Bizim Aile Filminin Reisi Yaşar Usta, Burjuva Düzeninin Truva Atı mı?
yeşilçam sineması ideolojiktir ve her zaman burjuva düzenini korumaya çalışır. sürekli üretilen yoksul ama mutlu aile miti ile halk uyuşturulur. yoksulsunuz ama mutlusunuz, zenginler mutsuzdur isyan etmeyin propagandası yapılır.
bizim aile filminin aile reisi yaşar usta, 10 kişinin kıt kanaat geçindiği bir evin pasif aile babasıdır. ona verilen görev ailesinin düzene isyan etmesine izin vermemesi, onlara " metanet " propagandası yapmasıdır. bu yoksul aile mitine en başından beri itiraz eden, bunun için yaşar usta'ya bilinçli bir şekilde " baba" demeyen, icra memurunun yakasına yapışan, polise "adeletsizliğe alet oluyorsunuz! " diye itiraz eden, yeşil parkasıyla dönemin devrimci gençlerini temsil eden ferit bile yaşar usta'nın propagandaları ile ehlileştirilir. filmin sonunda artık o da "baba" demeye başlamış, düzene boyun eğmiştir.
yaşar usta’ların yoksulluğunun ve çaresizliğinin arkasında saim bey’lerin düzeni vardır. ancak onlar bunu asla sorgulamaz, eleştirmez. yaşar usta evinden atılmasına rağmen çocuklarının işe gitmesini, düzenin onlara biçtiği görevleri yerine sadakatla yerine getirmelerini ister. "asıl şimdi işimize dört elle sarılmamız lazım!" diyerek onları düzene boyun eğmeye zorlar.
düzen saim bey olmuştur, bizahiti sosyal ve ekonomik adaletsizlik saim bey’de tecessüd etmiştir. “ben kaybetmem !“ dediği ana bakın, saim bey'ler kendilerinden emindirler. haklıdırlar da, türkiye’de saim bey’ler asla kaybetmez.
şu meşhur diyalog ideolojinin en net özetidir. yaşar usta, saim bey’in odasına girdiğinde “beyim“ diye hitap ederek, otoritesini kabul edip konuşur. önce onun servetine bir güzelleme yapar “şu kadar malın var, mülkün var“ diye. işçilerin haklarını gasp eden, düzenin zaaflarını kullanarak zenginleşmiş, sahip olduğu zenginlik ile bürokrasiyi, polisi kendi çıkarına göre kullanan saim bey’e "bize dokunma" diye yalvardığı sahne ters yüz edilmiş bir acziyetin ve çaresizliğin doruk noktasıdır: yaşar usta, ne işçi hakları, ne kapitalist sistem, ne adaletsizlik, eşitsizlik veya bu gücü çıkarları doğrultusunda kullanması açısından saim bey’i tehdit etmez, edemez. odaya girerken bile sekreterin onayını bekleyecek, şapkasını çıkaracak kadar düzeni içselleştirmiştir.
haddini bilmektedir yaşar usta. odada “bize şunu yapamazsın, bunu yapamazsın“ dediği laflar koftur. saim bey istese bunu yapabilecek kudrettedir. yaşar usta, uzun uzun düzene bir tehdit oluşturmadıklarını, sıradan yoksul bir aile olduklarını vurgular. “dokunma bize“ diye yalvarır. yaşar usta (proleter kimliği usta sıfatıyla vurgulanır.) saim bey’den kendilerine yaptığı zulmun hesabını sormaz. saim bey’i yeşilçam sinemasında yaratılan “yoksul ama mutlu aile miti“ üzerinden tehdit eder. burası düzenin yumuşak karnıdır. eğer yoksul ama mutlu aile mitleri olmazsa, onlar isyan ederlerse; büyük patron, milyarder, fabrikalar sahipleri saim bey’lerin zenginliği tehlikeye girecektir. saim bey’in burada boyun eğdiği yaşar usta'nın tehdidi değil, düzendir. yoksul ama ezilen yaşar usta’ların büyük olduğu sanrısına insanlar inandırılmalıdır.
o evden atılmış halleriyle nasıl bir kabullenişin, akılsızlığın içinde olduklarını ayşen gruda’nın şu sırıtan yüz ifadesinde görebilirsiniz. bizahiti şener şen tiplemesi bile karikatürize edilmiştir çünkü bu yoksul aile içinde varlık içinde gelen bir adamın mutlu olabilmesi de epey gülünçtür.
filmin sonunda saim bey kızıyla konuşurken "yenildim" derken yalan söylemektedir. saim bey’ler hep kazanmaktadır. düzenin devamı için “yoksul aile miti“ seyircide üretilmiştir. mesaj çok nettir : saim bey’lere isyan etmeyin, evinizi, barkınızı elinizden alacak kadar güçlüdürler ama bunları kafaya takmayın, onlar mutsuzdurlar. siz bu kadar ezilmenize rağmen onlardan daha mutlusunuz. yoksulsunuz yoksul kalın, asla bunu sorgulamayın. sorgulamayın ki saim bey’lerin düzeni sonsuza kadar devam edebilsin. düzenin istediği adam olun, ferit gibi isyankar olmayın, kahramanlarınız yaşar usta'lar olsun.