Ertuğrul Faciası'nda Kurtulanlardan Birinin Torunu Olan Sözlük Yazarının Gözünden Dedesinin Yaşadıkları

1890 yılında Japonya'da batan Ertuğful Fırkateyni'nden kurtulan 69 kişiden biri, Sözlük yazarı ''lost little girl''ün dedesiymiş. Olaylara biraz da onun gözünden bakalım.
Ertuğrul Faciası'nda Kurtulanlardan Birinin Torunu Olan Sözlük Yazarının Gözünden Dedesinin Yaşadıkları

büyük büyük dedemin de söz konusu faciadan kurtulan az sayıda türkten biri olması sebebiyle ailemiz için önem taşıyan tarihsel bir hadisedir. büyük dede, suda 4 gün kadar sürüklenmiş, ardından bir balıkçı tarafından bulunmuş ve 6 ay kadar pirinç lapası benzeri birşeylerle sağı solu sarılarak, soğuk sudan kaynaklanan kısmi felci geçirilmiş, japon balıkçının ailesi tarafından itinayla bakılmıştır. istanbuldaki ailesi, kendisinden tamamen ümidi kestiği bir sırada dedenin yürüyerek eve gelmesi, birkaç akrabanın kalp krizi geçirmesine, özellikle de karısının birkaç gün konuşmamasına sebebiyet vermiş enteresan bir sürprizdir.beş sene sonra, kazadan kalan dolaşım bozukluğu ve benzeri sebeplerle dede tamamen felç olmuş, zannediyorum sekiz sene kadar yatalak yaşamıştır.


yine ailemiz içinde dolaşan bir rivayete göre, büyük dedemizin sefer öncesi üsküdarda bulunan aziz mahmut hüdai türbesi'ne gitmiş olması sebebiyle bu kazadan sağ olarak kurtulması arasında sağlam bir bağlantı vardır. zira, aziz mahmut hüdai türbesinin kapısında yazan duada şöyle demektedir:

"sağlığımızda bizi, vefatımızdan sonra kabrimizi ziyaret edenler ve türbemizin önünden geçtiğinde fatiha okuyanlar bizimdir. bizi sevenler denizde boğulmasın ahir ömürlerinde fakirlik çekmesin, imanlarını kurtarmadıkça göçmesin."


bu kanıtlar ışığında, babam beni ve kardeşimi eğitim dalışlarından önce her boş yakaladığında sürükleye sürükleye üsküdardaki türbeye götürmüş, her seferinde büyük dedenin hikayesini uzuun uzuun anlatmış, hızını alamayıp tavuk, koyun ve benzeri bilimum hayvanı bizim tek yıldız brövemiz için kurban etmiş, etini de türbenin vakfına bağışlamıştır. her aklına geldiğinde cami yararına bağış toplayan imam tayfasına ana avrat küfür eden babamızın bu davranışı bizi ortadan ikiye ayırsa da, dünya üzerinde en pahalıya mal olan balıkadam eğitimini biz almış olsak da, ertuğrul faciasından kurtulan bir büyük dedeye sahip olmanın gururu ve kendisini görememiş olmanın hüznü aile içerisinde zaman zaman keder rüzgarları estirmektedir.


konuyla ilgili katlanamadığımız tek hadise, babama ara ara gelen "o japon köylünün ailesini bulma ve onlarla yan komşuya gider gibi sık sık görüşme arzusu" olmuştur.konuyla ilgili enteresan fikirlerine son olarak benim para biriktirerek japonyaya gitmem ve olay mahallinde araştırma yapmam eklenmiş, o gün bugündür baba protesto edilerek aziz mahmut hüdai türbesine gidilmemiş, facia konusu açıldığında hızla mutfaga veya banyoya kaçılmıştır.

Ertuğrul Fırkateyni'nin hikayesi için buraya bakabilirsiniz.