Çok İyi Başladığı Sezonda Son Maçlarda Tepki Alan İsmail Kartal Neleri Yanlış Yapıyor?
sadece dün akşamki maç ile ilgili değil; genel eleştirilerimi arka arkaya sıralayacağım ismail kartal ile alakalı olarak:
- ismail kartal'ın bir b planı yok. bu sene 24 resmî maç oynamış olan takımda 4-2-3-1 (ya da 4-3-3 mü diyeceksiniz işte) dışında takım 30 dakika bile farklı formasyonda oynamamıştır. hadi kazanırken iyiydi de; ben bunu sezon başından bu yana söylemiştim. abi bir büyük takım teknik direktörünün işler yolunda gitmediğinde ya sistemsel bir değişiklik yapması ya da erken aksiyon alması gerekiyor.
fred ve djiku sakatlandıktan sonra 2 tane avrupa’da normal şartlarda kazanman gereken maçı (birinde tarihi facia ile) rezil rüsva olup varlık gösteremeden kaybetmişsin. ligde de minimum 7 puan alacağın bir fikstürde güç bela 4 puan alabilmişsin ve 3 maçtan birini zar zor kazanmışsın. yani toplam 5 maçta 1 galibiyeti zor alabilmişsin. bu 5 maçta toplasan 45-50 dakika falan oyun üstünlüğü sende olmuş, bir maçın 100 dakika sürdüğünü düşünürsek 450 dakika falan oyun üstünlüğü rakipte olmuş. aga bir kere bile “bi üçlüye döneyim” ya da “çift santrafora döneyim” ya da “irfan’ı merkeze alayım” ya da “tadic’i sahte 9 oynatayım” ya da “orta saha düştü orayı kalabalıklaştırayım” demez mi bir insan ya.
ilk oyuncu değişikliği dakikalarını söylüyorum sizlere; trabzon maçında 73, ads maçında 75, karagümrük maçında 74, ludogorets maçında 63, nordsjaelland maçında 62. ortalaması 69.4 ediyor. 70 dakika boyunca maçı bizim gibi izliyor ismail kartal, bu 450 dakikanın 350’sinde maçı değiştirecek hiçbir hamle yapmamış. biz de bekliyoruz herhalde çok kapsamlı, riskli bir değişiklik yapacak herhalde formasyonu değiştirecek falan diye. yapılan 18 değişiklikliğin 15’inde direkt aynı mevkide oynayan oyuncuları birbiriyle değiştirmiş, trabzon maçında önce bi çift santrafora dönmüş 7 dakika sonra (kırmızı kartın ardından) tekrar başlangıça dönmüş. ludogorets maçında da 15 dakika çift santrafor denemiş.
- oyuncu değişiklikleri gibi ilk 11 tercihleri de full ezbere. her maça aynı 11 çıkar mı ya? rakiplerin analizleri bu kadar mı kötü olur? şu 5 maçta beni en çok endişelendiren nokta şu; bu 5 takım birbirinden çok farklı şeyler oynuyorlar ve biz bunların hepsine karşı sıkıntı yaşadık. mesela trabzon ön alan presini by-pass ederek uzun oynadı, karagümrük geriden pasla çıkmaya çalıştı, nordsjaelland ve ludogorets geçiş oyunu oynadı, adana demirspor topun kontrolünü alarak oynadı. sen bunların hiçbirine karşı istediğin oyunu oynayamadın. hepsine karşı aynı formasyonla çıktın, ligde 3 maça da benzer ilk 11 ile çıktın. esas sıkıntı da bu, takım hiçbir oyuna karşı reaksiyon gösteremiyor. mesela senin bir oyun anlayışın olur ama o sistemin belli zaafları vardır, rakipler de o zayıf karnına vurmaya çalışır. öyle bir şey de yok, isteyen rakip istediği gibi oynuyor fener’e karşı.
- sakatlıkların bir türlü iyileşememesi ve çok sık sakatlık olması. bu da sağlık ekibi ile birlikte hocaya yazar. demek ki antrenman metodunda problem var ki hayatında hiç sakatlık yaşamamış adamlar yarım sezonluk sakatlıklar yaşıyorlar.
- iletişim. sen 6-1’lik bir hezimetten sonra soru almak zorundasın, bu rezilliği açıklamak zorundasın. oradaki muhabirler maçı takip etmek için kaç saat yolculuk yapmışlar. o soğukta maçı izlemişler. onlara yapılan büyük bir saygısızlık. bir kötü iletişim örneği de şu; demirspor maçı sonrası basın toplantısında dediklerini söylüyorum size; “ben oynanan oyuna bakıyorum puan kayıpları olabilir.” pendikspor maçından sonra; “becao hafiften bir ağrı hissedince tedbir amaçlı çıkardım.” yine fred ve djiku için “milli ara sonrası döner” gibisinden söylemlerde bulunuldu, hatta fred için ads maçına oynayabilir dendi. geçen maçtan sonra diyor ki “ne zaman dönerler bilmiyoruz şu an bunu konuşmak için erken”. abi bu adamların acl yırtığı falan oldu da biz mi bilmiyoruz. 2. derece yırtığın şu ana kadar dönmüş olması lazımdı. serdar aziz’e-mert hakan’a ne oldu belli değil, adamlar sırra kadem bastılar.