Cazın İlahlarından, "Bird" Lakaplı Charlie Parker Hakkında Fazla Bilinmeyen İlginç Detaylar
parker'dan sonra cazı bırakın, modern müzik bile eskisi gibi olmadı
o her şeydi ve her şeyi o değiştirdi. tek başına mı? sayılır, dizzy'nin de hakkını vermek gerekiyor esasında. ancak bebop devrimiyle beraber afro-amerikanların "beyaz eğlendirme zorunluluğu" da rafa kalkıyor; caz, afroamerikanlar otobüslerde en arkaya alınsa bile mavi notalar aracılığıyla yayılıyor, kendini belli ediyordu.
şimdi izninizle robert reisner'ın yakın zamanda okuduğum bird, the legend of charlie parker adlı kitabından parker hakkında daha az bilinenleri aktarmaya çalışacağım.
1) müslümanlık
ahmed basheer'e göre bird son aylarında müslüman cemaatlerle hayli içli dışlı olmuş, birlikte çaldığı bireylere kurandan ayetler okuyor, hadislerden örnekler veriyormuş. müslüman adının "salut hakim" olduğu ve -tıpkı coltrane'in son dönemlerinde olduğu gibi- spiritualizme epey sardığını belirtiyor basheer.
2) bird hakikaten yaşlı görünüyormuş
sağda-solda "otopside doktor 60'larında olduğunu not etmiş" denir ancak arkadaşlarına göre parker 16 yaşındayken de 40 görünüyormuş ve o dönem eroine henüz pek bulaşmamış.
3) eroin
o dönemin cazcılarında sıkça görünen eroin alışkanlığı bird'de de mevcutmuş; ancak aynı anda alkol ve eroin tüketip peşine sahneye çıkabilecek kadar güçlü olan tek kişi bird'müş. (tabi, bu denli uyuşturucuya rağmen çok sağlam bir uyarıcı olan dexedrine kullanarak kendini dirilttiğini de belirtelim.) bununla birlikte çevresindeki genç müzisyenlere madde kullanımından uzak durmasını söylüyormuş.
4) intihar girişimi
parker'ın new york bellevue hastanesi, psikiyatri kliniğine yatış sebebi sanıldığı gibi alkol/madde bağımlılığı değil; tentürdiyot içerek intihar girişiminde bulunması. eşi chan parker'la yaşadığı sıkıntılı süreçler bir hayli depresif hissetmesine neden oluyormuş.
5) birkaç kez vokal de yapmış
hem de tüm program boyunca. hiç de fena söylemediğini belirtiyor teddy kotick.
6) klasik başarı hikayesi değil
parker kariyerinin başlarında "müthiş deha, muazzam yetenek vs. vs." değilmiş. hatta tam tersi, oldukça kötü bir saksofoncu olduğu için bahşiş üzerine çalışıyormuş. günde 8-10 saat çalışa çalışa bu hale gelmiş. zaten "esaslı" kariyeri aşağı yukarı sekiz yıl sürüyor; bunu da temelde eğitmen/cazın bilim-adamı dizzy gillespie'ye borçlu olduğunu sıklıkla belirtiyormuş.