Ejderhaların Mitolojik Bir Yılandan Ateş Püskürten Devlere Kadar Geçirdiği Evrim

Ejderhaların mitolojik bir yılandan, Orta Çağ'ın ateş püskürten devlerine dönüşene kadar geçirdiği 6 aşamalı evrim.
Ejderhaların Mitolojik Bir Yılandan Ateş Püskürten Devlere Kadar Geçirdiği Evrim

j. r. r. tolkien, j. k. rowling ve george r. r. martin'in yarattığı evrenlerle popülerliklerinin zirvesine ulaşan ejderhalar her zaman, dahil oldukları hikayelere kendi büyülerini katmıştır.

modern dünyada her küçük çocuk ejderhaları benzer özelliklerle tanımlayabilir. büyük bir gözde, iki bacak, 2 dev kanat ve yılana benzeyen yapıda bir kafa... yetişkinler ise ejderhaların müthiş yaratıklar olduğunu söyleyecek kadar onlara aşinadır.

ancak ejderha tanımının evrenselliği, bu yaratıkların dünyadaki farklı hayvanlardan alınan vücut parçalarının yapay bir şekilde bir araya getirildiği gerçeğini görmemizi engeller. bu vücut parçaların bir araya gelişi ve modern kurgu hayranlarına bu kadar tanıdık gelen ejderhaların ortaya çıkışı altı aşamalı bir evrim sonucunda gerçekleşmiştir.

exeter üniversitesi antik tarih profesörü daniel ogden, ejderhaların mitolojik bir yılandan, ortaçağ'ın ateş püskürten devlerine dönüşene kadar gerçekleşen evriminin altı aşamasını bizler için açıklıyor.

1. antik çağın dev yılan ejderhaları

ejderhanın bugün bilinen görüntüsünün kaynağını öğrenmek için ilk olarak antik yunanistan'a bakmalıyız. "dragon" kelimesi, orta çağ fransızcası kökenlidir, kendisi de eski yunanca drakon teriminden türetilen latince draco kelimesinden türemiştir.

drakon, muazzam boyutlarda bir yılandır ve tüm ejderhaların temelinin dayandığı yaratık budur. bununla birlikte, drakon'un saf yılan formundan ilginç bir farklı olarak sakalları bulunur. bu sakallar cinsiyeti değil (hem erkek hem dişi ejderhalarda bulunur) doğaüstü özelliklerinin belirtisidir. drakonlar da modern ejderhalar gibi ateş püskürtürdü. bu ateş, engerek zehrinin yaratıcı bir tasviri olarak ortaya çıkmıştır.

yunan mitolojisinde birçok ejderhaya rastlamaktayız. bunlardan biri ares'in ejderhasıdır. efsaneye göre thebai şehrini kuran kadmos, kahin'in tavsiye ettiği gibi böğründe yarım ay olan özel bir buzağıyı takip etmek ve onun bitkin bir şekilde yatacağı yere bir kasaba inşa etmek için yola çıkar.

buzağı daha sonra thebai şehri olacak alana yakın bir yerde çimlere uzanır. kadmos bunu tanrının bir işareti olarak yorumlar. tanrıya müteşekkir olan kadmos aynı hayvanı tanrıya kurban etmek ister hemen akabinde adamlarını da yakın bir pınardan su almak için görevlendirir. adamları ares için kutsal olan bir ormanın içerisinde yer alan ve bir ejderha tarafından korunan pınara su almaya giderler. ejderha adamlarını öldürür. adamlarının dönmemesi üzerine pınara giden kadmos, ejderha ile savaşır ve onu öldürür.

ejderha ölünce athena karşısında belirir ve ejderhanın dişlerini toprağa gömmesini söyler, kadmos ise söylenenleri harfiyen yerine getir. dişlerin gömüldüğü yerden spartoi (ekilen) diye anılan silahlı adamlardan oluşan bir ırk ortaya çıkar. bu savaşçılar sadece 5 kişi kalana kadar birbirleri ile dövüşürler. son kalan 5 asker kadmos ile birlikte thebai şehrini kurar.

yunan mitolojisinde başka yılan formunda ejderhalar da bulunur. apollon tarafından katledilen delphi'nin ejderhası python, jason tarafından çalınan altın postu koruyan kolhis ejderhası, hesperidlerin bahçesindeki ağaçlarda yetişen altın elmaları koruyan ladon ve tabii ki herakles tarafından öldürülen, yılan formunda olmasına rağmen çok başlı ve daha fazla sakallı olması ile diğerlerinden ayrılan hydra.


2. dev deniz canavarı formu

yunan mitolojisindeki bir diğer efsanede medusa'yı öldürüp başını athena'ya teslim eden perseus, yolculuğu sırasında aithopia kralı kepheus ile kassiopeia'nın kızı olan andromeda ile karşılaşır. kassiopeia kendi güzelliğini deniz tanrıçalarından daha üstün gördüğü için poseidon'u kızdırmıştır. poseidon kraliçenin küstahlığını cezalandırmak için aithopia'yı yok etmesi için bir deniz canavarı gönderir. bir kehanete göre kassiopia'nın kızı andromeda'nın bu deniz canavarına kurban edilmesi gerekir. andromeda bir kayaya zincirle bağlanır ve canavarın gelişini bekler. perseus kızı kurtarır ve onunla evlenir.

bu deniz canavarının şekli, antik sanatta karşılaştığımı deniz canavarı formuna benziyordu. 


devasa bir yılan gibi olan yaratığın gövdesi ise orta bölümlerinde bir yılanınkinden daha genişti. kafası ise bir köpek ya da atınkine benziyordu. kafasında ve sırtında sivri dikenleri, roma döneminde pençeli bacaklar olarak tasvir edilmeye başlayacak bir çift ön yüzgeci ve balık kuyruğuna benzer bir kuyruğu vardı.

bu gizemli tasvirin kökenleri ise tarihin derinliklerinde kaybolmuştur ancak bir deniz atının devasa bir boyuta ulaşması ile ortaya çıktığı düşünülmektedir.

3. bir meleğin sakinleştirdiği çekirge kusan canavar formu

klasik yunan döneminin çoğunda ejderha ve deniz canavarı farklı yaratıklar olarak kabul edildi. ancak ms 2. yüzyılda bu iki yaratık batı zihninde birleşmeye başlamıştır.

bunun kanıtı, ms 130 ila 150 yılları arasında, havarisel baba olarak kabul edilen hermas isimli bir hristiyan tarafından kaleme alınmış önemli bir erken hristiyanlık metni "hermas'ın çobanı"nda bulunmaktadır. metinde çoban kılığında dünyaya gelen bir melekten bahsedilir.

metinde, meleğin, güney italya'daki campania yolunda yürürken bir toz bulutu yaklaştığını gördüğü, bu toz bulutu içerisinden çıkan canavarın bir şehri bile yok edecek güçte kendisine saldırdığı ve ağzından ateşli çekirgeler fırlattığı yazmaktadır.

metinde, korkunç bir manzaraya neden olan canavar, hermas'a doğru yaklaşıp yere doğru uzanmış ve dilini çıkarmıştır. hermas daha sonra beyazlar içerisinde bir kadının belirdiğini ve bu kadının tanrının canavarı sakinleştirmesi için yolladığı melek thegri olduğunu söylemiştir.

yaratığın tasviri ve hikayedeki detaylar yaratığın bir ejderha olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. ancak hermas yaratığa "erderha (drakon) yerine deniz canavarı (ketos) demiştir. bu iki yaratığın birleşiminden oluşan tasvir, modern ejderhaların büyük bir kara hayvanına benzer bir kafaya, geniş bir orta gövdeye ve deniz canavarındaki gibi keskin dikenlere sahip olmasının temelidir.

4. ejderhaların kanatlanması ve uçmaya başlaması

ms. 4. yüzyılın sonlarında yazılan, hz. isa'nın mesajlarını yaymak üzere görevlendirdiği, 12 havarilerden biri olan filipus'un da dahil olduğu grubun yaşadıklarını konu alan "filipus'un işleri"nde (acts of philip) pamukkale yakınlarındaki ophiorhyme (yılan kasabası) çevresinde görülen bir dizi ejderhadan bahsedilmektedir.

ophiorhyme, hierapolis (kutsal kent) olarak anılan ve yarı yılan yarı tanrı echidna tarafından yönetilen bir pagan şehri olarak anlatılmaktadır.

yazıtın bir bölümünde, filipus'un bazı sorunlu iblisleri, saklandıkları ve pusu kurdukları kayaların altından çıkarmaya zorladığı ve bu iblislerin 15 metre uzunluğunda 50 ejderha olduğu. bu ejderhaların, 45 metre uzunluğunda, ateş ve zehir püskürten daha büyük bir ejderha tarafından yönetildiğinden bahseder.

filipus ejderhaları kendisi için bir kilise inşa etmeye zorlamıştır. filipus'un emri ile iblisler, kanatlı insan şekline dönüşürler ver her biri kilise için bir sütun taşımak için bu formda uçar.

yazıtın yazarı, iblislerin temel formunun bir ejderha mı yoksa kanatlı bir insan mı olduğunu hakkında net bir açıklama yapmayıp bu konuyu belirsiz bıraksa da bu iki varlık tamamen birbirine ait ve aynı madalyonun iki ayrı yüzü gibi gözüküyor. modern ejderhanın evrimindeki en temel adımlardan biri olan ejderha kanatlarının ve uçabilmelerin kaynağı bu yazıtlar olarak karşımıza çıkıyor.

5. ateş püskürtmek ve kuyruk sallamak

doğaüstü yolculuğumuzun bir sonraki aşaması bir efsaneden değil, bir çizimden oluşur. bugün bibliothèque municipale'de reims'de bulunan hincmar incilleri, incilin bölümleri ile başlar ve bir dizi ilüstürasyon içerir.

çizimler modern ejderhaya en yakın formlardan biri olan bir tür ejderha da içerir.

bu ejderhaların, deniz canavarlarında gördüğümüz yüzgeçlerinin yerinde görülen bacakları, geniş orta gövdeleri ve kara hayvanına ait bir suratı bulunur. insansı forma bürünen iblislerden aldıkları kanatları ve yılana benzer bir kuyruğu vardır. alınlığın tepesinde duran bir kuşa doğru ateş püskürtür ve modern ejderhaların doğası dair ipucu verir.

bu ejderhalar neredeyse modern ejderhaların aynısındır. tek eksikleri kanatların bütünleşik olduğu ön bacaklarıdır. iki ayaklı ejderhalar için spesifik kullanılan "wyvern" ismiyle anılırlar.


6. modern ejderha

wyvern ile modern ejderha arasındaki tek fark bir çift bacaktır. dört ayaklı ejderha örnekleri 12. yüzyılın başlarından kalma el yazmalarında ve resimlerde bulunur ancak bunların ejderha evrimi için öneli olduğunu kanıtlamak zordur. sanatçılar ejderha tasvirlerin serbest stil çalışmayı sevmiştir.

ejderhaların gerçek dört ayak evrimi 15. yüzyılın başlarında gerçekleşir. en iyi örneklerinden biri new york metropolitan müzesi'nde bulunan 1405 tarihli güzel bir italyan tablosunda bulunabilir.


tabloda dört büyük melekten biri olan mikail, sırt üstü yatan ejderhanın üzerinde kılıcını tutmaktadır. ejderha genel olarak timsah formundadır. dört kısa bacağı bulunur. modern ejderha için tek eksiğimiz de böylece giderilmiş olur ve evrim tamamlanır.

kaynak: history magazine