En Sıkı Hayranların Bile Kararsız Kaldığı Bir Konu: Better Call Saul vs Breaking Bad

Better Call Saul, Breaking Bad'den daha mı iyi bir dizi?
En Sıkı Hayranların Bile Kararsız Kaldığı Bir Konu: Better Call Saul vs Breaking Bad

bu ara breaking bad'i tekrar izleyince ister istemez spin-off'u olan better call saul ile birlikte yorumlama isteği oluştu ve yeni başlık açmamak için buraya yazıyorum; karşılaştırma demek istemiyorum çünkü ikisi de büyük bir ilgiyle izlediğim yapımlar. her ne kadar kesişme kümesinde hikayeleri olsa da aslında zaman dilimi olarak farklı zamanları içeriyor hikayeler. breaking bad 2008-2010, better call saul ise 2002-2005 yıllarında geçiyor. tabii flash back'ler ve flash forward'larla zaman içinde geziniyoruz. başka bir ayırt edici nokta ikisi de suç draması olsa da better call saul entelektüel düzlemi ağır basan bir suç-drama dizisi, breaking bad ise katıksız bir suç draması. bundan sonrası spoiler...

Uyarı: Buradan sonrası spoiler.

başrol karakterlerinden başlayalım

eğer yapımdaki başrol karakterine sempati beslerseniz o yapım sizin için daha çekici olur. walter white da ve saul goodman yani gerçek adıyla jimmy mcgill de sonuç olarak kirli sayfaları kabarık insanlar kabul edelim. iyi huylu ama abisinin gölgesinde kalmış jimmy'nin saul goodman'a dönüşmesini ya da kendi halinde kimya öğretmeni bir baba olan walter'ın kanser olunca heisenberg'e dönüşümünü aslında biz de onayladık izlerken. iki karakter de hak etmediği şekilde insanların gözünde şekillenmiş ve potansiyellerine ulaşamamış karakterler. onların bu dönüşümünü korkutucu ama biz de onayladık bu dönüşümü özellikle walter için. ikisi de kanunsuzluğun içinde yükseldiler ve ikisi de gelmiş geçmiş en iyi “antihero” karakterleri sayılıyor muhtemelen.

herkesin kafayı kırdığı bir dönem olabilir walter gibi. yalnız herkesin önünde böyle bir fırsat oluşmaz. topu topu uyduruk bir ot bulmak bile zordur bizim gibi normal yaşayan insanlar için ama amerika'da bu tür şeylerin zemini daha hazır sanki. belki de zamanında oraya göçen avrupalı macera severlerin torunları olduğu için böyleler amerikalılar. şu son paragrafdaki varsayım tamamen şu an yazarken ortaya çıktı. çok fazla ciddiye almayın :)

ve ikisinin de hayatında güçlü kadın karakterler var bu anti kahramanların. her ne kadar neredeyse kimsenin sempatisini kazanamayan skyler white ve nerdeyse herkesin sempatisini kazanan kim wexler ki onun etik değerlerinin daha yüksek olması ve jimmy'e olan sevgisi de sempatimizi arttırdı muhtemelen. skyler'ın derin sevgisini hiç görmedik, her ne kadar aile kavramına sahip çıksa da walter ile empati kurmaktan hep kaçındı. yalnız şunu söylemeden edemeyeceğim; sözlükteki skyler white düşmanlığı aşırı bir boyutta, yani sırf kadına “orospu” diyebilmek için fırsat kollayan ne çok insan varmış! yapacaksan bir çözümleme yaparsın. neyse iki kadının da var olması gerekiyordu ve oldular.

bu arada karakterler olarak breaking bad'in yan karakterlerine pek ısınamadık itiraf edelim; walter junior, hank (türkler sevdi en çok bu karakteri) ve marie. walter her ne kadar azılı bir suçluya dönüşse de jesse'ye (jesse pinkman) karşı tutumunu hep duygusal bulduk. jesse'ye karşı beslediğimiz sempati walter'ı ispiyonlaması ile sona erse de hala jesse için en iyisi olsun istedik çünkü o hiçbir zaman olayların o noktaya gelmesini istememişti. aslında biz onların birlikteliğinden memnunduk ve onları baba ve oğul olarak görmek istedik hep. yine de walter son bölümde babalığını yaptı.

better call saul'un yan karakterlerinin bir kısmını breaking bad'den de biliyoruz zaten. bu karakterler; mike ehrmantraut, gus fring, chuck mcgill, howard hamlin, lalo salamanca ve nacho varga. hepsi de ayrı bir başlıkta ilgilenilmesi gereken ilginç ve güçlü karakterler. dolayısıyla, karakter tablosu olarak better call saul çok daha iyi yazılmış diye düşünüyorum.

Temel farklar

aynı evren, aynı başarılı karakter tasarımları, aynı belli belirsiz hissedilen ama hissedildiğinde yürek burkan humour, aynı derece ustalıklı senaryo dili. tüm zamanların en baba yan karakteri olarak ikisini de şereflendiren mike ehrmantraut...

farklar:

bb ana karakteri kesinlikle daha derin , asosyal ve zekidir. bcs ana karakteri daha eğlencelidir, sosyalliğine rağmen çuvallayandır fakat dipte gezinse de yeteneği sayesinde batmayan bir tiptir.

bb direkt en kriminal, en rezil heriflerle çalışan hayalet suçluyla sıradan bir amerikan kasabalısının sıkıcı yaşamı arasında son derece aykırı iki hayatı aynı anda yaşayan anti kahramanın öyküsüdür. bcs ise tutunmaya çalıştığı kaypak legal ve çakal dünya ile illegalite arasında gezinen hatta bu iki dünyayı kendini gizlemeden bağdaştırabilen adamın hikayesidir.

bb izlerken gerilimli tezatlara pis pis, hayranca gülünür arada. bcs seyrederken sık sık keyifle sırıtılır.

bb manyakça bir cesaretle, sıradışı bir beyinle gemilerin değil limanların yakılışıdır. bcs marketing için doğmuş azimli ve duyarlı bir serserinin bocalamasıdır, vartalardan yırtarken yeteneğini sergilemesidir.

bb suç operasıdır. bcs hukuk(suzluk) müzikalidir.

bb ayrı bir şeydir. neredeyse kusursuzdur. bcs şahane bir televizyon dizisidir.

Better Call Saul daha mı iyi yoksa?

better call saul'un breaking bad'den iyi olması zor bir soru, haklılığı olabilir. better call saul kıymeti bilinmeyen underrated kalmış bir dizi.

bu biraz şey demek gibi: kanka çok iyi bir dizi buldum breaking bad kesin izlemelisin ya da got vs... bu tarz bir şey better call saul'da dönmediği için breaking bad algısını elde edemedi. ama şöyle düşünün; breaking bad kalfalıksa better call saul ustalık eseri. aynı adamlar yaptı bu işleri. son yaptıklarının bir öncekinden iyi olması beklenmeyecek bir şey değil.

better call saul'u da en az breaking bad kadar seviyorum.

ama herkese hitap etmiyor, breaking bad kadar ortaya oynamıyor. tabiri caizse biraz daha üst bir izleyiciye hitap ediyor better call saul. ben 45 dk nasıl geçiyor anlamıyorum izlerken, adam sosyal medyada demiş ki "aşırı sıkıcı". yani ne desem gg. dizi değil sevgili yazar, sen sıkıcısın maalesef. ortada dizi film tarihinin gördüğü en muazzam karakter gelişimlerinden birisi var, ilk sezondan bugüne ince ince ördü adamlar, ve bunu yaparken sürükleyicilikten, etkileyicilikten, kişiyi bir durup düşündürecek etik tartışmalardan ödün vermediler.

ama işte bu herkese gitmiyor. ben bir durup kendimi chuck yerine koyuyorum, kim yerine koyuyorum, saul yerine koyuyorum, etik tartışmalar döndürüyorum kafamda, adam istiyor ki silahlar patlasın falan. olmaz yani, sana gitmez.

bu dizinin kıymeti çok sonra anlaşılacak.

better call saul'un breaking bad'den iyi olması kesinlikle katıldığım bir konu, hele ki 5. sezonu inanılmaz iyi. katılmayacak kişiler olacak tabi ama ben hiç düşünmeden better call saul derim. senaristleri için breaking bad nasıl bir deneyim olduysa, better call saul izlerken kendilerini çok geliştirdiklerini görebiliyorsunuz. bir de böyle bir spin off'u olmasından da breaking bad in ne kadar kaliteli bir dizi olduğunu ikinci kez ortaya koymuştur.

ayrıca gördüğüm en iyi spin off'tur bcs.