Çanakkale Savaşı'nda İngilizlere Pahalıya Patlayan Çay Partisi

1915’te Çanakkale’de İngilizlerin Pınariçi Çıkarması, bir çay molası kadar rahat başlayıp Osmanlı direnişiyle büyük bir fiyaskoya dönüştü.
Çanakkale Savaşı'nda İngilizlere Pahalıya Patlayan Çay Partisi

5 nisan 1915'te ingilizler, hepinizin malumu olduğu üzere 18 mart yenilgisinden sonra çanakkale'yi karadan çıkarma yaparak aşmak ve boğazı savunma vazifesi gören tabya ve bataryaları bu çıkarmalarla susturmaya çalışmak istemiştir. bunun için yarımadanın en güney ucu olan seddülbahir ana çıkarma; yarımadanın kuzey tarafını teşkil eden arıburnu-kabatepe hattı ya da bugünkü ifadesiyle anzak koyu ise tâli çıkarma noktaları olarak belirlenmiştir.

seddülbahir'de çıkarma yapılacak toplam 5 farklı koy vardır. bu koyları coğrafî açıdan daha iyi idrak edebilmeniz için şu görsel ile paylaşayım:


bu haritada yer almayan, ancak ingilizlerin büyük bir fiyasko ile neticelendirdikleri bir çıkarma noktası da pınariçi koyudur. pınariçi koyu, haritada zığındere olarak görülen yerin hemen birkaç km daha kuzeyinde kalmaktadır. peki zığındere-pınariçi koyu'nda ingilizler ne ummuş, ne bulmuştur?

bu sorunun cevabını hemen vermeden önce türk tarafının savunma planlamasına bakmamız lazım. 5. ordu komutanı olarak çıkarma yerlerine epey uzak olan gelibolu-saros mıntıkasında bulunan liman von sanders, türk subayların görüş ve taleplerine aldırış etmeden ''esnek'' ya da ''oynak'' savunma planı olarak tabir edilen bir strateji belirlemişti. bu stratejiye göre seddülbahir ve arıburnu'nda, çıkarma yapılabilecek muhtemel ve potansiyel sahillere gözetleyici/postacı birlikler gönderilecek, postacı birlikler çıkarma nereden başlamışsa, ihtiyatta bekleyen geriplandaki esas kuvvetlerimize haber gönderip, ihtiyat birliklerinin çıkarmaya müdahil olmasını sağlayacaklardı. örneğin mustafa kemal bey'in bigalı köyünde 19. tümenle birlikte beklemesi bu yüzdendir, kendisi arıburnu'ndan çıkarma yapıldığını öğrenir öğrenmez emir gelmesini beklemeden ivedi bir şekilde 57. alayı alıp savaşa müdahil olmuştur.

burada liman paşa'nın gözden kaçırdığı iki önemli husus vardır:

1- türk subaylar arıburnu ve seddülbahir'in öneminden bahsettikleri halde liman paşa çıkarmayı buradan değil; saros ve anadolu yakasından beklemiştir.

2- ihtiyattaki birlikler, potansiyel çıkarma yerlerine ortalama 15-20 km uzaklıkta bulunuyordu. yaya olarak sevk edilen askerler çıkarma yapılan yere varıncaya kadar çok ciddi bir zaman kaybı yaşanmıştır.

esas meseleye gelecek olursak, bu esnek/oynak savunma anlayışından dolayı seddülbahir'deki kritik koylarda gözetleyici ve postacı birlikler olarak muhtelif birkaç yerde, sayıları 100 civarını aşmayan türk askerleri vardı. ingilizlerin baskın tarzında harekât olarak planladıkları ve çok gizli tutmaya çalıştıkları pınariçi koyu'nda ise bizim taraftan hiç kimse beklemiyordu. pınariçi koyuna çıkarma yapan kuvvetler, yarbay a.s. coe komutasında 1. kraliyet iskoç hudut taburu, 2. güney galler hudut taburu'ndan bir bölük ve yarbay matthews komutasında deniz piyade tugayı'nın plymouth taburu'ndan müteşekkil idi. çıkarma, sabah 6 sularında tamamlanmış oldu ve toplamda 2.200 kadar ingiliz askeri seddülbahir/pınariçi koyu'na ayak bastı. peki burada dikkatinizi çekmesi gereken bir şey var... o da, çıkarmaya komuta eden iki farklı yarbayın bulunması. ingilizler, askeri tarih açısından uzun yıllar boyunca konuşulacak kadar vahim bir hataya imza atıyorlar (ki gerçekten de bu durum savaştan sonra çanakkale'yi çalışan tarihçiler tarafından, çeşitli konferanslarda ve akademik çalışmalarda sürekli ele alınmıştır), 2.200 kişilik ingiliz kuvvetini aynı rütbeye sahip iki farklı subaya teslim ediyorlar. film, bundan sonra başlıyor.

ingilizler, pınariçi koyu'na çıktıktan sonra örtü kuvveti (önden gidip yolda tehlike, sıkıntı vs var mı diye bakanlar) biraz ilerleyip türk tarafından bu bölgede sadece dört asker görüyor. bu dört türk askerinden ikisini şehit edip, ikisini esir alıyorlar. haricinde, liman paşa'nın esnek savunma anlayışından kaynaklı bölgede karşı koyacak hiçbir güç bulunmuyor! esasında fiyasko anları tam da bu dakikalarda başlamış oluyor, çünkü iki yarbaydan biri ''önümüz açık ve kimse yok, ilerleyip alçıtepe'yi arkadan çevirelim ve türkleri kıstıralım'' derken diğer yarbay kendisine sadece ''bu bölgede kalmaları, diğer çıkarma yerlerindeki sevk ve idare tamamlanıncaya kadar beklemeleri gerektiği'' yönünde emir geldiğini söyleyip askerleri hiçbir şekilde ilerletmeyeceğini belirtiyor. ingilizler, adeta tek kurşun atmadan bölgeyi aslında ele geçirmiş oldukları halde ve sıfır zayiat vermelerine rağmen sevk ve idarede inisiyatif kullanmaktan imtina ettikleri için (ki türk tarafında bu durum tam tersidir), müthiş bir tereddüt yaşıyor ve çakılı vaziyette pınariçi koyu'nda beklemeye başlıyorlar.

sıkı durun, bu bekleyiş sabah 6-7 sularından öğleden sonra 16'ya dek sürüyor! ingilizler ilk gün iaşesi için yanlarında getirdikleri çay ve kahveler ile kumanyaları açıp arazide trekking yapan bir ekibin mola vermesi misali piknik yapıyorlar (bu satırları yazarken gülmekten kendimi alamıyorum gerçekten) ve önleri bomboş olduğu halde hiçbir surette ilerlemeyip, ellerine geçen bu kozu inanılmaz bir aptallık ile geri tepmiş oluyorlar. özellikle az önce de vurguladığım gibi karaya ayak basan ingiliz askerlerini çift başlı komuta ile sevk etmeye çalışmak, rütbeliler arasında anlaşmazlık ve münakaşaya sebep oluyor. iki yarbay da o gün kendi aralarındaki anlaşmazlığın bedelini aslında ağır bir şekilde ingiltere'ye ödetmiş oluyorlar. akşam 16-17 sularından itibaren bölgeyi takviyeye gelen türk tarafı ise ingilizleri mezkur araziden püskürtüp, ingilizlerin ertesi gün zığındere-pınariçi koyu'ndan tamamen çekilmelerine neden oluyor.

ingilizler bu fiyasko ile çanakkale'de tarihe ''pahalıya patlayan çay partisi'' etkinliği ile geçmiş oluyorlar.

mustafa kemal bey örneğinde gördüğümüz gibi, prusya ekolü ile yetişmiş son dönem türk subayları inisiyatif almanın ne kadar önemli bir icraat olduğunun en müşehhas örneklerini sergilemiştir. türk tarafının savaşı kazanmasında bu durumun yadsınamayacak kadar büyük ve olumlu bir etkisi olmuştur.

pınariçi koyu'na yapılan ve fiyasko ile sonuçlanan çıkarma için ingiliz askeri tarihçi aspinal oglander veciz bir ifade ile şöyle demiştir: "iyi planlandı, uygun şekilde başladı, tereddütle sevk ve idare edildi, aşağılanarak sona erdi."