Dünyada Sadece 15 Mağazası Olan Supreme'in Değeri Nasıl 1 Milyar Doları Aşabiliyor?

1994 yılında kurulan Amerikan giyim markası Supreme, tüm dünyada sadece 15 mağazaya sahip olmasına rağmen 1 milyar dolardan fazla değerlemeye sahip.
Dünyada Sadece 15 Mağazası Olan Supreme'in Değeri Nasıl 1 Milyar Doları Aşabiliyor?

supreme, abartıya dayalı bir kültürel fenomen. abartıdan kastım şu; büyük bir gürültü kopuyor ama temelinde derin bir boşluk var. supreme o kadar abartıldı ki müzisyenler, aktörler, hatta meşhur filozoflar bile giyiyor. dünyada 15 mağazası olmasına rağmen supreme'in değeri yaklaşık olarak 1 milyar dolar. hepsinin özü de ikonik logosu, supreme bunu her yerde basıyor. logo o kadar prestijli ki, insanlar kendilerini bile onunla damgalıyorlar. cleveland cavaliers'dan jr smith gibi.


peki supreme girişlerindeki kuyrukları gördünüz mü? çok saçma ve gereksiz bir uzunluk. tüm bunlar supreme'in drop kültürü yüzünden. drop, supreme'in bir ürünü kısıtlı sayıda üretip internet ve mağazalarda satışa sunması ve bitince tekrar satılmaması demek. bizlerde ki gibi, stok yenilenme durumları yok. supreme bu ürünleri çıkardığında anında tükendiği için insanlar ikincil pazarlara yöneliyor ve ikinci el pazarında supreme ürünleri daha da pahalı. satıcılar buna ''supremium'' diyor. mağazada örneğin 200 dolar olan supreme north face ceket 2000 dolardan daha pahalıya gidiyor. bu inanılmaz oranda yüksek kâr demek(nasıl analiz ama). ve bu supremium her tür abuk sabuk şeyde geçerli. en büyük supreme ikinci el pazarlarından biri stockx adında bir site. ceo scott cutler'a göre stockx'teki satıcılar her hafta üç milyon dolarlık supreme ürünü satıyor. bu yılda 150 milyon dolar demek. tek bir sitede tek bir markanın ikinci el pazarı için inanılmaz yüksek bir para. belki biliyorsunuzdur, supreme bu kültürel gücüne ulaşmadan önce new york'ta bir kaykay mağazası olarak satışa başlamıştı. james jebbia adında bi' adam kurmuş bu şirketi. hatta jebbia modada söz sahibi olmadan önce ingiliz tv'lerinde çocuk oyuncusu olduğu anlatılır sürekli. 1994'te ilk supreme mağazasını açtığında kaykay kültüründe ilginç bir şey fark etti. kaykaycılar levi's ve carhartt gibi markalarla birlikte gucci ve louis vuitton giyiyordu. gucci ve louis v lüks markalar ancak carhartt ve levi's değil (ülkemizde her şey pahalı). bu markalar, fiyat uçurumlarından dolayı da aynı zamanda farklı iki dünyadan. gucci/carhartt aydınlanması jebbia için kritik bir andı. hip-hop ve kaykay kültüründekilerin lüks markalarla ilgilendiklerini gördü. kaykay kıyafetleriyle yüksek modayı birleştirmeye başladı.


aynı zamanda bunu da biliyorsunuzdur umarım, supreme taklidin kralı ve taklitsiz yapamıyor. logonun kendisi bile barbara kruger adında bir sanatçıdan aparma. supreme logo tasarımında kruger'ın işinden etkilendiğini kabul etmek zorunda da kaldı zaten, neyse kabullenmek de erdemliktir sonuçta. tüketicilere satış yapmak için tüketim karşıtı sanatı kullanıyorlar. şimdi size vurduğu yerden vurulma hikayesi anlatmak istiyorum; supreme o kadar hızlı büyüdü ve o kadar tanındı ki, sahteciler için harika bir hedef haline geldi haliyle. çin'de sahteciler sahte bir supreme etkinliği bile düzenlediler :) bitmedi, sahte bi' james jebbia bile tuttular :)) tüm bu taklitçiler çıkınca supreme, logosunu taklit edenlere savaş açtı. başkalarının işlerini apararak bir imparatorluk kuran şirket kendi başına aynısı gelince dava açıyor, harika...

Kruger'in tasarımı

neyse, supreme arzı sınırlandırıp talebi arttırıyor. aslında pahalı ve işe yaramaz şeylere yönelik talep çok eskilere dayanıyor. hatta bunun için bir terim de var ''çarpıcı tüketim''. terimi 1899'da thorstein veblen buldu. ''çarpıcı tüketim'', birinin başkalarının alamadığı şeylerle hava atması demek, yani sanırım, umarım. peki 1899'da bu durum nasıldı? sanırım günümüz ile hemen hemen aynı(burayı hiç araştırmadığım için çok öznel bir yorum yaptı farkettiysen). ''çarpıcı tüketim'', ekonomistlerin ''veblen ürünleri'' dediği şeye yol açar. bir ürünün fiyatı artınca o ürüne olan talep düşer ama bunlarda fiyat yükseldikçe talep de yükselir. veblen ürünler günümüzde hala var, patek philippe saat, gucci marmont çanta, cristal ve şimdi de supreme vs.

neyse son olarak örneğin, triple white yeezy'lere bakalım mesela, onlarda sınırlı üretim politikası izliyorlardı. daha sonra bir milyon çift üretecekleri ortaya çıktı ve satışlar dibe vurdu. şimdiyse normal fiyata satıyorlar ancak artık kimse pek önemsemiyor. carlyle(supreme firmasının ortağı, kankası, yoldaşı), pazarı supreme ürünleri ile doldurursa ne olur? bir milyon çift üretilseydi off white one'lar satılır mıydı? bence bunun cevabı tıpkı twy'de olduğu gibi, hayır. bu yüzden, supreme ürünleri hava atmak için alınıyor. almayın aldırmayın hava da atmayın arkadaşlar. gerçi burada supreme ürün ile hava atmaya çalışırsanız, markayı o kadar çok kimse bilmediği için pek amacınıza ulaşamayacaksınız...