Dücane Cündioğlu'nun Kadın-Erkek İlişkisiyle İlgili Tweet'i Ekşi Sözlük'ün Gündeminde

Dücane Cündioğlu'nun dün kadın-erkek ilişkileriyle ilgili attığı tweet yıllardır bitmek bilmeyen o meşhur tartışmanın fitilini adeta yeniden ateşledi. Ekşi Sözlük yazarları da sosyal medya da bu konuda yeniden ve yeniden anlaşamadı. İşte o tweet ve Ekşi Sözlük yazarlarının konuyla ilgili görüşleri.

Dücane Cündioğlu, 1962 İstanbul doğumlu bir Türk düşünür.

O'nu Ekşi Sözlük'ün gündemine taşıyan olay ise erkek ve kadın ilişkisi hakkında attığı bir tweet.

Dücane Cündioğlu, dün attığı bu tweet'ten sonra hem sosyal medyada hem de Ekşi Sözlük'te birçok farklı tepkiye maruz kaldı.

İşte Dücane Cündioğlu'nun attığı tweet'e Ekşi Sözlük'ten gelen tepkiler

dücane cündioğlu çok okumuş, okuyan birisi. hiç kuşku yok ki zeki de birisi. fakat onu dinlerken genellikle beni rahatsız eden bir şey var. bu kesinlikle onun sosyolojik orijini ile alakalı bir şey değil. sanırım daha çok üslubu ve keskin çıkarımları ile alakalı. kullandığı cümle yapıları kesinlik içeren cümleler. oysa kendisinde yakaladığım hal, çalkantılı bir ruh hali. bir emin olamama durumu. fakat önermelerinde bu şüphelilik durumunu yakalayamıyorum. hatta zaman zaman dinleyicilerine hitap ederken kullandığı kibirli üslubu söylemlerine yedirilmiş halde görüyorum. dinleyicileriyle kurduğu ilişkideki üslubunu hoca-talebe ilişkisi bağlamında anlamlandırabiliyorum, ama söylemlerindeki keskinliği bağlamlandırabileceğim tek şey, kendi idrakine olan güven ya da belki esir düşmek.

"yasadır: erkek sahip, kadın ait olmak ister." içerikli tweetini görünce de bunları hatırladım. aslında bu ülkede farklı toplumsal grupların hem erkek, hem de kadın bilinçaltını özetler bu cümle. belki binlerce yıllık pratiklerin birkaç on yılda sökülüp atılabilmesi kolay olmasa gerek.

bu aslında çok erkek merkezli bir bakış açısı. benim düşüncem o ki, kadın da erkek kadar sahip olmak, erkek de kadın kadar ait olmak ister. fakat söylemi elinde bulunduran erkek, bütün diskuru kendi cinsini merkeze alarak modellemiş. yine de farklı biyokimyasal düzenlere sahip bulunan iki farklı cinsin eğilimler yönünden birbirinden ayrılması olasıdır. fakat bunun formülü bu kadar keskin ve sert olamaz. uzun tefsir gerektirir. bu cümle kadını nesneleştiren, erkeği özneleştiren bir dile sahip. bir diğer sorun da, kadının, erkek tarafından tanımlanma girişimidir. kadınların bu konuda travmatik bir belleği var. dikey bir hiyerarşi dayatır gibi gözüken böylesi bir ayrım onları incitiyor. belki metnin içeriğinde gerçekliğe denk düşen bir yan varsa dahi, bu daha incelikli bir betimlemeyi hak eder. bu da twitter'ın karakter sınırları içinde gerçekleşebilecek bir şey gibi gözükmüyor.

"'istiyorum' erkeğin mutluluğudur. kadının mutluluğu ise 'isteniyorum' dur." der nietzsche, böyle buyurdu zerdüşt'te.

dünya tarihinin en büyük filozoflarından biri de benzer bir şey söylemişse çok da saçma bir tweet olmamalı. yani olmaması gerekir. çünkü bilge bir filozof ne kadar saçmalayabilir?

"olması gereken" vardır, bir de "olan" vardır. zaman zaman birbirine karıştırırız bunları. bütün problemde bundan doğar... 

feminizm; ataerkil toplumsal düzene değil, kadının kendi doğasına başkaldırısıdır. onu erdemli kılan da biraz budur. eğer doğamıza boyun eğseydik, belki de hala afrika bataklıklarında leş yemekle meşguldük.

kadın doğasında vardır böyle bir şey. "olmaması gereken" olması, olduğu gerçeğini değiştirmez. vardır böyle bir şey ama yok edilmelidir. bu da inkarla olmaz.

birisine sahip olduğunuzu düşündüğünüzde ona yapacağınız tüm eylemleri haklı konumuna getirirsiniz, çünkü bu düşüncenin başladığı yerden itibaren karşıdaki kişi sizin malınızdır.

tüm istismarların, işkencelerin, kadın cinayetlerinin altında zaten bu ''sahip olduğunu düşünme'' duygusu yatar. sonra kadın cinayetleri olduğunda da buna yanlış demeyin, bir şeye sahip olan ona istediğini de yapabilir sonuçta değil mi ?

ayrıca neyin yasası oğlum bu? bildiğin saçma dogmatik, mesnetsiz bir bilgi.

bu yasayı kim koyduysa söyleyin de değiştirsin bir zahmet çünkü bok gibi yasa olmuş.

kadın cinayetlerinin temel felsefesi.  

"ben senin sahibinim , sen benimsin benden ayrılamazsın! çat çat pat!"

ayrıca feminizmin neden her kadın tarafından içselleştirilmesi gerektiğinin kanıtı olan anlayış. entel kahvehanesi ekşi sözlük gördüğünüz gibi bu yobaz , ilkel düşüncelerle dolu. hepsi bizi bizden iyi tanıyor sözde.

bir erkek gelecek, "sen bana aitsin!"diyecek, ben de sorarım elbette buna sen mi karar vereceksin , ayrıca sen kime aitsin? "yok ben kimseye ait değilim , ancak sahip olabilirim , sahip olduklarımdan biri de sensin" diyecek. 

o gitcek başka kadınlara da sahip olacak , nasıl olsa ait olmaz, erkek ya o!  sadakatsizliklerine kılıf işte. aldatmalarına bahane. kusura bakmayın ama kadinlar da ait olmak istemez tek başına. ya karşılıklı aidiyet, ya karşılıklı sahiplik. 

sığ kafalarınız değişmediği sürece kadinlar ile anlaşamayacaksiniz. anlaşamadığınız , anlamadığınız yerde de uydurmasyon aforizmalar kasmaya, kadın hakkında boş açıklamalar üretmeye devam edeceksiniz. biz de burdan yav he he! demeye devam edeceğiz. çünkü ne desen anlamayan at gözlüklü tayfaya yazdıkların kâr etmez.