Büyük Ressam Caravaggio'nun Pek Tahmin Etmeyeceğiniz Nitelikteki Karakteri

Tabii ki sanat ve sanatçı birbirinden ayrı şeylerdir ancak Caravaggio'nun, gündelik hayatında introvert ve hassas sanatçı personasından epey uzak olması yine de ilginç bir bilgi.
Büyük Ressam Caravaggio'nun Pek Tahmin Etmeyeceğiniz Nitelikteki Karakteri

caravaggio... kabul edelim ki şimdilerde -haklı olarak- ayılıp bayıldığımız bu adam, sokakta görsek yolumuzu değiştireceğimiz türde rahatsız bir tip. gözüpek, gürültülü, sabırsız, saygısız ve de saptantılı, sinirli ve de kavgacı. öyle ki nec spe nec metu adlı bir çetesi bile var. döneminin en gözde resim atölyesi olan giuseppe cesari'nin atölyesinden ayrılması da giriştiği bir kavgada bacağından yaralanması ve sonrasında gelişen olaylar nedeniyle olur.

zaten caravaggio hakkındaki bilgilerin çoğu dava dosyalarından, sorgu kayıtlarından çıkan bilgiler. polislerin adını sanını gayet iyi bildikleri biri. sanat tarihçisi karel van mader demiş ki: "o kendini devamlı çalışmaya adamaz. bir kaç hafta çalıştıktan sonra bir ya da iki ay boyunca belinde kılıcı, arkasında hizmetkârı, kumar masasının birinden diğerine dolaşarak gezinir. kavga ve sataşmalara pek meyilli olduğundan, nadiren de olsa, oyunun sonunu getiremez." yani adam, sürekli kumarbazların, dolandırıcıların arasında gezip tozar (ki tablolarında da onlara yer verir ve tabii sürekli de kılıcı belinde. papanın, sıradan vatandaşlara belirli bölgelerde yasaklamasına rağmen kılıç taşır ve hapse atılır. yine polis kayıtlarına göre onlarca kişiyi kılıçla yaralar.


yani kesinlikle arkadaş olunacak biri falan değil, sadece çıkarlarına uyan kişilerle, mesela dekoratör prospero orsi, tüccar costantino spada, mimar onorio longhi ve ressam orazio gentileschiyle ve kendisini onlarca kez hapishanelerden kurtacak olan nüfuzlu kişilerle görüşüyor ve gerisini siktir ediyor; kardeşini bile. rahip olan kardeşi dönemin meşhur kardinali francesco maria del monte'ye giderek, kardeşi caravaggio'nun kendisiyle görüşmediğini söyleyip kardinaldan aracılık rica eder. kardinal ressamı yanına çağırıp kardeşin geldi, seninle görüşmek istiyor deyince caravaggio, "ne alâka ya, kimsem yok benim" der. buna inanmayan kardinal üç gün sonra bunları bir ortamda bir araya getirerek yüzleştirir. ama caravaggio yine reddeder öz kardeşini. kardeşinin, çok uzaklardan sırf seni görmeye geldim" demesine aldırış bile etmeyen caravaggio veda bile etmeden basar gider.

fakat gelin görün ki sanatında bir deha. en koyu ressam düşmanlarının bile (mesela giovanni baglione) kısa süre içinde caravaggiocu olmasını sağlayacak bir deha. 1600'lerin neredeyse bütün genç ressamlarının -caravaggio'nun meşhur ettiği- chiaroscurocu olmasını sağlayacak bir deha.

kaynak