Erkin Koray'ın Adeta Bir Jimi Hendrix Seviyesinde İcra Ettiği 1974 Nazilli Konseri
1974 nazilli konseri, erkin koray'ın davulda nihat örerel ve bas gitarda rauf ülgün kadrosuyla çıktığı konserdir
böyle bir konserin kaydının gün ışığına çıkışı çok tesadüfidir. 1998 senesinde bir süreliğine yeni zelanda'dan türkiye'ye gelen nihat örerel, o dönemler gökhan aya'nın açık radyo'da hazırladığı mercek programına konuk olur ve programda 70'li yıllarda çaldığı konserlerde nasıl çaldığını akşam dinlemek için konserleri kasede kaydettiğinden bahsedip, o günden günümüze elinde adeta altın değerinde bir arşiv niteliğinde tesadüfi olarak kalmış olan bir kasedi gökhan aya'ya programında çalması için sunar. ilk defa bu programda bu konserden bir mesafeler yorumu çalınır ve koray'ın bu özgün bestesinin o dönemler oldukça uzun gitar soloları ve doğaçlamalar eşliğinde uzunca çalındığı anlaşılır.
bu konserde çalınmış diğer şarkılar goca dünya, karlı dağlar, sır, aşkımız bitecek, sana bir şeyler olmuş ve çiçek dağı'dır. 1974 tarihli elektronik türküler albümünden iki parça çalındığını bildiğimiz bu konser, bu albümün turnesi niteliğindedir. bu konserde dikkat çeken bir diğer bir özellik, koray'ın plaklarındaki düzenlemelere nazaran şarkıların oldukça sert elektro gitar tonlamalarıyla çalınmış olmasıdır. o dönemler sahnede fazla konuşmamasıyla (şu anki haline oldukça tezat oluşturacak biçimde!) dikkat çeken koray'ın konserin açılış parçası goca dünya'yı çaldıktan sonra seyircilerle olan diyaloğu aynen şu şekilde olmuştur:
bugün, çok az ve öz olarak buradayız. bugünün en iyi konserini yapmakta kararlıyız. rüzgar gibi gelip geçeceğiz. alkış yok, hiçbir şey yok; müziğimiz non stop devam ediyor, teşekkürler... (der demez karlı dağlar başlamaktadır.)
burada erkin koray'ın bahsettiği müziğin non stop devam etmesi, koray'ın bu sözlerinden sonra konserdeki bütün şarkıların hiçbir şekilde ara vermeden inanılmaz bir performansla ard arda çalınmış olmasıyla alakalıdır. bu konser günümüzde nasıl olduğu bilinmemekle beraber bir dönem piyasaya sızıp korsan olarak elden ele dolaşmıştır.
konserde şarkılar aşağıdaki şekilde bölümlendirilmiştir
dinlediğinizde anlıyorsunuz ki pek kesintisiz olamamış, kimi yerlerde seyirciler tarafından, kimi yerlerde zorunlu olarak durulmuş. ayrıca erkin koray'ın sesi mesafeler 2 haricinde çok dipten geliyor. ancak kaydın kötülüğü konserin muhteşemliğini gölgeleyemiyor.
1. goca dünya 03:49
2. sunuş 00:31
3. potpuri (mesafeler 1) 22:52
4. aşkımız bitecek 04:50
5. sana birşeyler olmuş 04:57
6. mesafeler 2 13:36
bu kayıtta 2 önemli şarkı var. birincisi 23 dakikaya yakın kesintisiz çalınan mesafeler 1 şarkısı -davulda nihat örerel döktürüyor bu parçada- . sanırım türk rock tarihinin en uzun konser parçası bu. ikincisi 70'lerin en önemli gruplarını keşke erkin ile çalışsaydım dedirtecek kalitedeki mesafeler 2 parçası. bu parça psychedelic müziğin olağanüstü örneklerinden biri olabilecek kadar iyi. canlı performans olması güzelliğini bir kat daha artırıyor. diğer şarkıları dinlemeseniz bile buna kesin kulak verin.
Erkin Koray - Potpuri (Mesafeler 1)
Erkin Koray - Mesafeler 2
Performans kalitesi hakkında
erkin koray'ın bu kaydındaki performansı, gerek özgünlük, gerek müzikalite, gerek doğaçlama açısından bir grateful dead'den, bir phish'ten, bir allman brothers band'den, bir band of gypsies'den, efendime söyleyeyim bir amon duul ii'den, bir pink floyd'dan, bir ash ra tempel'dan farksızdır -bu iddiamı saydığım grupların ve daha nicelerinin sayısız bootleg konser kayıtlarını frenetik bir şekilde sabahtan akşama kadar dinlememe dayandırıyorum. hatta daha da ileri gideyim, jefferson airplane'in, rolling stones'un falan eline verir rahat; ki özellikle jefferson airplane 60'ların san fransisco jam scene'inin en önemli isimlerindendir.
özellikle erkin baba'nın "saf müzik, saf performans" tavrı bu grupla türkiye'de değil de amerika'da çalsaymış bugün jam band dediğimizde akla gelen, kendi kültünü oluşturmuş efsanelerin arasında yer alacağını kanıtlar niteliktedir. tek bir kayıttan görebiliyoruz ki bu adam zamanında -hatta şimdinin bile- türkiye'nin en özgür, en özgün müziğini yapmış. üstelik bunu etkilendiği isimlerin türk kopyası olarak değil, içinde doğup büyüdüğü kültürün ezgileriyle harmanlayarak yapmıştır -gerçek bir sanatçının yapacağı gibi.