Dünyanın En Eski Tek Tanrılı Dinlerinden Biri: Zerdüştlük
Nedir?
zerdüştlük dünyanın en eski düalist dinidir, ancak zerdüşt inancına göre bu düalizm sonsuz değildir. dünyanın sonunda ahura mazda’nın mutlak hakim olmasıyla sona erecektir. cennet-cehennem inancı, sırat köprüsü, nihai yargı, melek inancı ve mesih beklentisi ile semavi dinlere benzer. zaten 642’deki islam fethinden sonra zerdüştlük ehl-i kitap kategorisine dahil edilmiştir ve bu durumun günümüzdeki yansıması olarak zerdüştlük inancına sahip olanlar, günümüzde iran’da resmi olarak kabul edilen dört dini azınlıktan birisini oluştururlar.
zerdüştlükte bilinenin aksine hürmüz-ahura mazda ve ehrimen, tanrı ve şeytan değildir. tek yaratıcı ve hakim olanın iki yarı yönü ve görünümüdür. tanrı iyiliği ve kötülüğü içinde barındırır, hatta savaş verir. hürmüz; perslerin bir hükümdarının adıdır. hükümdar da tek olanın dünya üzerindeki görünümüdür, yani avatardır.
Nasıl bir inanış?
tek tanrılı bir inanç sistemi getirdiği için kimilerince peygamber olarak kabul edilen zerdüşt'ün hayatıyla ilgili bilgiler daha çok efsanelere dayanır. zerdüştçülerin inanışına
göre zerdüşt, büyük iskender'den 258 yıl önce ortaya çıkmıştır. büyük iskender, ahameniş
hanedanının (m.ö. 559-330) merkezi parsa'yı (persepolis) m.ö. 330'da ele geçirdiğine göre
zerdüşt, harezm'in kralı olduğu sanılan vistaspa'ya inançlarını m.ö. 588'de kabul ettirmiş
olmalıdır. o sırada 40 yaşında olduğu inancı doğru kabul edilirse, doğum tarihinin m.ö. 628
olması gerekir.
spitamalar adıyla bilinen soylu bir aileye mensub olan zerdüşt, "bilge tanrı ahura mazda'dan vahiy aldığını" öne sürerek eski iran dinini yeniden biçimlendirmeye çalıştı. inanç sisteminin temelini tapınılacak tek tanrı, en yüce tanrı ahura mazda oluşturur. ahura mazda, göklerin ve yerin, diğer bir deyişle maddî ve manevî dünyaların yaratıcısıdır. birbirini izleyen karanlıkla aydınlığın kaynağı, evrensel adaletin yaratıcısı, doğanın merkezi, ahlakî düzeninin kurucusu ve tüm dünyaların yargıcıdır.
günümüzde parsilik olarak adlandırılan zerdüştçülük, güçlü monoteist bir karakter taşımaktadır. ateş, yine tanrıyı imgelemektedir. eskiden olduğu gibi içinde sürekli ateş yapan tapınakları vardır. bu tapınaklara parsi olmayanlar alınmaz. günde beş kez, ateşin temizliğini korumak için temizleme ayini yapılır. rahipler denetiminde yapılan ayinlerde avesta'dan ilâhiler okunur. sunu ve kurbanlara büyük önem verilir. ölüler, kentten uzak "dakhma" denilen ölü kulelerine bırakılır. necis sayılan bu kuleler 4-5 metre yüksekliğinde silindirik yapılardır. terasına çıplak biçimde yatırılan ölülerin etleri akbabalar tarafından yenilir, kemikleri güneşte kurur. daha sonra bu kemikler kule içinde depolanır. böylece toprağın kirletilmediğine inanılır.
zerdüştlüğü üç temel prensip özetler
1) tarım ve hayvancılık soylu ünvanlardır.
2) tüm yaradılış tanrı ve şeytan arasındaki mücadeleye dayanır.
3) hava, su, ateş ve toprak (tahta yok) kirletilmemesi gereken saf elementlerdir.
sonra bu üç prensibi hiç can sıkmadan şöyle açıklarız:
zerdüşt der ki, “bir inançlının evi, sığırları, karısı ve çocuklarıyla inşa ettiği, ve sığırın beslendiği; köpek, kadın, çocuğun, ateşin gelişebildiği yerdir. inançlı yetiştirici mısır, çimen ve meyve yetiştirir; kurak olan yeri sular, aşırı su olan yeri kurutur”. zerdüştler oruç tutmayı yasaklar: “kim yemek yemezse dinsel görevlerini başarılı biçimde yerine getiremez, savaşlarda başarılı olamaz……; yemek yiyerek evren yaşar ve yemeyerek ölür”. evlilik ve poligami katı bir şekilde emredilir, o kadar ki herodot kralın her yıl en geniş aileyi ödüllendirdiğini not düşmüştür.
ikinci prensip zerdüştlüğün ikili doğasını gösterir. ahura mazda öküz, çoban köpeği, horoz gibi tüm iyi şeyleri yaratmıştır ve insanların görevi bunlara şefkat göstermektir. diğer tarafta ahriman, av hayvanları, yılanlar, tüm sinekler ve böcekler tüm zararlı şeyleri yaratmıştır ve insanların bunları inançla yok etme görevini üstlenmeleri gerekir. öküzün bu bağlamdaki pozisyonunu yorumlamaya gerek yok, onun önemi günümüzde hala hindistan’da kutsal bir hayvan olarak sayılmasıyla açıkça görülüyor. köpeğin pozisyonunun yorumuna gelince; ahura’nın hoş ağzından şairane bir şekilde şunlar dökülür: “köpeği kendinden giysili kendinden pabuçlu yaptım. köpek insanlardan yemeğini elde etmek ve karşılığında insanların mallarını korumak için uyanık, dikkatli ve sivri dişli doğdu. köpeğin sesiyle uyananların evinden bir şey çalındığında bunu yapan hırsız yada kurt parçalanmış olarak bulunur. hiçbir ev ahura için yapılmış dünyada yaşayamaz ama benim iki köpeğim, çoban köpeğim ve ev köpeğim yaşayabilir”.
miskinlikten uyandıran horoza ayrılan konum, rostand’ın kantetler’inde yüceltilir: “bu kuş sesini günün ilk ışıklarıyla birlikte yükseltir… her kim ki benim bu kuşlarımdan bir çiftini iman ederek sunarsa onun yüzlerce kolonu olan bir evi olur”. belki o zamanlarda perslerin ülkesinde evcil kümes hayvanları azdı.
üçüncü prensip ateşin dinsel bir simge olarak kutsallığını gösterir ve rahibin sunakta ağzını kapalı tutmasına sebep verir. ölü zerdüştler dünyanın kirlenmesini önlemek adına bir kulede teşhir edilir. ama ayrıca hasta bir zerdüşt, bütün kötülüklerin-hastalıkların şeytandan kaynaklandığı düşüncesiyle aile üyeleri tarafından dışlanır ve yaşamsal gereksinimlerden yoksun bırakılır. hastalığın tedavisi ve gerçekten inek sidiğiyle alınan tiksindirici abdest ve arınmalar bu harika dinin zayıf öğeleridir.
Son söz: Neden akbaba sembolü sık görülür bu dinde?
iyiyi ahura mazda, kötüyü ise angra mainyu temsil eder (hürmüz ve ehrimen olarak da bilinirler). zerdüşt dinine mensup olan kişiler evrenin bu iki güç arasında mücadele alanı olduğuna ve her yerde bu iki karşıt gücün (insanın içinde de) savaştığına inanırlar. ahura mazda galip gelirse insan iyi, ehrimen kazanırsa ise kötü olur. ayrıca zerdüştlüğe inananlar insanda bulunan ehrimen'in toprağı kirleteceği düşüncesiyle ölülerini gömmez, akbabalara yem olması için yüksek bir yere bırakırlar, bu yüzden bu inanışta akbaba kutsaldır.