Bir Scottish Fold Sahibinden, Bu Irkın Kronik Hastalıklarına Dair Ders Gibi Bir Yazı

Bir scottish fold satın almış ve uzun süre kendisiyle ilgilenmiş birinden, emsal niteliğinde bir yazıyı aktarıyoruz.
Bir Scottish Fold Sahibinden, Bu Irkın Kronik Hastalıklarına Dair Ders Gibi Bir Yazı
iStock

bu yazıyı 5 yaşında scottish fold cinsi oğlunu dün kaybetmiş biri olarak yazıyorum

- öncelikle evet, satın almıştık. tıpkı sizler gibi hangi havyanla yaşayacağıma kim karar verecek mantığıyla, çok uslu sessiz sakin yaramaz olmayan bir ırk olduğunu duyduk. ancak genetik problemleri olduğunu bilmiyorduk.

- evet ırk çok sakin, atlamaz, zıplamaz, sürekli kuytu köşelerde uyumak ister. kısaca bir tekir gibi perdeleri indirmeyen zorluk çıkartmayan bir cins. bakması kolay, zahmetsiz. sevgi zamanına o karar verir. ne zaman sevilmek isterse gelir kucağına oturur. sevilmek istemezse kaçar gider kucağınızdan. bu yüzden sizinle iletişimde olduğunda bir lütuf olduğundan o anın keyfini çıkartmak istersiniz.

- ailemizden biri olduktan sonra ırkla ilgili araştırmalara başladık. genel olarak söylenen scottish (baba) ve scottish (anne) çiftleşmesinden çıkan yavruların genetik problemli olduğuydu. eğer british x scottish karması ise böyle bir sorun olmadığını söylediler. fakat bu maalesef doğru değildir. eğer kedi scottish fold yani kulakları kıvrık ise bu ırkın geni baskın olduğundan çiftleşme sonucunda çıkacak tüm kıvrık kulaklı yavrular scottish genine sahip oluyor.


- biz 5 yıl boyunca birlikteydik. bu süre boyunca hiçbir hastalık geçirmedi. hatta köpeğimiz çok hastalanırken kedimiz için maşallah domuz gibi, atom bombası patlasa bu hamamböceği gibi hayatta kalır derdik. evet bu süre boyunca iç dış parazit haricinde hastalık görmedi, belli etmedi.

- maalesef her şey 1 ay içinde yaşandı. kalbinde pıhtı attı (emboli) kedilerde emboli neden olur? bu pıhtı ilk omurilik tarafına ilerledi bu da arka bacaklarında kısmi felç geçirmesine sebep oldu. apar topar veteriner hekime gittik. veteriner hekimimiz vedat atasoy (bkz: ata veterinerlik) istanbul'da evcil hayvanı olan ve ciddi bir hastalık geçirmişse duyduğu isimlerden biridir. kendisi çok iyi, tecrübeli bir hekim. maalesef bu ırkın %100 sorunlu olduğunu ve bu tür hastalıklara çok yatkın olduğunu söyledi. tedaviye başladık ve ilk pıhtı atışını atlattık. yeniden yürümeye başladı.

- yaklaşık 1,5 hafta sonra ikinci kez pıhtı attı, bu sanırım daha fazlaydı ilk pıhtısında tek bacağı ikinci atışında iki bacağına kısmı felç geldi. kalp çok düzensiz attığı ve yeterli kan pompalamadığı için arka bacaklarında olması gereken kan dolaşımı olmuyordu. röntgende omurilik yapısı sağlıklı bir kediye göre çok düzensiz, tam ortasında 3 omur kaynamış bu da sinirlerine sıkışma yapıyordu. ek olarak kalça kemiklerinde de bir düzensizlik vardı. ayaklarının üstüne kalkamadığı için çektiği acıdan tuvalet ve yeme/içme fonksiyonlarını yerine getirmemeye başladı. kalçasındaki acıdan dolayı kakasını düzgün yapamıyor, bu yüzden yemek yemesini kesmişti.

- 2 hafta veterinerde kaldı, serum, kan sulandırıcı, ağrı kesici gibi yoğun bir tedaviye başladı. pıhtı ve felç etkisini azaltıp kalçasındaki düzensizliğe yoğunlaşacaktık. 2 hafta sonra arka bacaklarını kullanmaya yeme ve içmeye başlamıştı. bu yüzden bakımına evde devam ettik.

- klinikten ayrılırken veteriner hekim bize; artık felçli, kalp hastası biri var evinizde her ihtimale hazırlıklı olun, buna ömrünün sonuna kadar kullanacağınız ilaçlarınız olacak demişti. biz de evde bakımına sabah akşam ilaçlarını yaparak takibe başladık. ilk 1 hafta süreç iyiye gidiyordu; yeme içmeye başlamış, evde keyifle yürümeye başlamıştı. ancak kilosunun %25'ini kaybetmişti.

- cuma akşamı sanıyoruz bir atak daha geçirdi. vitaminlerini vereceğimiz esnada büyük seviyede bir pıhtı kustu. ilk başta olayın verdiği şokla organ sandık çünkü o kadar büyük ve sert bir dokuydu. apar topar en yakınımızda olan düzgün bir veteriner kliniğine götürdük. (bkz: v.t.m veteriner kliğini) burada ilk olarak röntgen, kan testleri ve ultrason bakıldı. kan testlerinde anemi kansızlık olduğu ortaya çıktı. kedilerde anemi

- cuma akşamı kliniğe yatırdık, oksijen almaya başladı. bir sürü iğne, ilaç yapılmaya başlandı ve şiddetli ağrısı vardı. ikinci defa klinikte kustuğunda kan yoktu ve bu bizi bir nebze umutlandırmıştı. cumartesi sabahı ziyarete gittiğimizde ayaklandığını ve durumunun iyi olduğunu söylediler. bir kaç işimizi halledip gelip alacaktık. 2-3 saat sonra geri geldiğimizde durumunun kötüye gittiğini söylediler.

- yeniden ultrason ve röntgenler çekildi. kalbindeki pıhtı neredeyse kalbinin yarısının sarmıştı. yani bu ataktan kurtulsak, yeni atak ne zaman olur hem bir şans içinde yaşayacaktık. anemisi de olduğundan daha fazla serum vs. sıvı tedavi alamıyordu çünkü kanı sulanacaktı. yani hem kalbindeki pıhtıyı yerinde tutamıyor, hem de kanını toparlamak için ek tedaviye başlayamıyorduk, ikisi de birbirini olumsuz tetikliyordu. böbrek değerleri de kötüleşmeye başlamıştı ve böbrek geri dönülemez bir organdı kediler için.

- cumartesi akşamını da yoğun bakımda geçirdi. pazar sabahı görmeye gittiğimizde dokunsak acıdan hiç duymadığımız bir ses çıkartıyordu. bu insanlarda ölüm döşeğinde son nefesini verirken inlemesine benzetebilirsiniz. bu tablodan sonra artık işlerin iyiye gitmediği ve her an kötü haberi alacağımızı biliyorduk. yeniden eve döndük, 1 saat sonra vefatının haberini aldık.

ailenizin içinden birinin vefat haberini aldığınızda önce tam kalbinize bir yumruk atılıyor

boğazınız düğümleniyor. sonra birlikte geçirdiğiniz tüm güzel anlarınız gözünüzün önünden film şeridi gibi geçmeye başladığında hıçkırarak ağlamaya başlıyorsunuz. cenazesini almaya gittiğinizde soğuk bedenini son bir kez koklayıp içinize çekerek öpüyorsunuz o kokuyu, bir daha hayatınızda olmayacak çünkü. son kez yumuşak tüylerini seviyorsunuz. açık giden o güzel kehribar gözlerine bakıyorsunuz. sonra evladınızı sarıp kucağınıza veriyorlar. evladını kaybetmemiş insanlar anlayamaz bu acıyı, üzüntüyü. sonra tüm soğuk kanlılığınızla minik bedeni toprağa verip evinize dönüyorsunuz. mama ve su kabını görünce, evdeki ona ait eşya ve köşeleri görünce göğsünüze darbeler iniyor. çok uzun zamandır bu kadar ağladığımı bilmiyorum. gözlerimin kuruduğunu hissediyorum.

umarım bu yazıyı okuduktan sonra kimse bu cinsi sahiplenmez, satın almaz. çünkü bile bile lades diyorsunuz. bu acıya katlanacak yüreğiniz olamaz, olmamalı. eğer bu kadar derinlemesine bilginiz olmadan ailenize katıldıysa lütfen her sene düzenli olarak detaylı bir kalbine, kan testlerine baktırın. alabileceğiniz tüm önlemleri erken almakta fayda var.