Boşanmanın Eşiğindeki Çiftlere Bu Yollardan Geçen Sözlük Yazarlarından Tavsiyeler

Boşanma aşamasına gelen çiftler ne yapmalı? Hangi davranış iyi, hangisi kötüdür? Benzer tecrübeleri olan kişilerden dinleyelim.
Boşanmanın Eşiğindeki Çiftlere Bu Yollardan Geçen Sözlük Yazarlarından Tavsiyeler
Wildlife (2018)

2. evliliğimin boşanma duruşması yakında

ilk evlendiğim eşim de benden sonra bir başkası ile evlendi, daha sonra boşandı. ben bir daha evlenir miyim, evlenmez miyim bilmem. ama tecrübelerimden yaptığım çıkarımları naçizane sizlerle paylaşayım...

boşanmaya bir anda karar verilmiyor (eğer ağır bir kusur yok ise), aksine uzun zaman boyunca bir düşünce sürekli içini kemiriyor duruyor. "acaba" sorusu bir kere içine yerleştiğinde kemiriyor ha kemiriyor. ve inanın ki, eşiniz için de aynı süreç başlamış oluyor.

şöyle bir örnek vereyim: 15 temmuz 2020 günü kendi kendime bir karar verdim. anılar, yaşanmışlıklar ve sevgimiz için ilişkiye 1 sene daha mühlet verdim. kendi kendime dedim ki "15 temmuz 2021 tarihinde, o an aramızın ne kadar iyi veya kötü olduğuna bakmaksızın bir karar vereceğim. ya tamam, ya devam..."

anlamışsınızdır ki; bu kararı verdiğim zaman sorunlarımız vardı eşimle. o da bunun farkındaydı pek tabi. nitekim ekim ayında eşim geldi ve boşanmak istediğini söyledi. dedi ki: "neredeyse son 2 senedir yaşadığım bu hayatın benimle ne ilgisi olduğunu anlamaya çalışıyorum."

ben de düşüncelerimden bahsettim ve boşanma kararı aldık. sonra benim aklıma aile terapisti geldi, bir seans gittik. ama terapistin elinde sihirli bir değnek yok. bazı şeylerin düzelmeyeceği aşikardı. 1 hafta sonrasında kesin olarak boşanacağımız konusunda anlaştık.

eşimle o kadar iyi eğlenirdik ki, çevremizdeki arkadaşlarımız sırf biz eğlenirken o ortamda olmak için yanımıza gelirlerdi. parmakla gösterilirdik. diyaloglarımız, atışmalarımız, dans etmemiz, beraber şarkı söylememiz insanları kıskandırırdı. kıskandıklarını da açıkça söylemekten çekinmezlerdi. öyle ki; kardeşim bir gün babamın yanına gitmiş ve demiş ki "baba sana sorsalar, abime nasıl bir eş istersin deseler, şimdiki eşini eşini anlatırdın" o kadar uyumlu görünüyorduk ama değilmişiz. nelerden uyumsuz olduğumuzu örneklerle anlatmayacağım, gerek yok. her ilişkinin, her insanın kendi içindeki dinamiği farklı. asıl olan; insanın kendisini tanıması + eşini tanıması. hayattan beklentiler ve aksiyonlar uyuşmazsa, iyiyken ne kadar iyi olduğunuzun hiç bir önemi olmuyor.

madde madde aktarabileceklerim şunlar:

- konuşamıyorsanız

- tartışmadan kaçıyorsanız

- kişisel alanlarınıza saygı göstermiyorsanız

- rahatsızlıklarınızı dile getirmekten rahatsız oluyorsanız

boşanmak en en en ennnn iyi şey olacak sizin için.

boşandıktan sonra daha iyisini bulabilir miyim düşüncesiyle geri adım atmayın. her insan ilişkiye kendi dinamiğini katar, bu da demektir ki bambaşka haz durumları, bambaşka sorunlar. ama karşınızdaki insanla artık konuşamıyorsanız veya konuşmuyorsanız, ikiniz de kendi hayatlarınıza ıstırap etmeyi bırakın. kimsenin gazına gelmeyin.

aile terapisti şu yönden güzeldir, iki tarafı da açıkça dinleyen, iki tarafı da o an tanıyan, bu konuda profesyonel eğitim almış ve sizin aranızda -o an yaşanması gereken tartışmaya- profesyonelce hakemlik edecek kişidir terapist. sana karşı duyularını kapatan eşine dönüp "hayır sen bu konuda hatalısın" diyebilecek ve farkındalık yaratacak kişidir. ama dediğim gibi, elinde sihirli bir değnek yok. olmuyorsa zorlamanın da anlamı yok.

tek tavsiyem aile terapisti, ama kişisel düşüncem içinize uzun zamandır sinmiyorsa ve bu duygu karşılıklıysa boşanın gitsin.

evlilik kurmak zordur, boşanmak maksimum 20 dakika sürüyor. kararı alırken bunu aklınızdan çıkarmayın.

çocuk varsa en hızlı ve sakin şekilde boşanın

ama boşandığınız insana çirkinlik yapmayın, saygılı olun. çocuğunuzun ebeveynine saygı gösterin ve onu çocuğunuzun hayatındaki tüm önemli günlerde göreceğinizi unutmayın. bunu aklı başında insanlara söylüyorum. tabii ki boşanıp çocuğunu bir daha görmeyen veya karşı tarafı boğup bunaltıp çocuktan uzaklaşmak zorunda bırakan tipler çok bu ülkede. allah ıslah etsin.

boşanmış aile çocukları sorunlu oluyor diyorlar. benim aile nispeten iyi boşandı, sonrasında bana hiç bir aşamada sorun çıkarmadılar, sorunsuz evlendim, allah razı olsun. ben de konuştuğu kişiye huzur veren dünya sakini bir insanım. sorunlarım var mı var, merhamet yorgunluğu, sosyalfobi vs ama beni de çevremi de öldüren şeyler değil. eşimin ailesi de boşanık, o da şeker gibi bir insan. evladım da sakin huzurlu bir evde büyüyor şükür.

problemli olanlar ailesi insan gibi boşanmamış, bir sürü ailevi kriz yaşamış ve muhtemelen halen yaşamaya devam eden insanlar.

çocuklar duymasın dizisi gibi mutfakta kavga ediyoruz, saf yavrularımız hiç farketmiyor lay lay diye bir şey yok. o çocuğun tüm dünyası sizsiniz, kaşınızın açısı değişince ruh halinizi anlıyorlar. birbirinden nefret eden, sürekli kavga eden iki ebeveyn ile yaşayacak ve sadece bir arada oldukları için mutlu olacak, öyle mi? çocuğunuzun ne kadar gerizekalı olduğunu sanıyorsunuz, sorması ayıp? benimkiler boşanma işini 10 sene geciktirdi kardeşim küçük diye. 10 sene kardeşim de ben de delirecektik, boşandıklarında bayram yaptık. hala derim hayatımda başıma gelen en iyi şeydi o boşanma.

bu arada eşinizi sevmiyorsanız çocuğunuza eziyet etmeyin, insan olun insan. gerizekalı sen yaptın o çocuğu, sen. yanlış insanla yaptı isen o da senin aptallığın, çocuğun seçme şansı var mıydı? ona eziyet etmeden önce dön aynaya "sen eşini düzgün seçemeden çocuk yapan bir gerizekalısın" de, hafiflersin. ağır mı oldu? bu tiplere az bile. tabii ki herkes hata yapabilir ama o hatanın sonucunda çocuk olmuşsa paşa paşa hatanı kabullenip çocuğu rahat bırakacaksın. yaşanan hiçbir şey onun suçu değil. günahsız evlada anne veya babasının günahlarını yüklemeyin, akıllı olun.

sonuç olarak, çocuk varsa boşanın ama edeple boşanın. evladınızın anne - babasına kötü söz etmeyin, kötülemeyin. hata gözüyle bakmayın, evlat olmuş yahu. birinin tüm varlığına hata demek ne ayıp. benim annem babamdan ne dayaklar yedi, ne eziyet çekti. "hiçbir şeyden pişman değilim çünkü siz oldunuz" der. babam için tek acı söz etmez. babam öyle değildi, o anneme demediğini bırakmadı, şimdi durdu ama başta beni çok doldurmuştu, anneme saygısızlık etmeme sebep olmuştu. bilin bakalım şimdi hangisi ile daha çok görüşüyorum? aralarında ne geçtiği beni ilgilendirmiyor, belki babam kızmakta haklıdır ama ben evladım eşler arasında geçenler beni ilgilendirmiyor. kızmış, gereğini yapıp boşanmışsın zaten, onunla ilişkin bitmiş. bu kadın benim %50 genetiğimin geldiği insan, bana can veren insan. bana sevgin saygın varsa anneme saygısızlık etmezsin.

Final yorumu

boşanmanın eşiğindeki çiftlere vereceğim tavsiye: ilişki terapistine gidebiliyorlarsa gitsinler, o imkan yoksa biraz ayrı kalmak iyi gelebilir. insan yalnız kaldığında nelerden vazgeçtiğini, nelere katlanması gerektiğini daha iyi farkına varır. seviyorsan özlersin bir kere. bazen ilişki çıkmaza girer, her konuşmanın sonu kavgaya dönüşür. insanların birbirini dinlemeye bile tahammülü kalmamıştır. ayrı kalmak ilişkine dışardan bakmanı, kendi içine dönüp sorgulamanı sağlar.

tek kişinin çabasıyla, istemesiyle evlilik kurtarılmaz. kendin çalar kendin oynarsın. her zaman derim, insanın geçinmeye gönlü olacak, yoksa istesek en sevdiğimiz insanlarda bile bir sürü kusur buluruz. yok etmek kolay, onarmak zordur. karşılıklı çaba ve fedakarlık gerekir.

boşanmanın eşiğine insan bir kerede gelmez, defalarca incinmiş, kırılmış ve yalnız hissettirilmiştir. bütün çabaları sonuçsuz kalmış ve tükenmiştir. tek başına ilişkinin sorumluluğunu almış ve yorulmuştur, karşındaki rahatlığa alışmıştır. kaybetme korkusu olmayan taraf dilediği gibi davranır, ağzından çıkan sözlere dikkat etmez, umursamaz ve ilgisiz olur. senin istemediğin şeyleri yapmaktan çekinmez çünkü seni gözden çıkartmıştır.

böyle bir durumda ayrı yaşamak ilk adımdır. ayrı kalındığı halde pişmanlık duyulmuyor, hatta daha mutlu ve huzurlu hissediliyorsa boşanmak en mantıklı olandır.

elinden geleni yaptığın halde olmuyorsa zorlamayacaksın. vicdanın rahatsa arkana bile bakmadan kendi yolunu çizeceksin. her ilişkinin bir ömrü vardır. boşanmak başarısızlık değildir. tam tersi bazen vazgeçmek yapılacak en cesurca harekettir. bittiğini kabullenecek ve önüne bakacaksın.

boşanmaya karar verildikten sonra anlaşma yoluna gideceksin. eğer karşındaki istemiyorsa, senden intikam almak gibi duygulara girmişse, kararlı ve soğukkanlı olacaksın. tahriklerine kapılmayacak, eline koz vermeyeceksin. çevrendeki insanların sözlerine kulak tıkayacak, herkesle konuşmayacaksın. kimse senin çektiğini bilemez, kimseye de bir şey ispat etmek zorunda değilsin. kararlı olacak, çok az insanla durumunu paylaşacaksın. çünkü insanlar boş ve çok konuşur umursamayacaksın. hayat senin, karar senin, kimseyi ilgilendirmez.

ailemde boşanan tek insan benim. ilk boşanmak istediğimde herkes karşı çıktı, ben de baskılara boyun eğmek zorunda kaldım. ama yıllar geçti evliliğim düzelmedi, ben de mutsuzlukla baş etmenin yolunu kendimi kandırarak bulmuştum. sonuç gene aynı oldu. boşandım.

demek ki neymiş, olanın da önüne geçemiyorsun, olmayanı da zorla olduramıyorsun. su akıp yolunu buluyor. istesen de istemesen de hayat seni o yol ayrımına getiriyor. ertelenmiş kararları hayat senin yerine alıyor. kaçınılmaz olanın önüne geçemiyorsun.

o yüzden sevgili arkadaşım, boşanmanın eşiğine geldiğin zaman "ben elimden geleni yaptım" vicdan rahatlığın varsa hiç düşünme derim.