Bir Otelin Kalitesiz Olduğunu Gösteren Detaylar
pike yerine içine yorgan konmamış nevresim kullanıyorlarsa, o otel kesinlikle kalitesizdir. müşterilerine pike sunmaktan imtina eden bir otelin havlularını düşünmek dahi istemiyorum.
izmir basmane'de bir otelde kalmıştım. odada sabun olmadığını görünce resepsiyonu aradım, resepsiyondaki eleman sabunluğu getirip, abi geri götürcem başka sabun yok dedi. iki fırt aldım sabundan, özetle sabun olmayan otel kötü oteldir.
sararmış klimadır.
resepsiyondaki eleman
"hoşgeldiniz hanımefendi" değil de;
"hoşgeldin abla" diyorsa o otel kalitesizdir.
tuvalet kağıdı.
odanızdaki tuvalet kağıdınızdan bir yaprak koparın ve göz hizanıza getirip arkasına bakın. eğer okul kantinindeki tost için dilimlenmiş kaşar gibi arkasını görebiliyorsanız otel kalitesizdir.
halbuki götünüz ve siz en iyilerine layıksınız.
ne olur ne olmaz diye sabah 7'de uyandırma çağrısı rica ettiğiniz resepsiyonistin yüzünü ekşiterek ellerini iki yana uzatması, parmaklarını gergince açarak "abi şimdi ben de uyanamam, geç kalırsın, onun vebalini alamam." demesi, geç kalma riskimin vebalini alamaması. çözüm odaklı pozitif bir yaklaşım sergileyerek "abi sen alarm kur bence." şeklinde yönlendirme yapması.
"hangi otelmiş o?" diye soru geldi. otelin girişinde herhangi bir tabela, flama, logo vs. olmadığı için onu da bilmiyorum. bakırköy'de bir yer.
yatagin uzerine sus diye konulan havludan yapilmis kugu... bazen gul serpistiriyorlar bir de. otelin resimlerine bakin bundan varsa gitmeyin.
yıllar önce nevşehir hacıbektaş'ta kaldığımız pansiyondan bozma otelde kendi odana gitmek için başkalarının odasından geçmek zorundaydın. tabi ki bu durumda başkalarıda kendi odalarına gitmek için senin odandan geçiyordu. tren vagonları gibi düşünün. adama bu nasıl iş dayı diye sorunca normal odaların yanına yoğun talep sebebiyle ekleme odalar yaptıklarını ondan böyle olduğunu, üniversiteli olduğumuz için idare etmemiz gerektiğini söylemişti. daha büyük bir kalitesizlik olamaz herhalde.
lobide şu ayakkabı parlatan fırçalı makine olması. hemen kaçın.
- kahvaltı salonunda sineklerin vızır vızır cirit atması, kaç kaç.
otelin lobisinde duran dayının (lobi dediysem de dezgah) odanıza gelip (oda dediysem de dört duvar) "çay demlediydim gel içek" diye sizi çağırması.
çok fenaydı çok. sene 1995.
(yaşandı, bitmedi)
kettle varsa iyidir. traş seti, diş seti varsa süperdir. bornoz varsa muhteşemdir. ütü ve ütü masası varsa olağanüstüdür.
yandaki odanın sesi geliyosa kötüdür. lamba ışığı beyaz ise çok kötüdür. anahtarla açılıyorsa berbattır. oda terliği yoksa rezildir.
şu sikko sabundan olması yeterlidir.
girişte aldığınız koku
odalardaki sigara kokusu
banyodaki şampuan şişelerinin durumu
kahvaltıdaki peynirler
filtre kahve yazan bir sürahide neskafe sunulması
toplantı odasındaki projektörü kullanmayı bilen kimsenin olmaması
o toplantı salonunun toplantı başlangıç saatinden on dakika sonra hala hazır olamaması
resepsiyondaki görevlinin yemek servisinde servis elemanı ve belboy olarak da izmet vermesi
otele giris kapisinin ittirilerek acilmasi.
odada zeminde bulunan halı... olum kim ne derse desin. çok pis lan..hiç hijyenik değil.
içeceklerin plastik bardakta sunulması. kolanın bile kristal marka olması. bu gözler bunu gördü sözlük. 24 saat bile konaklamadan 2 gecelik para bayıldık ve koşarak uzaklaştık ordan.
o değil de kristal kola mı kaldı ya? nerden bulupta getirdilerse otele.
garsondan havuç, hıyar tarzı şeyler isteyince ne yapacan demesi.
(bkz: vantilatör)