Eğitim Seviyesi Daha Yüksek İnsanların Birden Fazla Oy Kullandığı Sistem: Plural Voting

Eğitim neticesinde sorgulama yetileri daha gelişkin insanların birden fazla oy vermesini savunan, John Stuart Mill'in geliştirdiği ancak teoride kalan plural voting (çoğul oy) sistemini inceleyelim.
Eğitim Seviyesi Daha Yüksek İnsanların Birden Fazla Oy Kullandığı Sistem: Plural Voting
iStock

plural voting bir kişinin seçimlerde birden fazla oy kullanabileceği bir uygulamadır

yani belirli kriterlere göre oy kullanma hakkının artması durumu.

bazı avrupa ülkelerinde "one man, one vote" düşüncesi yaygınlaşmadan evvel, üniversite diploması hamili olmak, yaşanan yerin haricinde mülk sahibi olmak, belirli bir miktarın üzerinde vergi ödemek ve yaş gibi kriterler bireylerin birden fazla oy kullanma hakkı kazanmasında belirleyici faktörler olabiliyordu.

bu sistem, daha halkçı bir çizgi üzerinde inşa edilseydi, eminim ki çok daha efektif sonuçlar verebilirdi. lakin yanlış dönemde, yanlış şartlar doğrultusunda, aşırı kapitalist bir yaklaşımla hayata geçirildiğinden, gerçek potansiyeli asla tam olarak test edilemedi ve kolayca çöpe atılıp unutuldu.

plural voting'e "insan haklarına aykırı", veya "aysun kayacı'nın 'dağdaki çoban' vecizesinin altında yatan felsefe" diyerek karşı çıkmadan önce bir seçmenin, içinde yaşadığı ülkeyi yönetecek hükümeti seçerken sağlıklı veya sağlıksız bir karar vermesinde rol oynayan kriterlerin neler olduğunu analiz etmek şart.

toplum, iki basit gruba ayrılamayacak kadar komplekstir. elbette 30 yaşında olmak, zengin olmak, veya erkek olmak değildir seçmenin kalitesini belirleyen; basitçe, bilgi düzeyi ve sorgulayabilme yetisidir. seçmenin ideal seçmen karakterine ne kadar yakın olduğu hususunda bir fikir edinilmesine yardımcı olacak en güvenilir kişisel ölçek de eğitim düzeyi ve alınan eğitimin ne olduğudur. (eğitimin ne kadar objektif ve rasyonel olduğu da şüphesiz buradaki en mühim ayrıntı.) bu noktada meslek grupları problemi ortaya çıkıyor.


john stuart mill probleme şu şekilde bir çözüm önermiş:

"eğer her sıradan vasıfsız işçinin bir oyu olsaydı, mesleği dış doğanın bazı yasaları hakkında bilgi ve deneyim sahibi olmayı gerektiren vasıflı bir emekçinin iki tane olması gerekirdi. genel kültür ve bazı ahlaki ve entelektüel niteliklere sahip bir ustabaşı veya çalışma müfettişinin üç. daha geniş bir fikir ve bilgi yelpazesine ve çok sayıda çeşitli operasyonlara rehberlik etme ve katılma gücüne ihtiyaç duyan bir çiftçi, üretici veya tüccar ise üç veya dört oy hakkına sahip olmalıdır. uzun, lineer ve sistematik bir zihinsel uygulama gerektiren herhangi bir mesleğin bir üyesi - bir avukat, bir doktor veya cerrah, herhangi bir mezhepten bir din adamı, bir edebi adam, bir sanatçı, bir kamu görevlisinin ise (veya her halükarda, eşikte tatmin edici bir sınav sınavının olduğu her entelektüel mesleğin bir üyesinin) altı. herhangi bir üniversite mezunu veya bir topluluğun seçilmiş üyesinin de bir o kadar oy kullanma hakkı olması gerekir." 

tıpatıp bu şekilde olmasa da, buna benzer bir yol izlenebilir.

plural voting yüksek öğrenimin daha yaygın olduğu ve halkın tabanına da indiği zamanlarda ortaya çıksaydı, icra edilen meslek gruplarına önem verirken cinsiyet, banka hesapları, taşınmaz mülkler gibi faktörleri hesaba hiç katmasaydı bugün çok daha yaygın kullanılan bir metod olabilirdi.

bu kavram ingiliz filozof john stuart mill’e aittir

kavramın kökleri platon’un devlet kitabında anlattığı “ideal devlet” ütopyasına kadar gider. kavram türkçe’de çoğul oy olarak kullanımaktadır.

kısaca mill bu kavram ile; insanları teorik ve pratik bilgileri ekseninde hiyerarşik bir sınıflandırmaya tabi tutmuştur. eğitim görmüş, aklını etkin kullanan, muhakeme ve muhasebe yeteneği gelişkin insanların; bu niteliklerden yoksun olanlardan daha iyi olduklarını ve bu nedenle daha fazla oy hakkı tanınması gerektiğini savunmuştur.


“okuyabilen, ancak yazamayan veya hesaplama yapamayan bir kişi, her ikisini de yapabilen biri kadar iyi olamaz. okuma-yazma ve hesaplama kabiliyeti olup doğal cisimlerin veya başka yer ve ülkelerin özelliklerini, kendisinden önce yaşamış olan insanların özelliklerini, benzer canlıların fikir, düşünce ve uygulamaları konusunda herhangi bir bilgiye sahip olmayan kişiler de bu vasıflara sahip kişiler kadar iyi değildir. okuyarak veya diyalog kurarak, en akıllı insanların (erkeklerin) en değerli düşünceleriyle veya erdemli bir hayatın büyük örnekleriyle aşinalık kuramayan insanlar, bunları yapanlardan iyi olamaz. kendisini çeşitli bilgilerle donatan; ancak bu bilgileri özümsememiş, bu bilgilerin açık ve tutarlı bir muhakemesini yapamamış, kendi zihnini hiç kullanmamış veya kendi gözleminden, deneyimlerinden özgün bir düşünce elde etmemiş bir kişi bunları başaran insanlardan iyi olamaz” kaynak

“yönetilenlerin tamamının yönetimde söz sahibi olması önemlidir... fakat, herkes eşit söz hakkına sahip olmalı mıdır? bu farklı bir önermedir ve kanımca ... açıkça yanlıştır.”

(mill: temsili yönetim üzerine düşünceler)