Ergen Dizisi Gibi Görünmesine Karşın Çok Ciddi Sorgulama Yaptıran Drama: 13 Reasons Why

Jay Asher'ın "Thirteen Reasons Why" (Ölmek İçin 13 Sebep) adlı kitabından televizyona uyarlanan Netflix yapımı "13 Reasons Why" ile ilgili güzel bir inceleme.
Ergen Dizisi Gibi Görünmesine Karşın Çok Ciddi Sorgulama Yaptıran Drama: 13 Reasons Why
Netflix


--- spoiler ---

dizinin aslında adının ölmek için 13 sebep değil de kendimi öldürmek için yaptığım 13 büyük hata olması gerek. çünkü burada yazan birkaç kişi gibi dizi anlattığının tam aksine bir izlenim verdiriyor.

analize başlamadan önce şunu dile getirmek gerek: amerika'da high-school sistemi gerçekten böyleymiş diye konuşacağım çünkü filmlerde ve çizgi filmlerde bunu hep izliyoruz. lisede çok ciddi bir hiyerarşik sistem var ve bu sistem popülarite üzerine kurulu. insanlar birbirlerini sınıflandırıyor ve belirli kategorilere koyuyorlar. freak, idiot, popular, slut, weird, handsome ve saire. bununla beraber okuldaki herkes neredeyse birbirini tanıyor ama ilgilenmiyor çünkü herkes yerine göre davranıyor.


hepimiz burada hannah'nın yaşadıklarına üzülüyoruz ama gelin görün ki hannah haklı değil. hannah, ölüme giden 13 adım yaşamış fakat bu adımların ilki ve sonları kesinlikle kendisinin hatası. evet, yaşadıklarını kesinlikle haketmiyor ama bizi biz yapan tercihlerimizdir. ne kadar dış etkenler bazen kararlarımızı etkilese de yaptığımız tercihler bizi biz yapar. kaderimizi kendimiz belirleriz.


hannah, daha okulun başında "asshole" olarak adlandırılan çocuğun peşine düşüyor. uyarıyı almasına rağmen çocuğun yakışıklı olmasına ve popülaritesine aldanarak peşine düşüyor. sonuç itibariyle de çocuk tarafından okulun ortasına yem olarak atılıyor. hannah hakkında şunu söyleyebiliriz: hannah geldiği okulda kendini kabul ettirmek istiyor. ne kadar şeker bir kız da olsa var olan diğer karakterlere nazaran hannah aralarında en kişiliksiz olanı.


ne alaka diyeceksiniz? hannah'nın kendini kabul ettirme süreci maalesef ölümle sonuçlandı. okuldaki herkes belirli bir kişiliğe sahip. hepsi popülist bir sistemin parçası. alttakiler eziliyor, yukarı çıkmaya çalışıyor; üsttekiler de yerini korumak için eziyor. karakterlerin arasında bir tek clay bu sistemi umursamıyor. hepsinin kişiliği sabit olmasına karşın clay diğerleri gibi popülist değil. zaten dizide hannah bunu dile getiriyor ve herkes farkında.

hannah ise kendini kabul ettirmek için her şeyi yapıyor. birgün popüler çocuğun peşine düştü basketbol sever oldu, birgün şiir kulübüne gitti, birgün lezbiyen gibi davrandı, birgün o oldu, birgün bu. sistemin içerisine girebilmek için her şeyi yaptı. bunun içi ölüme bile gitti. işte hatalar silsilesi burada başlıyor ve bu sebeple hannah'yı haklı bulmuyorum. dikkat edilmesi söylenen çocukla oldu, hata etti. gene dikkat edilmesi gereken diğer popüler çocuklara gitti, tacize uğradı. arkadaşını tecavüz eden adamı bilmesine rağmen partisine gitti, onu umursamayan kişilere gene yaranmak için havuza bile girdi. hannah, her defasında yanlış tercihler yaptı.


daha da komiği, high-school sisteminde gençler o kadar acımasız ki edilen tek bir iltifat bile büyük anlama geliyor. hannah kendisine edilen tek "güzelsin" iltifatında yelkenleri suya indiriyor. okulda insanlar birbirilerine o kadar kötü davranıyor ki bir iltifat bile çok önemli durumda. şiir okumak, övgü dolu sözler bile yok. bir "güzelsin" sözü bile her şeye yetiyor. hannah ise buna o kadar aç ki, ona güzelsin diyecek herkese yelkeni indirebilecek kadar "easy" biri. okuldakiler kendisine "kolay" derken gerçekten de haklılar maalesef.

hannah, dizide de bahsedildiği gibi tam bir drama queen. neden mi? çünkü kendisi hiçbir hatasını kabul etmeyen, attığı yanlış adımlar için başkalarını suçlayan biri. evet, tecavüze uğradı ama siz arkadaşını tecavüz eden adamın evine gider misiniz? hannah 13 kasette hep başkalarını suçladı, ölümünden sorumlu tuttu ama hiç kendine "ben hata yaptım" demedi, dedirtmedi. üzgünüm ama "kalbimi kırdılar" dediği kısımda haklıydı ama "ruhumu kırdılar" dediği kasetlerde ise tamamen kendisi hata yaptı ve kabul görmek için kendini ölüme götürdü. kasetlerde gerçekten de suçlanabilecek birileri varsa onlarda tecavüzcü bryce ve okulun rehber hocası. özellikle rehber hocanın yaptığı kesinlikle rezillikti. hadi hannah'nın hatalarını kabul ettik. göz göre göre yardım isteyen birini göremeyen bir rehber hocası var. finalde de zaten alex'in ölümünü duyduğunda o duruşu ile hayatının darbesini yedi.


hannah'nın popülist kısmına bir örnek de clay ile olan ilişkisi. konu yakışıklı biri olunca atak yapmasını bilen hannah maalesef clay'e 13 kaset boyunca "bana neden seviyorum demedin" dedirtip durdu. bütün erkekler için kendi adım atan hannah, clay gibi sünepe için kılını bile kıpırdatmadı. hannah şayet hayatta kalsaydı, clay ile beraber olmayacaktı. gene popülist bir tercih yapacaktı. çünkü okulda sistem bu. clay ile öpüştüğü sahnede yaşananların hepsini clay'e yükledi, hepsinde seni görüyorum dedi ve gene karşıdan bekledi. halbuki clay her daim yanındaydı. diğer çocuklar için harcadığı emeğin gramını bile clay'e harcamadı.

kasettekiler aralarında konuşurken bile popülistler. fotoğrafçı çocuğu cılız ve diğerleri kadar popüler olmadığı için dışladılar. hiç "sapık" dediklerine bakmayın. tecavüzcüyü bağırlarına bastılar ama fotoğraf çeken sapığı dışladılar. çünkü çocuk güçsüz. hannah, ölmeyi ve tecavüze uğramayı ne kadar haketmese de onu bu kadere sürükleyen tercihlerin hepsini kendi verdi. high-school sisteminin ne kadar acımasız olduğunu gözler önüne seren dizi, insanların birbirlerini ne kadar umursamadığını da harika bir şekilde anlatıyor. özellikle kurgusu ile dizi kendini izlettiriyor.


sonunda sizin gibi ben de hannah'nın yaşamasını çok istedim. ama bu onu haklı yapmıyor. bizi biz yapan tercihlerimizdir. yapmanız gereken bir iş varken yapmadığınızda patronunuzun sizi azarlamasını "kalbimi kırdın" diye anlatamazsınız. bazı şeylere dikkat etmeniz, yerinde kararlar almanız gerekir. hannah, kendini popüler kısıma kabul ettirmek için her şeyi yaptı ve yanlış sularda yüzerek kendini ölüme sürükledi.

--- spoiler ---