Cem Yılmaz'ın Son Gösterisi Diamond Elite Platinum Plus'ın Temelinde Yatan Sıkıntılar
cem yılmaz muhtemelen hiç metrobüs'e binmemiş
hiç marmaray'la denizin dibinde kalıp yürümemiş. en son ne zaman tahtakale'de dolanmış bilmem. üç harfli marketlerden alışveriş yapmış mı hiç? kusura bakmayın ama türkiye'de sıradan hayatın son 20 yıldaki akışından pek bir detay yok artık esprilerinde. zaten kendi dar arkadaş grubu dışında kaç kişiyle gerçek ilişkiler kurabilir bunca servet ve şöhretle. sonuçta tükeniyor o kaynak da. ben 70'li, 80'li yıllar nostaljisi yüklü filmlerini de çok başarılı bulmuyorum. çünkü bende bir karşılığı yok.
ha, yaşım da cem yılmaz'a yakın bu arada. nesil farkımız yok. ama hayat apayrı yerlere sürüklemiş bizi. halbuki 90'larda ben de istiklal'de fink atıyordum. aynı mizah dergilerini okuyor, aynı barlarda içiyor, aynı sınırlı medyaya maruz kalıyorduk. her şey çok güzel olacak örneğin, ne kadar bizden, sokaktan bir filmdi. ama son izlediğim ali baba filmindeki karakterler gerçek hayattakinin kötü bir kopyasından da kötü. gülünç bile değil, acınası. halbuki sokakta çok daha komiği ve sahicisi var bunların. ama cem görmemiş ki bu evrimi. en son ne zaman nalbura, elektrikçiye, iddia bayisine gitmiş? gerçi gitse bile hangi seviyede ilişki kurabilir ki?
şimdi ben yine toplu taşımadayken cem teknesiyle koyları dolanıyor. çevresinde de onlarca şakşakçı. bu saatten sonra da pek bir güncel ortak gülmecemiz olmaz herhalde. eski esprileri, eski filmleriyle yad edelim artık. her şey için teşekkürler.
cem yılmaz'ın kariyeri ve gösterilerini kronolojik olarak ele aldığınızda hakikaten sosyolojik çıkarımlar yapabiliyorsunuz
efsane gösteri bir tat bir doku mesela. 20'li yaşlardaki cem. espriler gösteriye gelen seyirciler, okul yılları, yeni yeni medyaya girmiş cem'in hikayeleri, türkler uzayda, devlet erkanı, trt programları vs. tamamiyle günlük, sıradan insanın da dahil olduğu hikayeler aslında.
sonraki gösterilerde hafiften askerde ünlü cem, yurt dışı hikayeleri, teknolojiye uyum, zenginim esprileri, daha kültürel gözlemler, film çekerken yaşananlar vs. hafif bir kopma.
son yıllardaki cem ise tamamıyla sınıfı atlamış biri. sıradan insanlara dokunduğu espriler hep hanzo vatandaş vs. ünlü cem yılmaz üzerine. 20 metrelik yatta tatil hikayesi, veya rahmi koç esprileri gibi. yani cem hala üst klasmanla espri üretiyor, ama onun klasmanı seyircisini çoktan aştı. seyircinin yüzde 95'i hala bir tat bir doku cem'in orada bıraktığı seyirci. beklentisi de cem'in onları anlaması. bu gösteride de en çok gülünen yerler hala zengin reflü olur, garibanın böğrü yanar gibi şeyler.
aslında burada tepkinin sebebi de çok büyük ihtimalle bu. cem yılmaz deyince asker anıları, trt'deki bayık ablalar, beton öğretmenler geliyor. onun oğlunun 6 bin liralık harcaması, ya da ünlülerin gittiği salondaki anıları insalara beklediğini vermiyor.
her ne nolursa olsun, bana göre cem yılmaz ile aynı dönemde yaşadığım, ve her gösterisini izleme şansı yakaladığım için çok mutluyum. var olsun.
stand-up işleriyle iyi kötü uğraşan biri olarak meraklısına neyin ne olduğunu yazmak istedim
öncelikle, gösteriye geçmeden önce bazı şeyleri herkese hatırlatmakta fayda var diye düşünüyorum. şu bilinmelidir ki, türkiye'de profesyonel anlamda (gelmiş geçmiş) standup yapan tek bir adam var, iki değil. o da cem yılmaz. ona bugüne kadar standup gösterisi anlamında yaklaşan ata demirer'in tek kişilik dev kadro adlı gösterisinin bile ikincisini çoğu kişi hatırlamaz. çünkü ilki kadar iyi değildir. ordan anlayın işte cem yılmaz'ın standup anlamında zirvede ne kadar yalnız olduğunu. kaldı ki ata demirer'in gösterileri standup gösterisinden çok taklit, eğlence, şarkı, türkü odaklıdır. salt bir standup gösterisinden bahsedemeyiz yani. diğer komedyenlere baktığımızda ise yılmaz erdoğan'ın cebimdeki kelimeler adlı, yıllar önceki standup gösterisi akla gelir. fakat o da o kadardır. devamı yoktur. şimdilerde ilk çıktığında canlı izlediğim münaşaka adlı gösteriyi sahneye koyuyor fakat benim gibi gösteriyi izleyenler bilirler, standup gösterisinden daha çok yılmaz erdoğan'ın anılarını anlattığı bir standup gösterisidir. işin kolayına kaçmış usta biraz burda yani.
tabii ki şimdilerde yeni çıkan doğu demirkol gibi, mesut süre gibi, cem işciler gibi (ve daha nicesi) yeni nesil standupçıları bu karşılaştırmanın içinde yok saymak haksızlık olur. (bu arada kendimi de bugüne kadar 300'den fazla sahneye çıkmış biri olarak yeni nesil standupçıların arasında saymam yanlış olmaz sanırım). fakat yeni nesil standupçıların bana göre en büyük eksikliği hiçbirinin bu işi profesyonel anlamda icra edememesi. yani kimsenin yeteneğine laf etmiyorum fakat benim gördüğüm hiçbiri cem yılmaz gibi yaptığı işi profesyonel anlamda sahneye koyamadı. ilk gün ne idiyseler bugün de öyleler maalesef. tabi ki sahne tecrübesi kazandıkça anlattıkları şeyleri ilk çıktıkları zamana göre daha iyi anlattıkları kesin. fakat hiçbiri gösterilerini başka bi noktaya taşıyamadı. takip edenler bu söylediğime katılacaklardır diye düşünüyorum.
bu girizgâhtan sonra gelelim cmylmz diamond elite platinum plus gösterisine
bir kere şunu en başta söylemek lazım, eski gösterilerini 10 üzerinden 9 sayarsak, bu gösterisi taş çatlasa 10 üzerinden 6,5 alır. ki o yarım puanı da cem yılmaz olduğu için alır. yalnız bu noktada gösteriye yorum yaparken hemen kötülemek, aşağı çekmek yerine biraz neyin ne olduğuna bakmak gerektiği kanaatindeyim. bir kere bu adam (gösteride de sıklıkla belirtmeye ihtiyacı duyduğu gibi) 25 senedir bu işi yapıyor ve başarı anlamında elde etmediği şey kalmamış durumda. yani cem yılmaz'ın artık yeni bir standup gösterisi yaparken eski heyecanı duyduğunu sanmıyorum. zaten bu durum bu gösterisinde hikayeleri anlatırken belli belirsiz iç çekmelerinden, düşük temposundan, mizacından çok net anlaşılıyor. ve size şöyle söyleyim, bir standup gösterisinde işin yüzde 70'i sizin enerjinizdir. sahnedeki adamın enerjisi direkt olarak seyirciye geçer. o gün dünyanın en komik esprilerini yapın, enerjiniz düşükse gram tepki alamazsınız seyirciden. ve bu düşük enerji cem yılmaz'da aşırı şekilde hissediliyor bu gösteride. resmen bazı yerlerde yaptığı espri tepki aldığında o espriye tutunup, enerjisini yükseltmeye çalıştığını görüyoruz. çünkü o da farkında bu durumun. ayrıca o bilmiyor mu sanıyorsunuz eski gösterilerinde seyirciden aldığı tepki ile şimdiki tepkinin arasında dağlar kadar fark olduğunu? emin olun sahnedeki kişi, tek bir kişinin bile önceki gösteriye daha az güldüğünü herkesten iyi bilir.
bir de şu var, bir standup gösterisinde seyiriciyi en çok kendisi güldürür. yani gelen seyirci ne kadar relax, ne kadar gülmeye hazırsa gösteri o kadar iyi geçer. enerjidir yani bütün olay. bu noktada da işte ülkenin durumu devreye giriyor maalesef. cem yılmaz'ın bir önceki gösterisinde ülke belki de ekonomik anlamda en rahat günlerini yaşıyordu ve herkesin kafası rahattı. yani izleyici gülmeye hazırdı. şimdilerde ise ülke en boktan zamanlarını yaşıyor maalesef ve artık gülmek biraz lüks oldu artık. herkesin kafası dolu. bu gösterinin en büyük handikaplarından biri de bu. onu da belirtmek lazım.
sonuç olarak demek istediğim 25 sene boyunca zirvede yer almak kolay olmadığı kadar yıpratıcı da bir durum. o yüzden bu ülkeye mizah anlamında çok değer kazandırmış bu insanı, bir gösterisine bakıp yerin dibine sokmaya çalışmak yerine empati yapıp, sayı gösterilmesi gerektiği kanaatindeyim.
büyük mizah adamı cem yılmaz'a saygılar. herkese iyi bir sene dilerim.