Bütün Korkunçluğuna Rağmen Cinayet Programlarını İzlenir Kılan Algı Yönetimi Nasıl Uygulanıyor?

Televizyonda yapılan bütün yayınların ince bir mesajı, alt metni vardır. Mesela son dönemde artan cinayet programları üzerinden algı yönetimi yapıldığını söylemek çok da yanlış olmaz. Olaylara bakış açımızı değiştirerek daha çok izleme isteği uyandıran bu korkunç programları içimizdeki hangi bastıramadığımız duyguyla izliyoruz? Sözlük yazarı "daitoryu" anlatmış.
Bütün Korkunçluğuna Rağmen Cinayet Programlarını İzlenir Kılan Algı Yönetimi Nasıl Uygulanıyor?
Müge Anlı İle Tatlı Sert


her mesleğin kendisiyle özdeşleştiği bir araç vardır. örneğin doktor dediğiniz zaman aklınıza stetoskop, dişçi dediğiniz zaman kerpeten ve yazar dediğiniz zaman kalem gelebilir. algı yönetimi uzmanı dediğiniz zaman da aslında aklınıza gelmesi gereken tek cihaz televizyondur.

televizyon algı yönetimi için icat edilmiş bir makine gibidir çünkü birkaç teknik kullanarak milyonlarca insanı etkilemeniz televizyonla mümkündür.

kişisel olarak izlemem gereken her tür programı veya diziyi ınternet üzerinden seçerek izlerim. ancak bazı zamanlarda eğer internet olmayan bir yerdeysem (bilerek internet çektirmediğim yazlığım gibi) o zaman ilginç bir şeyler var mı acaba diye bakarım. bazen de evde ses olsun istediğim durumlarda televizyon açık kalır. burada tabi açtığınız kanal önemlidir çünkü rastgele bir kanal açarsanız ister istemez kulağınıza ve zihninize bir ton negatiflik doldurabilirsiniz çünkü bilinçaltı esas olarak bilinçli izlemediğiniz mesajlardan etkilenir. mesela bir reklam filmini on kere izleseniz bilinçaltınızı çok etkilemeyebilir ama aynı reklam filmini uyuklayan gözlerle dalgın bir şekilde izlerseniz oradaki mesajların bilinçaltınıza girmesi olasıdır. bu sebeple sadece ses için açtığınız kanallara dikkat edin.

bu tür durumlarda genelde müzik kanallarını, japon devlet televizyonu nhk kanalını (çok kaliteli ve şiddet içermeyen bir politikası vardır) ve son zamanlara kadar da acunun tv 8 kanalını tercih ediyordum.


acun ılıcalı akıllı bir adam ve tv8 ilk kurulduğu ve yayına geçtiği zamandan itibaren bilinçli bir şekilde kanalından negatif ve moral bozucu her şeyi uzak tutmuştu. kanalda genelde eğlence programları dönmekteydi. ancak son zamanlarda bunu biraz bozdu ve özellikle “gerçeğin peşinde” isimli “cinayet çözme” programıyla olumsuz şeyler yayınlamama kuralının dışına çıktı. bu programın çok fazla reyting alması üzerine de şimdi diğer kanallarda bu yarışa katıldılar ve ellerinden bırakmak zorunda kaldıkları “evlilik programlarının” yerine koyacak ve onlara para kazandıracak bir formata kavuşmuş oldular.

aslında başta acun ve diğer programcılar bu programları yapmakta haksız değiller çünkü televizyon kanalları birer ticari işletmedir ve insanların dikkatlerini ne kadar kanallarında tutabilirlerse o kadar para kazanırlar. üstelik bu tip programlarda gerçekten şu ana kadar çözülememiş bazı suçlar aydınlatılabilir ve mağduriyetler giderilebilir. ama işin gerçeği insanlara iyilik yapmak değil para kazanmaktır.

suç konulu realite televizyon programları formatı aslında bir çok şey gibi amerika’dan gelme. amerikan televizyonları da bu tür formatları hazırlarken her zaman yaptıkları gibi algı yönetimi uzmanlarından yardım almışlardır .

peki şimdi size cinayet programlarında ne tür algı yönetimi teknikleri kullanılıyor biraz bilgi vereyim:

algı odaklama teknikleri


televizyon kanallarının temel amacı insanların dikkatini programları üzerine çekerek onların algılarını kendileri üzerine odaklamak ve programın içinde veya arasında konumlandırdıkları reklamları izlemenizi sağlamaktır. bu sebeple her programda standart algı odaklayıcı teknikler kullanılır. cinayet programlarında bu iş kanlı, garip ve magazin değeri olan cinayet hikayeleriyle yapılır. örneğin yol kenarında bir trafik kazası olmuş olsa ve ortalık kanlar içindeki insanlardan geçilmiyorsa bu görüntü ne kadar korkunç olursa olsun diğer arabaların şoförleri ve yolcuları yavaşlayarak bu görüntüye bakmaktan kendilerini alamazlar. 

insan zihni her tür olumsuzluğa odaklanmak üzerine gelişmiştir çünkü vahşi doğada yaşayan ilk insanlar her tür tehlikeyi zamanında anlayıp kendilerini korumak zorundalardı. bu sebeple her tür negatif görüntü insanların dikkatini ve algısını anında üstünde odaklar. cinayet programlarında hikayeleştirilen birbirinden kanlı cinayetler de aynı olta etkisini üretir.

adrenalin hormonu kullanımı


tehlikeli bir olayla karşı karşıya geldiğiniz zaman beynimiz anında vücudunuzda adrenalin hormonu üretir. örneğin yolda yürürken aniden tehlikeli bir durumda kalırsanız bedeniniz bu hormonu saniyeler içinde kanınıza karıştırır . bu hormon sizin enerji seviyenizde geçici olarak büyük bir artış sağlar ve beş duyunuzu keskinleştirir. böylece önünüze çıkan tehlikeyle mücadele etmek veya kaçabilmek için avantajlı duruma geçerseniz. bazen büyük tartışmalar ve kavgalar sonrası vücudunuzda titreme ya da mide bulanması hissetmenizin sebebi budur çünkü kanınıza karışan adrenalin eğer harcanmazsa bu tür yan etkiler meydana çıkarır. düşük dozda adrenalin insanların hoşuna gider ve sanki uyarıcı madde almışçasına onları etkiler, bu sebeple bazı insanlar heyecanlı sporlar yapmaktan hoşlanırlar çünkü adrenalin maddesinin bağımlısı olmuşlardır.

ilginç şekilde heyecanlı bir aksiyon filmi yada cinayet hikayeleri de sizde aynı etkiyi yapar çünkü beyin gördüğü görüntüleri gerçek zannederek adrenalin hormonu salgılar. işte bu tür cinayet programlarının ilgi görmesinin bir sebebi de insanların dinledikleri ve şahit oldukları kanlı cinayet hikayeleri sayesinde adrenalin hormonu salgılamasıdır. algı yönetimi uzmanları bunu bildiği için bu tür programlarda seyircinin hep belli bir adrenalin salgılama seviyesinde kalmalarını sağlarlar. böylece insanlar adrenalin hormonundan zevk almak için bu programların bağımlısı haline gelir.

korku duygusunu tetikleme


çoğumuz korkmaktan hoşlanmayız ve hayatımızda korkunç olaylar olmasını istemeyiz ancak korku duygusunun çekici bir tarafı da vardır. insanlar “gerçek olmadığını bildikleri” yani filmlerdeki ya da televizyondaki korkunç olayların kendilerinden uzak olduğunu ve bu görüntüleri evlerinin yada sinemanın güvenli ortamında izlediklerini bilirler. bu kontrollü korku insanlarda bir zevk duygusu üretir. bu sebeple insanlar korku filmleri izleyip, youtube üzerinden idam edilen insanların infaz görüntülerine tıklarlar (işid (daeş) bunu iyi bildiği için insanlardaki bu açığı iyi kullanmıştır ve yaptıkları katliamları videoya çekip internete koymuşlardır ve yüzbinlerce insan da bunları izlemiştir). lunaparklardaki hız trenlerine sıkı sıkı bağlanıp çığlıklar içinde havalarda uçan insanların aldıkları zevk de buna benzer. cinayet programlarında en detaylı ayrıntılarıyla anlatılan cinayetler de aynı etkiye sahiptir. bu sebeple bu programlar “korkuyla” izlenir.

sanal etkileşim algısı

Gerçeğin Peşinde

cinayet programlarında kullanılan algı yönetimi tekniklerinden bir tanesi de sanal etkileşim algısıdır. bu şu demektir. insanların ezici çoğunluğu basit, sıradan ve sıkıcı hayatlar yaşar. önemli bir şeylerin parçası olmak her insanın içindeki büyük tutkulardan biridir. örneğin tuttuğu takımın maçını ufak bir mahalle kahvesinde izleyen insanlar takımlarının her golünde sahadaki oyunculardan bile fazla sevinirler çünkü böylece kendilerini milyon dolarlık oyuncularla bir tutarak o renkli mücadelede bir payları olduğunu sanırlar. 

bu öyle bir illüzyondur ki bazen televizyon başındaki futbol izleyicisi yaptığı herhangi bir hareketin kendisinden kilometrelerce ötedeki bir stadyumda oynanan maçta atılacak penaltıya etkisi olduğunu düşünür. birçok futbol taraftarı böyle acayip totemler geliştirmiştir. örneğin mutfağa çay almaya gittiği zaman takımının gol attığını düşünen insanlar vardır. bu tamamen kendini özdeşleştirme güdüsüdür ve sanal bir etkileşimdir. 


aynı şekilde cinayet programlarını izleyen insanlar da kendilerini polis dedektifi veya savcının yerine koyarak cinayeti kendisinin çözebileceğini düşünür ve ciddi ciddi deliller üzerinde ailesiyle veya arkadaşlarıyla tartışır. böylece sanal olarak oradaki olaylarla bir ilişkisi olduğunu zanneder. polisiye roman ve filmleri izlettirende aynı güdüdür. insanlara kendilerinden daha önemli bir olayın parçası olduklarını düşündürtebilirseniz onları çok kolay yönlendirebilirsiniz. siyasi propaganda da bu çok kullanılır. “beraber yürüdük biz bu yollarda ve beraber ıslandık yağan yağmurda” şarkısının siyasi bir parti tarafından kullanılması tam anlamıyla sanal etkileşim tekniği kullanılan müthiş akıllıca bir tekniktir. böylece sandığa gidip oy vermekten başka hiçbir şey yapmamış bir parti taraftarı kendini çok kutsal bir dava için zorluklar çekmiş “önemli” bir insan gibi görecektir.

toparlarsak televizyon ve televizyon programları algı yönetiminin son derece etkin kullanıldığı bir alandır. uygun teknikler kullanılarak yapılacak bir televizyon programıyla milyonlarca insanın dikkatini çekmeniz, kendinizi izletmeniz ve müthiş reklam gelirleri kazanmanız mümkündür.


türkiye’nin ilerde oluşturulacak bir milli algı yönetimi (mas) stratejisi ve buna bağlı direkt başkana bağlı görev yapacak bir milli algı teşkilatı’nın en önem vermesi gereken konulardan bir tanesi de televizyon yayıncılığıdır. bugün televizyon yayınlarını denetlediği söylenen rtük bünyesinde tek bir algı yönetimi danışmanı olmadığı için bu konularda hiçbir kontrol yapılamamaktadır çünkü buradaki insanlar algı yönetimini bilmediği için nereye bakacaklarını da bilemezler. televizyonculuk sektörü bir ülkede kesinlikle başıboş bırakılmaması gereken bir alandır çünkü televizyon sayesinde bir millete çok büyük faydalar sağlayabileceğiniz gibi çok büyük zararlarda verebilirsiniz.