Çin'de Yaşayan Birinden: Çin'in COVID-19 Salgınındaki Başarısının Sırrı Nedir?
salgın çıktığından beri çin'de olan ve burada yaşayan biri olarak anlatayım.
tabii önce şunu ifade etmek lazım, çin süreci çok da iyi yönetmedi. salgının bu hale gelmesinin ana sebebi çin. çünkü kendi yılbaşı tatilleri geliyor diye "aman canım bir şey olmaz" dediler, üstünü kapatmaya çalıştılar önce. çin tatilinde de bir dünya çinli hem çin içinde, hem de çin dışına seyahat edince virüs de hayvan gibi yayıldı.
ama çin'in başarısı, artık olayın boku çıktıktan sonra bunu kontrol etmesidir. onun da sebebi belli: çinde gizlilik yoktur. kültürlerinde sorgulama, karşı çıkma yoktur. dolayısıyla devlet size evden çıkmayın dediğinde, sağda solda "bizim allah'ımız var, bir şey olmaz" diye gezenleri görmezsiniz. devletin söylediği nettir, üstüne söz söyleyemezsiniz.
gizlilik yok dedim, çünkü misal devlet zaten sizin her şeyinizi bilir; internetinizden, telefon konuşmanıza kadar her şeyinizi bilirler. ama illegal işlere bulaşmıyorsanız da umursamazlar. misal yönetim, interneti bloklar, eğitimsiz kesim batıdan abuk subuk şeyler okuyup kafası bulanmasın ister. ama zaten kafası çalışan, eğitimli kitle vpn'le her şeye ulaşır. onların çoğu da neyin ne olduğunu bilir. devletine bok atmaz kolay kolay.
misal, devlet salgının 2. haftasında wechat'ten açılan bir minik uygulama yaptı. uygulamayı aktive edip hesap şifre oluşturunca, devlet size bir barkod veriyor uygulama üstünden. o barkod sayesinde seyahat geçmişiniz, şehri ya da ülkeyi ne zaman terk edip döndüğünüz, dönünce 14 gün evde karantinada kaldınız mı, nerelere gittiniz, anlık lokasyonunuz dahil, hepsi kayıt altında. dışarıda herhangi bir mağazaya, avm'ye, ofisinize, evinizin olduğu siteye girerken o barkodu göstermek zorundasınız. güvenlik barkodu okutunca da sorunsuzdur ya da şüphelidir gibi bir ibare çıkar. o duruma göre de sizi içeri alır ya da almazlar. yani ben barkodu kullanmayacağım derseniz, zaten dışarıda takılma şansınız epey azalıyor. onda da bir yere girmek istediğinizde 7 ceddinizinin bilgisini alıyorlar zaten.
her yerde, her girdiğiniz ortamda, mekanın güvenliği vs. adım başı birileri ateşinizi ölçüyor. barkodunuza bakmak istiyor. e durum böyle olunca da salgının seyrini kontrol etmek çok kolaylaşıyor. yani şu anlattığım psikopatlığı, başka ülke istese de yapamaz. yönetim şekli buna müsait olsa bile, çin'deki teknolojik altyapı ve kişi takip kapasiteleri ve istihbarat ağı yoktur büyük ihtimal. çin, dünyada nüfusa oranla en çok sivil polisin olduğu ülkedir mesela.
diyebilirsiniz ki "tamam bu yönetim şekli salgında ise yaramış ama, öyle hayat mı yaşanır, hani demokrasi vs.?" yanılıyorsunuz gayet derim. çin, aptal bir ülke değil. bu tip yönetim şekillerinde, özgürlük ve anarşi dengesini iyi yapmanız aynı zamanda halkın da size güvenmesi gerekir. malum herkesin cep telefonu olduğu şu zamanda, halkın bir şeylerden haberdar olmasını engellemek de o kadar kolay değil. bence çin, yönettikleri nüfusa oranla çoğu batı devletinden çok daha iyi iş çıkartıyor bu anlamda. yani özgürlüğünüzle ilgili sorun yaşayabileceğiniz tek durum, devlete ve yönetime karşı organize bir aksiyona girmeniz. bana ne canım, ben günlük hayatıma bakarım derseniz, dünyanın herhangi bir ülkesinden daha az özgürsünüz burada diyemem. yani suça karışmak, kanunlara uymamak, yönetimin aleyhine icraatta bulunmak gibi bir durumunuz yoksa, kafanıza takmanız gereken bir durum yok. istisnalar yok mudur? illaki. burası çin, arkadaşım. ama ne yönetim öyle binlerce enfekte vatandaşını öldürecek kadar maldır, ne de bunun saklanması günümüzde düşündüğünüz mümkündür. illaki çıkar kokusu bir yerlerden.