Doğal Düzene Başkaldırıp Ölümsüzlüğü Bulmaya Çalışan Önemli İnsanlar

Ölüm, hayatın kaçınılmaz bir parçasıdır. İnsanlar doğar, büyür, gelişir ve ölürler. Bu her zaman böyle olmuştur; ancak tarih boyunca doğal düzene başkaldırarak ölüme meydan okumaya çalışanlar da olmuştur.
Doğal Düzene Başkaldırıp Ölümsüzlüğü Bulmaya Çalışan Önemli İnsanlar

1. qin shi huang

2.200 yıldan daha uzun bir süre önce, ilk çin imparatoru qin shi huang kendisine ölümsüzlük kazandıracak bir iksir aramaya başladı. hatta imparator bu durumu o kadar takıntı haline getirdi ki halkından kendisi için bir yaşam iksiri bulmasını isteyen bir ferman yayınladı… 2002 yılında çin'in hunan eyaletinde terk edilmiş bir kuyuda üzerinde antik kaligrafi bulunan 36.000 ahşap şerit bulundu. daha sonra yapılan bir araştırma, şeritlerden bazılarının qin shi huang'ın tuhaf fermanına yanıt niteliğinde mesajlar içerdiğini belirledi. bazıları analiz edildiğinde, köylülerin istenen iksiri henüz keşfetmemiş olmaları, ancak aramaya devam edecekleri yazılıyken bazılarında bir bitkinin imparatora yardımcı olabileceği belirtiliyordu. sonunda, imparator aradığı şeyi bulamadı ve rivayete göre daha uzun yaşamak için cinnabar veya cıva sülfür tüketerek 49 yaşında aramızdan ayrıldı…

2. viii. ınnocentius

papa innocent viii yaşadığı dönem kutsal bir insan olarak kabul edilmesine rağmen, çok sayıda gayrimeşru çocuk yapmış, para ve güce kafayı takmıştı. kendi dönemi, büyük ölçüde din adamları arasında ahlaksızlığın ve cinsel şehvetin yaygınlaştığı bir dönem oldu. papa yaşlandıkça hem akıl hem fiziksel sağlığını kaybetmeye başladı ve felçli duruma geldi, bu da onu ölümsüzlük arayışına götürdü bu yüzden hayatını kurtarması için yahudi bir doktoru işe aldı. çeşitli kaynaklara göre, bu doktor üç genç çocuğu öldürerek kanını papaya içirdi. papa birkaç gün sonra, 25 temmuz 1492'de öldü…

3. diane de poitiers

16. yüzyıl fransız soylularından diane de poitiers, sevgilisi kral 2. henry'nin sarayında önemli bir nüfuza sahipti. kral henry üzerindeki etkisi, kendisi, arkadaşları ve ailesi için maddi mülkler ve şatafatlar elde etmesine sebep oldu, fakat bir noktada yaşlanmaya başlanınca değirmenin suyunun kesileceğini düşündü ve bu nedenle rutin olarak dietil eter ile karıştırılmış altın klorür içmeye başladı. ilginç bir şekilde, çeşitli kaynaklar bunun işe yaradığını, ölene kadar genç göründüğü söylemektedir, fakat yıllar sonra mezarı açıldığında saçında yüksek oranda altın tespit edilmiş, bu da 66 yaşında kronik zehirlenmeden ölmüş olabileceğini ortaya çıkarmıştır.

4. charles edouard brown sequard

charles edouard brown sequard son derecede depresif ve içine kapanık bir tıp öğrencisiydi. meslektaşları, kendisini zor, dikkati dağınık ve ilginç planlarla dolu biri olarak tanımlıyordu çünkü sık sık gerçekleşmesi imkansız işler peşinde koşuyordu. ilk önce köpek ve kobay testislerinden elde edilen özleri kullanarak yaşlanmayı geciktirici etkiler ve cinsel güç elde edebilmeyi denedi. üç haftalık bir süre boyunca kendisine bu özleri enjekte etti ve konsantrasyon becerilerinde, gücünde, dayanıklılığında ve hatta bağırsak sisteminde iyileşmeler fark ettiğini iddia etti. daha sonra, giyotinle kafası kesilen suçlulara kendi kanını enjekte etmeye, kolera hastalarının kusmuğunu yutmaya ve derisini cilalatmaya başladı, ancak öğrencileri onu baygın halde bulduklarında cilayı temizlemek zorunda kaldı. bu haber hızlıca her yere yayıldı ve kendisiyle dalga geçilmeye başlandı, nitekim ‘’sözde yaşlanmayı geciktirici etkilere’’ rağmen beş yıl sonra da hayatını kaybetti.

5. james schafer

james schafer 1920'lerde kendi tarikatını kurdu ve kendisini “elçi” olarak tanımladı. yoluna çıkan insanların veya nesnelerin yok olmasına neden olabileceğini, ölüm ve hastalıklarının olumsuz düşüncelerden kaynaklanan şeyler olduğunu iddia ediyordu bu yüzden 1939'da ölümsüz bir bebek yetiştirerek imkansızı başaracaklarını duyurdu.bebek, annesinin ona bakacak maddi imkanlardan yoksun olduğu bilinen jean gauntt adında bir evlatlıktı. bebek jean, schafer ya da tarikatından herhangi biri tarafından hiçbir zaman resmi olarak evlat edinilmedi ancak henüz birkaç aylıkken long ısland'daki malikanesine getirildi. rivayete göre kahve, çay, hardal, sirke ve baharat içermeyen vejetaryen bir diyetle beslendi ve schafer’ın, ölümü halinde bebek jean'in tarikatın liderliğini devralmasını planlanmıştı, ancak sadece 15 ay sonra çocuğun annesinin ortaya çıkarak velayet için dava açmasıyla deney sona erdi.

6. nicolas flamel / vincenzo cascariolo

aslında harry potter’a da konu olmuş olan nicolas flamel, gerçekten vakti zamanında yaşayan bir katipti, ancak sanılanın aksine pekte simyacılıkla uğraştığı söylenemezdi. kendisi kurmaca eserler yazmaktaydı ve bir gün yayımladığı bir eserinde ‘’felsefe taşını’’ yani ölümsüzlüğü bulduğunu iddia etti ve aniden ortadan kayboldu. yıllar sonra yazıları keşfedildiğinde vincenzo cascariolo isimli bir simyacı yazdıklarını denedi ama başarılı olamadı. bazıları flamel’in gerçekten ölümsüzlüğü bulup bilerek ortadan kaybolduğunu iddia ederken, bazıları çoktan öldüğünü savunmakta… vincenzo mu? maalesef….

7. alexander bogdanov

birinci dünya savaşı'nda görev yapmış son derece zeki sovyet bir doktor olan bogdanov, aynı zamanda savaş ekonomisi üzerine çalışan bir yazardı. savaştan sonra, özellikle kişinin ömrünü uzatmanın bir yöntemi olarak kan nakli fikrine hayran oldu ve bu nakiller yoluyla kendisini ölümsüz yapabileceğine inanıyordu. 1920'ler boyunca, kendisi üzerinde çeşitli olumlu etkileri olduğunu iddia ettiği bir dizi kan naklini denedi. görme yeteneğinin geliştiğini ve saçlarının dökülmesinin durduğunu, hatta daha genç göründüğünü söyledi, ancak bir süre sonra 1928 yılında hem sıtma hem de tüberküloz hastası olan bir öğrencinin kanını kullanınca hastalandı ve kısa bir süre sonra hayatını kaybetti.

8. robert nelson

robert nelson bir televizyon tamircisiydi. insanların ölümden sonra dondurularak uzak bir gelecekte yeniden canlandırılabileceği fikrini takıntı haline getirmişti. bu fikir alakalı araştırma yaptığında dr. robert ettinger'in ‘’the prospect of ımmortality’’ kitabına denk geldi ve daha sonra ettinger ile tanıştı. yeterli bilgi birikimine sahip olmamasına rağmen nelson, kriyonik dondurma fikrinin tartışıldığı bir toplantıya katıldı ve daha sonra bu alana baş koyarak başkan seçildi. bir süre sonraysa, kriyonik olarak dondurulmayı hayal eden insanlardan oluşan ve kar amacı gütmeyen bir kuruluş kaliforniya kriyonik derneği'ni kurdu. ne yazık ki bu dernek de büyük ölçüde bilim adamı olmayanlardan oluşuyordu. yine de 1967'de kriyonik korumaya girmeye istekli bir gönüllü buldular: 73 yaşındaki psikoloji profesörü dr. james bedford. bedford böbrek kanserinden ölmek üzereydi ve 12 ocak 1967'de vefat ettiğinde, tabuta yerleştirildi, damarlarına antifriz enjekte edilerek etrafı buzla kaplandı. sonraki on yıl boyunca nelson'ın organizasyonu büyümeye devam etti, ancak uzman eksikliğinden muzdaripti ve nihayetinde 1979 yılında bu girişimden ayrıldı.

9. sokushinbutsu

1081 ve 1903 yılları arasında, yaşayan yaklaşık 30 shingon keşişi kendi kendini mumyalama sürecine başladılar. bu ürkütücü süreci tamamlamak için japon keşişler mokujiki ya da “ağaç yeme” olarak bilinen bir diyet uygulayarak yakındaki ormanlarda yiyecek aramış ve yalnızca ağaç kökleri, ağaç kabukları, çam iğneleri ve meyvelerle beslenmişlerdir. bu aşırı diyetin amacı, vücuttaki yağ ve kasları atarak vücudu biyolojik mumyalamaya hazırlamaktı. ayrıca vücudu hayati besinlerden ve nemden oluşan doğal bakterilerden mahrum bırakarak çürümeyi önlemeye yardımcı oluyordu. ruhani olarak dayatılan bu diyet 1.000 gün kadar sürebilirdi ve daha sonra bir sonraki aşamaya geçilirdi: sanro ya da dağda “hapsedilme”. bu da tam 4,000 gün boyunca devam edebilirdi. sonunda keşiş bir çam tabutun içine yerleştirilir ve nefes almak için bir bambu çubukla yerin on metre altına gömülürdü. takipçilerine hala hayatta olduğunu bildirmek için periyodik olarak bir zil çalardı. zili çalmayı bıraktığında, keşişin takipçileri bambu çubuğu çıkarır ve mezarı 1.000 gün boyunca mühürlerlerdi. bu üç yıl ve üç ay geçtikten sonra, keşişi topraktan çıkarır ve incelerlerdi. eğer bedeni çürüme belirtileri gösteriyorsa, onu yeniden gömüyorlardı. değilse, gerçek bir sokushinbutsu olarak kabul edilir, parlak cübbeler giydirilir ve kutsallaştırılırdı.

kaynak