Büyük Taarruzun En Acı Verici Hikayelerinden: Çetmilli Ali Çavuş ve Onbaşı Mehmet

Bugün yıl dönümünü kutladığımız, 30 Ağustos 1922'de Dumlupınar'da Atatürk'ün başkumandanlığında zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz'un büyük hikayelerinden biri.
Büyük Taarruzun En Acı Verici Hikayelerinden: Çetmilli Ali Çavuş ve Onbaşı Mehmet

büyük taarruz, çılgın türklerin yazdığı adı gibi büyük bir destandır ve bu büyük destanın içinde pek çok destanlar barındırır. şimdi sizlere bir büyük taarruz destanını aktaracağım. çetmilli ali çavuş ve onbaşı mehmet'in destanıdır bu...

dumlupınar şehitliğine hiç gittiniz mi?


dumlupınar şehitliğine giderseniz şayet, en tepedeki büyük mehmetçik anıtına çıkarken merdiven basamaklarının sağında kucağında bir asker taşıyan mehmetçik anıtı vardır. bu anıtta yağız bir türk askeri ve kucağında yaşlı bir başka asker tasvir edilir.


işte yukarıdaki görselde tasvir edilen kahramanlar, baba-oğul kurtuluş savaşında şehit verdiğimiz çetmilli ali çavuş ve oğlu onbaşı mehmet'tir.

1912'de balkan savaşı patlak verdiğinde çetmilli ali çavuş savaşa katılmak üzre evinden çıktığında geride bıraktığı oğlu mehmet henüz 8 yaşındadır. ali çavuş balkan savaşlarından sonra takip eden yıllar içinde sırasıyla, galiçya, hicaz, yemen ve kafkasya'da cepheden cepheye koşarak 11 yıl köyünden ve ailesinden uzak kalmış, milli mücadele başlayınca da doğu cephesinden kurtuluş savaşı'na koşmuştur.


bu geçen 11 yıl boyunca mehmet büyümüş, yağız bir delikanlı olmuş, o da babası gibi milli mücadeleye katılmak için orduya yazılmıştı. baba ve oğulun yolları nihayet cephede kesişir. dumlupınar'da başkomutanlık meydan savaşında 19 yaşındaki alay sancaktarı mehmet onbaşı ile ali çavuş karşılaşırlar. birbirlerine sarılıp hasret giderirler. lakin bu sevinç ve bu kavuşma, hasret giderme bir hayli kısa sürer. kavuşmanın sabahındaki süngü hücumunda (31 ağustos) çetmilli ali çavuş şehit olur. onbaşı mehmet, babası ile bir kez daha gurur duymuştur.

babasının şehit olmasının üzerinden henüz birkaç gün geçmişken onbaşı mehmet de 9 eylül'de izmir'e doğru yürüyen birliklerimizin içinde şehit düşer. böylece baba ve oğul, ikisi de şehit olarak birbirlerine kavuşmuş olurlar.

yukarıdaki görselde gördüğünüz bronzdan yapılmış bu ikili heykelde genç oğul şehit babasını kucağında taşımaktadır. anıtın altındaki mermer kitabede ise bu hikaye anlatıldıktan sonra "yüce kahramanları minnet ve şükranla anıyoruz" şeklinde yazı vardır:


ruhları şad olsun.

kahramanlar can verir yurdu yaşatmak için...