Dünyada Sadece Bazı Modaevlerinin Yapabildiği Yüksek Dikiş: Haute Couture
moda dünyasında kişiye özel, elde yapılan ve bir tane olan anlamında kullanılır. kumaş, aksesuar hatta dikim aşamasında kullanılan iplik dahi son derece titiz ve özenli bir ön çalışma neticesinde kararlaştırılır ve tasarımın hayata geçmesini sağlayacak tüm bu enstrümanlar kuşkusuz en üst kalite parçalardan oluşur.
tasarımın yapıldığı kişinin tüm vücut ölçülerine bire bir oturacak titizlikle hazırlanmış kalıplarla kesilen kumaşlar, dikiş konusunda gerçek birer usta olarak nitelendirilebilecek terzi veya terziler tarafından defalarca prova edilerek ve yalnız el dikişi kullanılarak bir araya getirilirler.
haute couture bir elbise içerisinde kişinin iyi ve göz alıcı görünmemesi gibi bir ihtimal söz konusu olamaz. üretiminin her aşamasında defalarca uzman ellerden geçen bu elbiseler, kişinin vücut proporsiyonunu en iyi ve kusursuz gösterecek dikim teknikleri kullanılarak hazırlanırlar.
ne yazık ki günümüzde iki elin parmaklarını geçmeyecek kadar az sayıda moda evi tarafından sağlanan bu hizmete ulaşmak, yeterli maddi imkanlara sahip olmanın yanı sıra özel bir sosyal statü ve karizma gerektirmektedir.
"giysilerin kişinin zevkine göre dikilmesi" kısmı eksik bir tanımlama olup, aslında "yüksek moda" demektir. giysiler kişiye özel de dikilebilir elbette ama asıl farkı dikim teknikleridir.
haute couture dikilen giysilerde pratik dikiş teknikleri kullanılmaz, giysilerin neredeyse tamamı elde dikilir, kumaşlar büyük ölçüde elde hazırlanır, tasarımlar daha önce yapılanlardan olabildiğince farklıdır ve tasarıma özel bir şekilde bir sanat eseri icra ediyormuşçasına kendine has işlemeler ve süslemeler ile desteklenir.
özellikle paris moda haftasında defilelerde sergilenen giysilerin "haute couture" sayılabilmesi için ciddi anlamada bu teknik şartları sağlaması gerekir, yan dikişler haricinde kıyafetin hiçbir yerinde makine dikişi kullanılamaması gibi... bu nedenle dünyaca bilinen markaların bile çok azı gerekli önkoşulları sağlayabilir ve "haute couture" markalar sınıfına girebilirler. tasarımcılar ise genel olarak haute couture ile rüştünü ispat ederler. yaratıcılıklarının ve yeteneklerinin en üst noktasıdır bu koleksiyonları... rüştünü ispat etmek deyince mesela benim gözümün önüne john galliano'non dior için hazırladığı her biri, birer sanat eseri niteliğindeki koleksiyonlar geliyor...
türkiye şartlarında bu teknikler hakkında bir şeyler öğrenebilmek ciddi anlamda zor, bunu söyleyeyim. yıllarca hobi olarak bu işin eğitimini almaya çalıştım, bulabildiğim kişilerden güç bela öğrenebildiklerim, videolar, dünyanın öbür ucundan getirttiğim kitaplar... özel zamanlarda o teknikler ile giysiler dikmeye çalışıyorum ve tamamen couture teknikleri ile bir elbiseyi dikmek, normal tekniklerle dikmeye kıyasla çok uzun süren bir süreç. bu da gösteriyor ki, yeterince büyük bir ekibiniz yoksa ve işin bir noktasında normal terzilik tekniklerini kullanmazsanız, yeterince hızlı ürün çıkaramazsınız. yani her yerde gördüğümüz, tabelalarında "haute couture" yazan "gelinlikçi" ve "abiyecileri" bu sınıflamanın içinde göremiyorum.