğiyle olmuştur. sonrasında grup itiraz edince ringo yine bütün kayıtlara katılmıştır.

her şeyi geçtim, o kadar kötü davulcudur ve lanet bir adamdır ki, john lennon çoğu solo çalışmasında yine ringo'yu çağırır, 1964'te ringo tonsilit olup turneye gelemediği zaman george harrison sahneye çıkmayı reddeder. paul mccartney, ünlü apple corp çatısında verdikleri konserin ertesi gününde kart atar ringo'ya "you are the greatest drummer in the world. really." der. çok seviyorum, öyle böyle değil...

drummer alt kültürünü rock müziğe sokan adamdır ringo starr

ondan önce tüm davulcular blues davulcusu iken, ringo starr'ın çağ değiştiren farklı davul partisyonları günümüzün rock müziğine de ışık tutmuş, aydınlatmış, gelişmesini sağlamıştır. the beatles üyeleri tarafınca grubun en göz ardı edilen üyesidir. with the beatles albüm kapağında sanki son anda kapak çekimine dahil olmuşçasına çıkması, the white album'ün kayıtlarının birçoğuna alınmaması, bir noktadan sonra grubun kendisiyle ilişiği kesmesi gibi bir çok "ün ve şöhretin getirdiği megalomanlığın" etkisinde bırakılmıştır john ve paul tarafından. ama buna rağmen grubun en sevilen üyelerinden birisidir. hala turne yapmaktadır. hala beatles'ın barış mesajlarını dünyanın dört bir köşesine yaymaktadır. belki hala grubun ekmeğini yiyordur ama grup onun ekmeğini çok yedi, onu çok ezdi. sıra ona çoktan gelmişti bile.

kısacası en sevdiğim the beatles üyesidir kendisi.

Caz müzisyeni Quincy Jones'un Starr hakkında söylediklerini de buraya bırakalım

david marchese: rock müziği ilk duyduğunuzda ne düşündünüz?

quincy jones: rock r&b'nin beyaz versiyonundan başka bir şey değil, göt herif. bilirsin, paul mccartney'le tanıştığımda 21 yaşındaydı.

d. m. : the beatles'la ilgili ilk izleniminiz neydi?

q. j. : dünyadaki en kötü müzisyenler olduğuydu. onlar çalamayan orospu çocuklarıydı. paul duyduğum en kötü basçıydı. ve ringo? hiç bahsetme bile. bir keresinde george martin ve ringo starr ile stüdyoda ringo'nun solo albümü için 'love is a many-splendored thing'in bir versiyonunu kaydediyorduk. şarkı, ve albüm, biraz berbattı. ringo şarkıda dört ölçülü bir şeyi halletmek için üç saat uğraşmıştı. becerememişti. "dostum, neden kendine bir limonlu bira ve shepherd's pie alıp biraz rahatlamak için bir iki saat ara vermiyorsun" dedik. o da öyle yaptı, biz de jazz davulcusu ronnie verrell'i aradık. ronnie 15 dakikada geldi ve şarkının canına okudu. sonra ringo geri geldi ve dedi ki, "george, şu kaydettiğimizi benim için tekrar çalar mısın?". george da çaldı, ve ringo, "hey bu aslında fena değil gibi" dedi. ben de, "elbette göt herif, bu sen değilsin çünkü" dedim. harika adam ama yine de.

in conversation: quincy jones, vulture, 7 şubat 2018