Bugün Britanya Topraklarında Yaşayan İnsanların Kökeni Hangi Irklardan Geliyor?
peşin not: büyük britanya, irlanda'yı kapsamadığı için, hepsini birlikte britanya başlığı altında incelemek daha mantıklıdır.
adanın ve ülkenin (ingiltere) tarihçesi, adaya birbiri ardına gelen farklı ırklar ve kültürlere göre rahatlıkla ayrılabilir.
kabilelerin britanya adalarına göçleri, roma imparatorluğu dönemlerinde hız kazanmış olsa da, bunun öncesine kadar dayanır. adaya ilk ayak basanlar, avrupa kıtası'ndan gelen keltler olur. tarihçiler, kesin bir tarih vermekten korksalar bile, m.ö. 1500-2000 yılları, keltlerin adalara geliş tarihleri olarak gösterilir.
gotlar, vandallar, saksonlar ve benzer alman kabileleri tarafından daha da batıya itilmeye başlanan keltler'in izlerini, avrupa'nın (iber yarımadası'ndan sonra) en batı ucu olan galya'da görebiliriz. günümüzde bu kelt toplumlarının izleri, adaların üstünde yalnızca iskoçya ve irlanda'da görülse bile, ingiltere'nin galler bölgesinde de hala bu topluluğun izlerini görmek mümkündür.
roma imparatorluğu'na dehşet salan kelt kabileleri (brennus önderliğindeki kabile), ingiltere yolunu tutmuş olan kelt kabileleri ile aynı olmayabilir -ki tarihçiler bu konuda da kararsızdırlar-, ancak ada keltlerinin şiveleri, latince'nin çok eski bir versiyonuna çok benzemekte, roma'ya korku salan keltlerin konuştukları şiveye de küçümsenemeyecek kadar büyük yakınlıklar göstermektedir.
roma imparatorluğu'nun adaları m.ö. 54 yılında ele geçirmesi ile, keltler ve latinler burun buruna gelirler. uzun süre kelt ve romalı insanlar, birbirlerinden duvarlar, surlar ve kaleler ile izole edilmiş ortamlarda yaşarlar. yani, romalılar kendi aralarında, sanki italya'daymış gibi yaşarlarken, keltler, romalılar'ın "yönetimi" altında oldukları halde, hiçbir şekilde romalı'nın etine sütüne karışmamışlardır. ancak bir süre sonra keltler, romalılar'a karşı isyan etmeye başlarlar. romalı generaller, kuzeyden gelen pict (bunlar da bir çeşit kelt kökenli kabiledir) ve iskoç akınlarına karşı koymakta zorlanmaya başlayınca, 5. yüzyıl'da artık adaya, keltlere karşı savaşabilecek kabiliyette diğer kabilelerden paralı askerler (lejyonerler) getirmeye başlarlar.
işte bu dönemlerde gelen lejyonerler arasında dikkati en çok çekenler, günümüzde danimarka'da bulunan jutlar, kuzey almanya'da bulunan anglo ve saksonlar ve buna benzer irili ufaklı birkaç tane daha alman kabileleri'nden gelen askerlerdir.
daha fazla isyanlara dayanamayan roma imparatorluğu, özellikle de ikiye bölünme yıllarına yaklaştıkça gücünü kaybettiğinden, britanya adalarını bırakma kararı alır. böylece adayı terk eden roma, gerisinde bir sürü işsiz kalmış anglo, sakson, jut ve hatta franklardan oluşan paralı askerler bırakır. işte bu paralı askerler, önceleri işsiz kaldıklarından ana karaya giderler, ancak daha sonra aileleri, tanıdıkları ve diğerleri ile, birer yerleşimci olarak adaya geri dönerler.
bu yeni gelen akınlar -ki hakikaten akın akın gelmişlerdir adaya-, keltleri yerlerinden yurtlarından yine ederler. ancak birçoğu da bu sefer keltler ile karışır ve onlarla birlikte yaşamaya başlar. zira pagan dinlerine mensup insanlardır bunlar halen daha, hristiyanlık ile tanışmamışlardır, bu nedenle rahatlıkla kaynaşabilirler. böylece bir sürü krallık kurup, toprakları paylaşırlar. hatta aralarında, bu toprak paylaşımı sırasında birçok savaşlar çıkar.
500-900 yılları arasında ise, hristiyanlık ile henüz tanışmamış olan viking halkı, birçok defalar britanya adalarına seferler düzenlerler. hatta, tıpkı avrupa kıyılarında olduğu gibi, burada da birkaç ufak yerleşim birimi kuracaklardır (normandiya, aslında ismini, oraya yoğun olarak yerleşen viking halkından alır, mesela). ancak kıyı boyunca kurdukları yerleşim birimleri, kendilerinin sayısının artmasına neden olduğu için, krallıklar içinde hak sahibi olmalarına sebebiyet vermeye başlar.
viking saldırılarının artması nedeniyle, vikinglerin ingiliz kanalı'ndan geçmeleri yasaklansa bile, vikingler buna pek aldırmazlar ve 1066 yılındaki viking (norman) fetihlerinde kendilerini gösterirler.
vikingler, birçok kıyı şehrini ve köyünü yağmalayacak, taş üstünde taş bırakmayacaklardır. ağır süvari taktiklerini iyi geliştirememiş olan ve fransız süvari sistemlerini halen daha ülkesine getirememiş olan anglo sakson yerliler, vikinglere karşı çok savunmasız kalacaklardır.
bu büyük yıkımın ardından ingiltere, bir başka alman kabilesi olan frank (fransız) kabilelerinin siyasi egemenliği altına girecektir (unutmamak gerekir ki, keltleri birer alman kabilesi olarak göstermek için yeterli delil -gerek dil, gerek köken olsun- halen daha yoktur). işte bu egemenlik ile, ingiliz adalarına feodalizm gelecektir.
tarih boyunca britanya adalarına yerleşmiş olan halklardan hiçbiri bir daha ayrılmamıştır (çoğu romalı dışında). keltler, romalıların kültüründen esintiler almışlardır. romalılar'dan adada kalanlar, keltler ile kaynaşmışlardır. romalılar'ın asker olarak getirdiği anglo, sakson, jut ve franklar, daha sonra yerleşimci olarak burada kalmışlardır. daha sonraları gelen norman akınları ile, iskandinav kültürü adaya taşınmış, yine anglo ve saksonları etkilemiştir.
günümüzde, bir ingiliz dediğimizde aklımıza şöyle bir karışım gelmelidir
anglo (%35)
sakson (%35)
iskandinav (%15)
jüt (%5)
frank (%5)
diğer (keltler, romalılar ve diğer alman kabileleri %5)
günümüzde, bir iskoç dediğimizde aklımıza şöyle bir karışım gelmelidir
kelt (%70)
ingiliz (%20)
iskandinav (%10)
günümüzde, bir irlandalı dediğimizde aklımıza şöyle bir karışım gelmelidir
kelt (%80)
ingiliz (%20)