Breaking Bad'i Breaking Bad Yapan Detaylardan Biri Olan Sinekli Bölüm: Fly

Breaking Bad'in 3. sezonunun 10. bölümü Fly, nam-ı diğer sinekli bölüm, diziye dair en çok hatırlanan detaylardan biri. Peki bu bölüm neden önemli?
Breaking Bad'i Breaking Bad Yapan Detaylardan Biri Olan Sinekli Bölüm: Fly

not: aşağıdaki içerik, dizinin tamamını izlemeyenler için spoiler içerir.

breaking bad'i breaking bad yapan bölümlerden biridir ve aynı zamanda en deneysel bölümdür fly. 

bu dizinin bu denli güzel olmasının en önemli sebeplerinden birisi de hayatın bizzat kendisini anlatıyor olmasıdır. mesela hayatın kendisinde tuvalete girip sıçmak, insanlarla saçma sapan konularda tartışmak, odadaki sineği sırf rahat olmak için dakikalarca kovalamak, banyodaki böceği öldürmek, alışveriş etmek, bir yerden bir yere gitmek için toplu taşımaya binmek gibi boş beleş zaman kaybettiren işler vardır. filmler ve dizilerde bunlara çok nadir rastlanır. bb'de bu tarz vakit kaybı işlere(!) oldukça rastlanır ancak bunun dışında bu bölüm tam anlamıyla dışa vurumdur. 


bunun dışında bryan cranston'ın charlie chaplin ve buster keaton tarzı oyunculuğu şahanedir. tabii ki bahsettiğim sahnelerdeki kamera açıları, aksiyonları ve yönetmenin fikirleri de aynı şahaneliktedir. 

ayrıca pinkman ve walter'ın ilişkilerini ortaya döken bir bölümdür, aynı 2. sezon finalinde jane'in babası ile walter'ın barda muhabbet ettikleri sahne gibi. son olarak bb'nin en kilit unsurlarından biri de walter'ın mükemmeliyetçiliğidir. aslında bu dizideki karakterlerin neredeyse hepsinin sonunu getiren walter'ın bu huyudur - kendisi de dâhil. bu huyun seyircinin gözüne sokulması açısından sinekli bölüm tartışılmaz bir gerekliliktir. 


''güzel dizi izleme'' kafasında olan arkadaşları anlarım, onlar bence de bu bölümü es geçmeliler. ama bb'nin sıradan bir dizi değil de hem sanatsal hem de edebiyat olduğunun bilincinde olan ve bunu seven arkadaşlar eğer bu bölüme sövüyorlarsa, işte burada kızarım. çünkü unutmayın ki bir dostoyevski romanlarında, tarkovsky filmlerinde de bu tarz ''boş beleş'' işler çoktur. zaten sanatı sanat yapan etmenlerden biri de boş beleş işlerin estetik hâle getirilmesidir.

aslında bu bölüm, sadece walter white'ın iç dünyasına açılan bir kapı niteliği taşımıyor. (yine dikkatli izleyiciler fark etmişlerdir ve etmemiş olanlarsa -gönlüm ister ki- bir şekilde fark etsinler) 4. sezonun 10. bölümü'nün*, yani "salud"'un zirve noktalarından biri olan, jesse pinkman'ın meksika'daki pişirme laboratuvarındaki solosu, "fly" bölümü ile hem doğrudan hem de dolaylı yoldan birçok bağ taşıyor. doğrudan bağlardan ilk akla gelen, kesinlikle, jesse pinkman'ın, "fly"da olmayanı ettiği walter white'ın diline pelesenk olmuş "contamination" kelimesini kullanmak durumunda kalmasıdır. ki, bu kelimeyi yine anafikri walter white'a ait olan "...and then we gonna clean up every possible sources of contamination. and only then we cook!"** çıkışında kullanıyor. sanırım "fly"'ın ve söz konusu bölümün walter white'ın manyaklığa varan titiz çalışma azmine tuttuğu aynanın jesse pinkman üzerindeki kalıcı etkilerinden daha fazla söz etmeye gerek yok. jesse pinkman, walter white için, 2. sezonun 12. bölümü "phoenix"'teki bar sahnesinden de anımsanabileceği gibi, bir yeğenden hatta bir oğuldan farksızdır. walter white ise, jesse pinkman için, asla sevilen bir hoca olamadı belki ama kesinlikle çok şey öğrenilen bir baba oldu.


"fly"... olanca durağanlığı fakat kesinlikle muhteşem derinliği ile dizinin en dolu bölümü... hem, ilk sezondan günümüze kadar dizinin şoför koltuğunda kim var? walter white. muavin koltuğunda kim var? jesse pinkman. eh, bu iki yol arkadaşının kafa kafaya olduğu koca bir bölüm çıkmış karşımıza. izleyip tadını çıkaracağımız yerde...

"...sonra da tüm olası kontaminasyon kaynaklarını temizleyeceğiz. ancak o zaman pişirmeye başlayabiliriz!"

Skyler White, Acaba Bahsedildiği Kadar da Lanet Bir Kadın Değil miydi?